DİJİTAL ŞİRKETLERSAĞLIK

Dijital dönüşüm bütünsel bir değişim programıdır

0

Teknoloji işinin sadece BT’nin sorumluluğunda olmadığını belirten Nobel İlaç Bilgi Teknolojileri ve PMO Direktörü Kaan Marangoz, dijital dönüşümün stratejik projeler portföyü olarak değil, içinde insan ve yönetişim gibi unsurların da bulunduğu bütünsel bir değişim programı olarak ele alınması gerektiğini ifade ediyor.

Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunu olan Kaan Marangoz, Marmara Üniversitesi’nde de Mühendislik Yönetimi üzerine yüksek lisans yaptı. Teknoloji kariyeri; ilk işi olan Yapı Kredi Bankası Teknoloji Bölümü’nde, o dönemde çok yeni ürünler olan POS, ATM, Kredili Mevduat Hesabı, Kredi Kartı yazılımları gibi bireysel bankacılık ürünleri ile başladı ve bugüne kadar hep BT alanında olacak şekilde devam etti. Üç yıl süren Yapı Kredi Bankası tecrübesinden sonra, 11 yıl Pfizer’ın BT birimindeki farklı rollerde ERP kurulumları, CRM, Veri Ambarı İş Zekası gibi projeler yürüten Marangoz’un Pfizer’daki son görevi ise Kurumsal Sistemler Müdürlüğü oldu. Sonrasında Novartis’te BT yöneticisi olarak kariyerine devam etti ve buradaki 12 yıllık kariyeri boyunca Sandoz ve Alcon Grup Şirketleri’nin de sorumluluğunu içeren BT Yöneticiliği ile Satın Alma, Muhasebe, Personel ve İdari İşler bölümlerini kapsayan Novartis İş Hizmetleri bölümünün Ülke Koordinatorlüğü ve Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye bölgesinin BT Yöneticiliği gibi görevlerde yer aldı. Novartis’in organizasyonu bulunan tüm ülkelerin dahil olduğu 1 – 1,5 yıllık global BT projelerinin yöneticiliğini de üstlenen Marangoz, son iki yıldır Ulkar Holding – Nobel İlaç BT ve PYO (Proje Yönetim Ofisi) Direktörlüğü görevini başarıyla sürdürüyor.

“Teknolojinin hızla gelişmesi, bu gelişimin sürekli bir öğrenme ve yenilikleri uygulama gerekliliği getirmesi, değişimin getirdiği dinamizm; BT’nin sevdiğim yönleri.” diyen Kaan Marangoz, tüm bölümlerle yakın çalışma ortamı sunması, şirketteki süreçlerin içinde olmak ve teknoloji geliştirerek katkı sağlamanın; BT alanında çalışmanın doyurucu yönlerinden olduğunu da ekliyor.

1964’te yerli sermaye ile kurulmuş bir ilaç şirketi olan Nobel İlaç ise Türkiye’de bin 400, dünyada ise 3 bin çalışanıyla, 20 ülkede ve kendi organizasyonuyla faaliyet gösteriyor. Nobel İlaç’ın ürünleri 50 ülkeye ihraç ediliyor ve eczacılık ürünleri ihracatında Türkiye birincilikleri bulunuyor. Üç Ar-Ge merkezine Türkiye’de üç, Kazakistan ve Özbekistan’da ise birer adet olmak üzere beş adet üretim tesisi eşlik ediyor. Çerkezköy’de hammadde üretim tesisi, Düzce’de ilaç üretim tesisi ve Gebze’de yatırımı devam eden biyoteknoloji üretim tesisi bulunan şirketin Kazakistan’daki üretim tesisi ise ülkedeki ilk yabancı sermayeli ve GMP(iyi üretim uygulamaları) sertifikası almış ilk üretim tesisi.

“Nobel İlaç, teknolojiye yatırım yapan bir şirket. Üretim, depo, lojistik gibi fiziksel alanlarda kullandığımız teknolojiler, iç süreçlerimizin verimliliği için kullandığımız yazılımlar, müşteri, tedarikçi ve diğer paydaşlarımızla ilişkilerimizde kullandığımız uygulamalarımız mevcut.” diyen Bilgi Teknolojileri ve PMO Direktörü Kaan Marangoz, Nobel İlaç’ın dijitalleşme yolculuğunu, ilaç sektöründe kullanılan teknolojilerin geleceğini ve Turkcell iş birliklerini İŞTE Teknoloji okurları için anlattı… 

“Dijital dönüşümün başarısında, tüm çalışanların dijital yetkinliklerinin artması çok önemli”

Birçok alanda, hem uzun vadeli stratejilerine hizmet edecek hem de kısa vadede verimlilik, hız kazandıracak çalışmalar yaptıklarını belirten Kaan Marangoz, Nobel İlaç’ın dijital dönüşüm kapsamında hayata geçirdiği değişimleri aktardı:

“Dijital dönüşümün bizim için ne anlama geldiğini ve bu kapsamdaki hedeflerimizi tüm boyutları ile tanımladık. Şirket hedeflerine hizmet edecek bir Dijital Dönüşüm Programı oluşturduk ve odaklanacağımız ana alanları da belirledik. Satış ve pazarlama alanında ürünlerimizi tanıtırken dijitali nasıl kullanacağımıza, müşteri ve paydaşlarımıza nasıl daha iyi servis verebileceğimize ve ilişkilerimizi geliştirebileceğimize, iç operasyonlarımızda verimliliği nasıl artıracağımıza, süreçleri nasıl hızlandıracağımıza dair projeler yürütüyoruz. Tedarik zincirinde uçtan uca akıllı stok yönetimini içeren planlama sistemi kurduk. Bu sistemi detaylı üretim planlaması ile entegre ederek stok maliyetlerini düşürüp verimliliği artırmayı hedefliyoruz. Bir RPA (Robotic Process Automation) platformu da kurduk ve birçok sürecimizi artık robotlar yürütüyor. Sürekli yeni süreçler eklemeye devam ediyoruz, bu sayede vakitlerini daha katma değerli işlere kaydıran çalışanlarımızın verimliliğin yanında iş tatminleri de artıyor. Veri Ambarı ve İş Zekası platformumuzla da şirket için önemli verilerimizi birleştirip hem günlük operasyonel kararlarda hem de şirketin performansı ile ilgili stratejik kararlarda kullanılabilecek raporlar oluşturuyoruz.

Şirketlerde, her seviyeden birçok çalışanda “teknoloji işi sadece BT’nin sorumluluğundadır” gibi bir beklenti olabiliyor. Dijital dönüşümde başarı için tüm çalışanların dijital yetkinliklerinin artmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum; çalışanlar hem günlük zorluklarda bunu dijitalin yardımıyla nasıl iyileştirebilirim diye düşünme alışkanlığı geliştirmeli hem de teknolojik gelişmeleri gördükçe bunu işimde nasıl kullanabilirim diye düşünmeli. Elbette sadece yetkinlik değil, çalışanların bu konuda sorumlulukları da olmalı, süreçler bunu desteklemeli ve performans yönetimine entegre edilmeli. Bu yüzden dijital dönüşüm sadece stratejik projeler portföyü olarak değil, içinde insan, yönetişim gibi unsurların da bulunduğu bütünsel bir değişim programı olarak ele alınmalı. Nobel İlaç’ta Dijital Dönüşüm Programımızı bu bakış açısıyla oluşturduk ve bu programı finans, üretim, tedarik zinciri, satış ve pazarlama, insan kaynakları gibi tüm operasyonlarımızdan üst düzey yöneticilerin katılımıyla oluşturduğumuz Dijital Dönüşüm Komitesi ile yönetiyoruz.”

“Giyilebilir teknoloji ürünlerinden toplanan verilerle birçok hastalık erkenden teşhis edildi”

İlaç sektöründe, pandemi sürecine hazırlıklı olunmasını sağlayan unsurları değerlendiren Marangoz, sektörün geleceğinde şahit olacağımız teknolojik değişimleri de paylaştı:

“Uzaktan çalışma altyapısı hazır olan ve bu kültürün yerleştiği şirketler operasyonlarını neredeyse hiç kesintisiz devam ettirdiler. Kağıt süreçlerinin elektronik ortama geçirilmiş olması, yasal imzaların e-imza’ya geçirilmesi, altyapı kapasitelerinin ölçeklenebilir olarak kurgulanması, e-öğrenme sistemlerinin kullanılıyor olması gibi unsurlar hızlı adaptasyonu sağladı. Uzaktan ürün tanıtımı yapılan sistemleri pandemi öncesi kullanan şirketler, bunun avantajını yaşadılar.

Öte yandan, ilaç sektörü, ürünün doğası gereği dijital “disruption”dan, yani “iş temellerinin kökten değişimi” açısından şu ana kadar en az etkilenen sektörlerden; ancak önümüzdeki dönemde büyük değişiklikler olacak. Halen kullandığımız ama önümüzdeki yıllarda çok daha gelişecek ve vücudumuza entegre olacak giyilebilir teknoloji ürünleriyle insan vücudundan alınan veriler sayesinde birçok hastalığın erken teşhisi mümkün oldu. Bu cihazlardan gelen verileri kullanan sanal sağlık asistanları kişilere önerilerde bulunabilecek, kişiye özel ilaç ve tedavi yöntemleri uygulanabilecek, bu verilerin yapay zeka ile toplumsal ölçekte analizi sayesinde bazı hastalıklar önlenebilecek. Konuşma, görüntü, hareket gibi veriler, büyük veri ve yapay zeka teknolojileri sayesinde teşhis ve hasta izleme imkanlarını artıracak. Mobil cihazlar ve iletişim teknolojileri sayesinde bu veriler, sağlık birimleriyle anlık paylaşılarak acil durumlarda hemen müdahale edilmesi sağlanacak. Görüntülü iletişim yöntemleri ile uzaktan yapılmaya başlanan doktor muayeneleri ve hasta takipleri doktora erişimi artıracak. Ekosistem veri paylaşımı sayesinde ise farklı kurumların teşhise, tedaviye katılımı artacak. Hücre ve gen teknolojilerinin gelişimiyle de bazı hastalıklar tamamen ortadan kaldırılabilecek, bazı hastalıklar kişiye özel yöntemlerle iyileştirilebilecek.”

“Robotik depomuzda operasyonlar daha düşük efor ile hızlı ve hatasız ilerliyor”

Kaan Marangoz, ilaç üretim biriminde kullandıkları yeni nesil teknolojilerden bahsederek teknoloji sayesinde elde ettikleri faydaları ise şöyle anlattı:

“İlaç; hata toleransı olmayan, GMP gibi yüksek validasyon standartları ile üretilen bir ürün. Üretim, kalite kontrol gibi alanlarda ise yüksek teknoloji ekipmanları kullanıyoruz. Yeni nesil teknolojiler sayesinde ortam ve üretim verilerini daha hızlı analiz edip gerekli önlemleri alarak, üretim verimliliğini artırıyoruz. Düzce’deki robotik depomuzda ERP uygulamamızdan gelen bilgi ile ürünler, insan müdahalesi olmadan otomatik olarak depodaki robotlar tarafından sevkiyat alanına götürülüyor. Bu sayede operasyonlar daha düşük efor ile daha hızlı ve hatasız yürüyor.”

“Endüstri 4.0 kapsamında, tüm verileri dijitalleştirerek entegre sistemlerle yöneteceğiz”

Kaan Marangoz son olarak, Nobel İlaç’ın uzun vadedeki teknoloji yatırımlarını paylaştı. Bu yatırımların kapsamını da detaylandıran Marangoz şunları kaydetti:

“Dijital dönüşümü öncelikli stratejilerimizden biri olarak görüyoruz. Bu kapsamda da birçok yatırımımız olacak. Şirketin her alanı için yeni teknolojilerin getirdiği o kadar çok fırsat var ki doğru önceliklendirmeyi yapabilmek, şirketler için en önemli zorluklardan biri. Bizim de üzerine titizlikle odaklandığımız konu şu: Kısa vadede hemen kazanç getirecek yatırımlar ile uzun vadede bizi geleceğe hazırlayacak yatırımların hem iyi dengelenmesi hem de kendi içlerinde doğru önceliklendirilmesi. Her yıl 1 yıllık kısa vadeli planlarımızı yapıyoruz, 5 yıllık uzun vadeli planlarımızı da güncelliyoruz. Önümüzdeki dönemde, ERP sistemlerimizi ek modül ve entegrasyonlarla geliştireceğiz. Bunun yanında, uçtan uca stok yönetiminde tedarik tarafında yaptığımız yatırımlarımızı akıllı tahmin sistemleriyle satış tarafı ile bütünleştirerek tamamlayacağız; veri yönetişim süreçlerini oturtup iş zekası yatırımlarını sürdüreceğiz; Endüstri 4.0 yol haritasında belirlediğimiz laboratuvar, kalite, üretim süreçlerimizdeki yatırımlar ile kağıdı tamamen kaldırıp tüm verileri dijitalleştirerek entegre sistemlerle yöneteceğiz.”

Turkcell ile gerçekleştirdiğiniz Endüstri 4.0 projesi kapsamında, üretim hattının verimliliğini sağlamak amacıyla kullandığınız bir çözüm bulunuyor. Bu çözüm sayesinde ne gibi kazanımlar elde ettiniz?
Bu proje IoT, bulut, veri analitiği gibi son teknolojileri birleştiren bir çözüm. Üretim makinalarımızdaki veriler anlık olarak buluta aktarılıyor ve operasyon canlı olarak raporlarla takip ediliyor; üretim hızı, ürün sayısı, hata, ortam değerleri gibi birçok veri analiz edilebiliyor. Bu sayede, kayıpları erken müdahale ile hızla giderebiliyoruz, makine verimliliklerini artırıyoruz, kayıpların çok daha detaylı analizi sayesinde kök nedenlere daha hızlı ve doğru ulaşabiliyoruz, yapılan iyileştirme çalışmalarının sonuçlarını verilerle görebiliyoruz. Şimdi ise planımız; bu çözümü bir adım daha ileriye götürmek için bu verileri yapay zeka ve makine öğrenme metodları ile kullanarak hataları gerçekleşmeden tahminlemek, kestirimci bakım yöntemiyle sorunları minimize ederek üretim verimliliğini daha da artırmak.

Kurumlara geniş yelpazede hizmet ve çözümler sunan Turkcell ile ileride hayata geçirmeyi planladığınız projeler olacak mı?
Nobel İlaç olarak Turkcell ile uzun yıllara dayanan bir iş birliğimiz var. Mobil operatör servisi ile başlayan bu iş birliği, Turkcell’in mobil hizmetler ve yeni teknolojilerle portföyünü genişletmesiyle artarak devam etti. Müşteri odaklı yaklaşımları ve ekosistem çözüm ortaklarıyla sunduğu bütünleşik çözümler sayesinde iş birliğimizden başarılı sonuçlar alıyoruz. Önümüzdeki dönemde de Turkcell ile yeni projelerde çalışmayı planlıyoruz. Şu an fizibilite çalışmalarını yürüttüğümüz enerji verimliliği projemizde de değerlendirme aşamasındayız.

Comments

Comments are closed.

Login/Sign up