YÖN VEREN LİDERLER

Dijital Tedarik Zinciri vizyonumuzla süreçlerimiz daha verimli!

0

Dijitalleşme faaliyetlerine hız kesmeden devam ettiklerini söyleyen Turkcell Tedarik Zincirinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ali Türk, “Dijital Tedarik Zinciri inisiyatifimiz kapsamında uçtan uca izlenebilir, daha dijital ve verimli bir tedarik zinciri olmak için bir yol haritası oluşturduk. Bu yol haritamızda geliştirdiğimiz projelerde ise RPA’den yapay zekaya kadar yeni teknolojilerden faydalandık.” dedi.

Ali Türk, İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra yine aynı kurum altında Executive MBA derecesini tamamladı. Profesyonel iş hayatına 1999’da Başak Hayat Sigorta’da başlayan Türk, 2002-2007 arasında Ülker Şirketler Grubu’nda lojistik planlama, depo ve tedarik zinciri yönetimi süreçlerinden sorumlu çeşitli yöneticilik görevlerini üstlendi. 2007-2011 arasında Ceva Lojistik’te Depo ve Katma Değerli Operasyonlar Grubu Müdürü olarak görev yapan ve 2011’de Türk Hava Yolları’na Kargo Operasyon Başkan Yardımcısı olarak katılan Ali Türk, 2012 yılı itibarıyla THY Kargo Başkanı olarak kariyerini sürdürdü. Ali Türk, Mayıs 2016 itibarıyla Turkcell’de Tedarik Zinciri Yönetiminden Sorumlu Grup Başkanı olarak göreve başladı ve Mart 2017 tarihinden bu yana Tedarik Zincirinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı olarak Turkcell ailesine katkılarını sürdürmeye devam ediyor.

Turkcell Tedarik Zincirinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ali Türk ile pandemi sürecinden dijital liderlik kavramına, tedarik ve satın alma süreçlerinden dijitalleşmenin önemine kadar gerçekleştirdiğimiz sohbetimize, pandeminin satın alma süreçlerini nasıl etkilediğini sorarak başladık…

Pandemide kritik iş operasyonlarının aksamaması için tedarik sürecimizin işlemeye devam etmesi çok önemli. Bu noktada üretimde, sevkiyatta veya hizmet sağlamada zorluk yaşayan tedarikçiler ile süreci etkin bir şekilde yönetebilmek ve gerekli durumlarda alternatif kaynaklardan tedarik edebilmek önem kazandı. Dünya genelinde yaşanan kısıtlamalardan dolayı sevkiyat süreçlerinde, lojistik ağında meydana gelen aksamalar için alternatif yollar belirledik. Siparişlerdeki gecikmeler iş sürekliliğini riske sokacağı için sürecin en başından itibaren satın alma ekibimiz, lojistik ekibimiz ve iş birimlerimiz ile birlikte tedarikçi sevkiyat planlarını kalem kalem takip ettik. Teslimat sürecinde olası riskleri ve gecikmeleri öncesinden belirleyerek tedarikçilerimiz ile haftalık düzenli görüşmeler yaparak gecikmeleri önlemek için aksiyonlar aldık. Ayrıca uzaktan çalışma döneminde hizmet alamadığımız, ofislerimize temizlik ve yemek gibi hizmetler sağlayan tedarikçilerimizin bu zorlu dönemde yanında yer aldık. Uzaktan çalışma sürecini başarıyla uygulayarak online etkinlikler, e-games turnuvaları, fonksiyon geneli online buluşmalar ile motivasyonumuzu yükselttik ve verimli bir çalışma dönemi geçirdik.

Turkcell’in yerlilik ve millilik konusunu oldukça önemsediğini biliyoruz. Siz bu konuda ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Ekosistemimizdeki milli ve yerli tedarikçileri artırmak son dörtbeş yıldır gündemimizde olan, inisiyatiflerimize eklediğimiz, hedefler koyduğumuz ve çalışmalar yürüttüğümüz bir alan. Bu kapsamda kategori yerlileştirme çalışmaları, tedarikçi ilişkileri takibi, start-up iş birliktelikleri, Türkiye’ye global yatırım getirme çalışmaları ve ticari ateşelik çalışmaları yürütüyoruz. Telekom sektöründe yürütülen ortak çalışmalara da liderlik ediyoruz.

2020 yılında halihazırda yürüttüğümüz ve planladığımız tüm millilik ve yerlilik çalışmalarını hızlandırmayı ve takibini yapmayı hedefleyen CEO’muzun sponsor olduğu bir “Turkcell Yerlilik Programı” çalışması başlattık. Program ile birlikte 2021 yılında Turkcell’in milli ve yerli tedarikçi havuzunu büyütürken ekosistemdeki firmaların da yetkinliklerine katkı sağlamayı hedefliyoruz.

Ekosisteminizde küçük şirketler de yer alıyor mu?

Bu kapsamda, yürüttüğümüz yerlilik çalışmalarımızı aktarırken de bahsettiğim pek çok çalışmamız var. Bunları detaylandıracak olursak; satın alma komitelerimizde yerli yatırımı önceliklendiriyoruz, yerli firmalara ekonomik destek sağlıyor, KOBİ, yerli üreticiler ve teknoparklarla iş birliği toplantıları yapıyoruz, yerli firmalarımızla ortak çalışmalar yürütüyoruz ve yerli firmalarımızı bir ateşe gibi yurtdışına götürerek satış imkânı sağlıyoruz.

Ekosistemle yürüttüğümüz bu yakın ilişkiler sonucu, ihtiyacı görerek yola çıktığımız ve 2019’dan beri yürüttüğümüz bir programımız bulunuyor. Yazılım satın almalarımızda belirlenen kriterlere uyan start-uplarımıza hem büyük iş ortaklarıyla hem de Turkcell’le çalışma fırsatı veriyoruz. Modelimize göre iş sahiplerinden gelen işleri, halihazırda çalıştığımız büyük firmalarla birlikte bir kısmını start-up firmalara verecek şekilde bölüştürüyoruz ve bu geliştirme sürecinde büyük firmanın startup firmaya mentorluk yapmasını bekliyoruz. Şimdiye kadar 10 farklı ilimizde yer alan 17 farklı tekno kentteki 30 start-up’a bu program ile birlikte 15 milyon TL civarında bir hacim oluşturduk. Bununla birlikte hem iş yaptığımız hem de programın tanıtımı kapsamında tekno kentlerde organize ettiğimiz tanışma toplantıları vasıtasıyla havuzumuza dahil ettiğimiz start-upların Turkcell içindeki diğer ekiplerle iş yapabilmesi adına bir köprü oluşturuyoruz.

Türkiye’nin dijital şirketi Turkcell’de üst düzey bir sorumluluğunuz var. Bu kapsamda; son dönemde ortaya çıkan dijital liderlik kavramı ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Dijital bir operatörün tedarik zinciri olarak, dijitalleşme uzun zamandır odak alanlarımızdan biri. Değişen ihtiyaçlarla birlikte hızlı bir şekilde tüm sektörler için de önemli bir gündem maddesi haline geldi ve bu şekilde devam edecek. Buna paralel olarak yönetim metotları ve yönetime, yöneticiliğe bakış açısı da hızla değişiyor. Dijital liderlik kavramı ile birlikte karar alma süreçleri gittikçe kısalırken, sürekli değişen koşullara kısa, orta, uzun vadeli hedefler yerine takımınız için vizyonlar yaratmanız bekleniyor. Özellikle uzaktan çalışma döneminde stratejik hedefleri gerçekleştirebilmek için sahip olduğumuz yetkinliklere dijital yön verebilmenin, dijital düşünme altyapısını oluşturabilmenin, kaynakları verimli kullanabilmenin ve sürekli değişime adapte olması beklenen takımlara vizyon sağlayabilmenin öneminin farkındayız. Burada da iş birlikçi yaklaşımı, kuvvetli iletişim ağını ve sürdürülebilir stratejileri oluşturarak dönüşüme önce kendimizden başladık.

Tedarik ve satın alma süreçlerinde çevik ve esnek yapının önemi nedir? Bu konuda neler yapıyorsunuz?

Pandemiyle birlikte özellikle “Resilient Supply Chain” kavramı ön plana çıktı. Bu kavram
Türkçe ifadesiyle daha esnek ve dayanıklı bir tedarik zinciri olmak anlamına geliyor. Pandemi etkisiyle ortaya çıkan problemler, değişen tüketici ihtiyaçları ve yeni trendlere bağlı olarak talepler çok dinamik bir şekilde değişime uğradı. Bu anlık değişebilen atmosfere karşı organizasyonun dayanıklı kalması, esnek ve çevik yapıyı koruması, ancak tedarik zincirinin bu şekilde yönetilmesi ile mümkün olabilir.

Dayanıklı ve esnek tedarik zincirleri, tüketicinin değişen taleplerine anında karşılık verebilen, riski proaktif bir şekilde yönetebilen, sektörün ihtiyaçlarını yakından takip ederek o ihtiyaçlara dönük inovatif çözümler üretebilen, konumunun avantajıyla merkezi bir rol üstlenerek iç ve dış paydaşlarını çevik bir şekilde yönetebilen yapılardır. Turkcell Tedarik Zinciri Yönetimi olarak çevik yönetim metodolojisini benimsedik ve geçtiğimiz yıllarda fonksiyonlar arası kurduğumuz çevik takımlar ile birçok sürecimizi çok daha verimli bir şekilde yönetiyoruz. ICT ekiplerimiz çevik yönetim metodolojisi ile ilerlerken biz de Tedarik Zinciri Yönetimi olarak Satın Alma ve Gayrimenkul&İnşaat Yönetimi süreçlerimizle ile ilgili servislerin çevik takımlarında “product owner” görevi üstlendik. Bu ekiplerde ilgili servislerin analistleri, developer’ları ve tedarik zinciri kontakları bir arada yer alarak talebin başladığı noktada çözümlerin konuşulabildiği, önceliklendirilip hızlı bir şekilde hayata geçirildiği bir yapıya geçtik. Tedarik zincirimizi daha dayanıklı sürdürülebilir bir hale getirebilmek için de özellikle Risk yönetiminde süreçlerimize ilişkin risklerin olasılık ve etkilerini belirleme, ölçümleme, kısa-ortauzun vade aksiyonları planlama ve paydaşlarımız ile iletişimi sağlama faaliyetlerini yürütüyoruz. Sürdürülebilirlik konusunda önceliklerimizi belirlemek, hedeflerimizi ortaya koymak ve projelere sürdürülebilirlik KPI’ları belirleyerek takibini yapmak için çalışmalar yürütüyoruz. Böylece tüm paydaşlarımızın katkısıyla daha dayanıklı, esnek ve çevik bir tedarik zinciri yönetimi olma yolunda ilerliyoruz.

Tedarik zinciri süreçlerinde gün geçtikçe dijitalleşmenin önemi artıyor. Siz süreçlerinizde hangi teknolojilerden faydalanıyorsunuz?

Dijitalleşmenin öneminin giderek artmasıyla biz de “Dijital Tedarik Zinciri” inisiyatifimiz kapsamında, uçtan uca izlenebilir, daha dijital ve verimli bir tedarik zinciri olmak için bir yol haritası oluşturduk. Bu yol haritamızda geliştirdiğimiz projelerde, tedarik zincirinde çalışanlarımıza RPA eğitimi vererek kendi süreçlerini tasarlayabilme yeteneği kazandırdık. Bu sayede operasyonel işlere harcanan eforu azaltarak çalışanlarımızın daha katma değerli işlere yönelmelerine imkân tanıdık. Saha Kiralama tahminleme projesinde yapay zekâ teknolojisi yardımıyla optimum saha bedellerini tahminleyerek kiralama uzmanına harita üzerinden yansıtılmasını sağladık. Satın alma ürün ağaçlarımızı oluştururken yine büyük satın alma verimizin analizinde yapay zeka teknolojisini kullandık. Daha sürdürülebilir bir iş modeli oluşturabilmek için kontrat süreçlerimizde kağıt evrak kullanımını, toplam yakıt tüketimini azaltacak biyometrik imza ve mobil imza süreçlerini geliştirerek sözleşmelerimizde kullanmaya başladık. Satın alma sürecimizi tek çatı altında yönetebilmek amacıyla, iç ve dış paydaşlarımızın da kullanımına açtığımız Tedarikçi Yönetim Sistemimizi geliştirdik. Tedarikçilerimizin sistemleri ile entegre olarak sipariş talebinden sevkiyata kadar süreçlerimizi otomatize ediyoruz. Bütün bu çalışmaları Turkcell üst yönetimimizle aylık bazda gözden geçirerek dijitalleşme faaliyetlerine hız kesmeden devam ediyoruz.

2021’de tedarik ve satın alma tarafında nasıl bir strateji izleyeceksiniz?

Tedarik Zinciri Yönetimi olarak şirketimizin stratejilerine paralel bir şekilde 2021 stratejilerimizi geliştiriyoruz. Stratejilerimizi oluştururken globaldeki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Bu kapsamda güncel 8 temel stratejimizi aşağıdaki şekilde ifade edebiliriz:

  • Değer üreten ve yön veren Tedarik Zinciri: Tedarik Zinciri olarak katma değerli işler geliştirerek iş süreçlerimizde uçtan uca değer yaratmayı hedefliyoruz. Ayrıca sektöre yönelik olarak da bulunduğumuz pozisyon itibarıyla sektörün temel ihtiyaçlarını görüp bu ihtiyaçlara yönelik çözümleri iç ve dış paydaşlarımızla birlikte şirketimize gelir getiren ürünler haline getirmeye çalışıyoruz.
  • Dijital Tedarik Zinciri Yönetimi: Süreçlerimizi dijitalleştirerek çalışanlarımızın operasyonel yükünü azaltıyor ve daha stratejik işlere yönelmelerine imkan sağlıyoruz. Bu kapsamda sözleşme sürecini daha etkin yönetebilmek için madde yönetimi ve sözleşme uyum takibi konularında kontrat yönetimi sistemi, tedarik sürecimizde meydana gelen aksamaları önlemek için tedarikçi sistemleri ile entegrasyon çalışmaları, sürdürülebilir iş süreçleri için mobil imzanın kullanımı, operasyonel işlerimizi otomatize etmek için RPA çalışmalarını yürütüyoruz.
  • Risk Yönetimi ve Sürdürülebilirlik: Pandemi ile birlikte stratejilerimizi güncelleyerek Risk Yönetimi ve Sürdürülebilirlik’i ekledik. Daha dayanıklı ve esnek bir tedarik zinciri olabilmek amacıyla riskleri proaktif bir şekilde yönetebilmek için süreçlerimizin izlenilebilirliğini artıran, risklerimizi tanımlayıp zamanında aksiyon almamızı sağlayan sistemsel ve süreçsel geliştirmeler planlıyoruz. Sürdürülebilirlik kapsamında da önceliklerimizi ve hedeflerimizi belirlemek, daha yapısal bir model oluşturarak Tedarik Zinciri çalışanlarımız ve paydaşlarımızda bu bilinci artırmak ve bu sayede çevre, sosyal ve toplum odaklı uygulamalar geliştirmek için çalışmalar yürütüyoruz.
  • Yerlilik&Millilik: 2020 yılında hayatımıza giren COVID-19 ile birlikte küresel tedarik zincirine sahip firmalar ile çalışmanın göz ardı edilen riskleri ve yerel tedarikçilerin avantajları tecrübe edilmiş oldu. Bunun doğal bir sonucu olarak, global kaynakların çalışmalarında önceki senelere kıyasla 2021 için tedarik zincirlerinin yerel kaynak kullanımını artırmayı ve tedarikçi çeşitliliğini sağlamayı önceliklendirdiğini görüyoruz. Turkcell Yerlilik Programı çalışmamızın ihtiyacı karşılayacağını öngörüyoruz.
  • Tedarikçi eksenli inovasyon: Pandeminin de ivmelendirmesiyle, 2021 yılında da tedarik zincirleri için harcamaları inovasyon ile yatırıma çevirmenin kritik önemi giderek artacak. Burada proaktif hareket ettiğimizi söyleyebiliriz, Turkcell Tedarik Zinciri olarak 2020 itibarıyla tüm şirket genelinde yürüttüğümüz bir “Tedarikçi Eksenli İnovasyon” programımız bulunuyor. Program ile birlikte yeni gelir fırsatı, kalite artışı ve ek tasarruf oluşturan, inovasyonlar getiren tedarikçilerimiz ve çalışanlarımızla bir proje ekibi oluşturarak fikir aşamasından ürün aşamasına kadar tüm sürecin takibini yapıyoruz. Şimdiye kadar program dahilinde 18 proje fikri geldi ve bunun ilk aşama için beklentimizden oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Bu sayının ivmelenerek artması yönündeki çalışmalarımızı 2021 yılında da devam ettireceğiz.
  • Ekosistemde DSS DBS ürünlerini yaygınlaştırma: Tedarik zinciri olarak ekosistemle olan güçlü ilişkimiz sayesinde, mevcut Turkcell uygulamalarının tanıtılmasına, sektörün ihtiyacına yönelik servislerin kurgulanmasına, bu tarz fırsat ve önerilerin ilgili ekiplerle konsolide şekilde yürütülmesine yönelik çalışmalar yapıyoruz. Tedarik Zinciri Yönetimi sorumlularımızın kendi iş kategorilerinde bu tarz örnekler getirmesini bekleyen ve teşvik eden hedeflerimiz bulunuyor.
  • Güçlü altyapı yetkinliğimize katkı: Turkcell şebekesinde ihtiyaç duyulan tüm malzeme ve hizmet ihtiyaçlarını zamanında karşılamak adına, satın alma süreçlerimizi iyileştirme, baz istasyonu kiralama ve geçiş hakları süreçlerini geliştirme, veri merkezi inşaat projeleri ile Türkiye’nin verisinin Türkiye’de kalmasını sağlama, lojistikte itme sistemine geçerek bölgelere dağılmış depo yapılanması ile Türkiye’nin her yerinde aynı hızda ve aynı kalitede teslimatı gerçekleştirme çalışmalarını yürütüyoruz.
  • Üstün müşteri lojistik deneyimi: Pandemi ile birlikte artan e-ticaret taleplerini karşılayabilmek adına, lojistik ağımızı genişletiyor, süreçlerimizi ve sistemlerimizi geliştiriyor ve bu sayede ürünlerin teslimat sürelerini kısaltarak müşteriye en kısa sürede ve en uygun şekilde ulaşmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şebekemizde kesintisiz hizmet sağlayabilmek amacıyla da bölge depo yapılanmamız ile bölgelerin ihtiyaçlarını en kısa sürede sağlıyoruz.

Comments

Comments are closed.

Login/Sign up