YÖN VEREN LİDERLER

Türkiye’nin ilk teknoloji ve insan endeksi çalışması başlıyor!

0

Önümüzdeki dönemde güçlü bir şekilde Türkiye’nin ilk teknoloji ve insan endeksi çalışmasına başlayacaklarını söyleyen Teknolojide Kadın Derneği (Wtech) Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney, “Bu çalışmada özellikle kadın tarafını kırarak Türkiye’nin kendi rakamlarına erişmesini sağlayacağız.” dedi.

Teknolojide Kadın Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney Türkiye’ye, teknolojiye, kadına ve gençlere yatırım yapmış ve büyük katkılar sağlamış bir kadın lider… Kadının bulunduğu her yerde nitelik ve nicelik olarak pozitif gelişmeler olduğunu belirten Zehra Öney ile derneğin faaliyetlerini, kadınların teknolojiye değen sihirli ellerini ve robot çağını konuştuk…

Profesyonel hayatınızdaki başarılarınızla sizi yakından tanıyoruz ancak kadının ve gençlerin teknolojiye katılımı noktasında da önemli çalışmalarınız var, biraz anlatır mısınız?

İstanbul Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun olduktan sonra 10 yıl boyunca Turizm sektöründe görev aldım. Diğer taraftan 20. yüzyılda gelişen teknolojiler, mobilite ve ilk mobil telefonların çıkışı da dikkatimi çekiyordu. Meraklı ve öğrenmeyi çok seven birisi olarak, hayatımıza bu dönemlerde giren interneti benimseyip onun bütün faydalarından istifade ettim. Böylelikle Turizm kariyeri beni telekomünikasyona taşıdı ve 2002 yılı itibari ile Turkcell ailesine katıldım. Daha sonra hız kesmeden bir mobil ajansın genel müdürlüğünü yaptım. 6 yıllık bu serüvende 3G de Türkiye’ye henüz gelmişti ve Mobile Marketing Association (MMA) Turkey’i kurup daha derin boyutta mobilize olduk. Ajansı da operatörlerin ortağı haline getirip Türkiye’de mobil pazarlama alanında ilk kampanyalar, mobilin, dönüştürücü teknolojilerin kullanıldığı çok önemli projeler benim yönetimimde ve kurduğum bir ekiple hayata geçti.

2010 yılında MMA’in Los Angeles’da düzenlediği ve dünya çapında pek çok projenin katıldığı yarışmada yönettiğimiz Unilever Cornetto Interactive Wall Projection Project ile EMEA Bölgesinde Best Innovation ödülü, 2011 yılında ise yine aynı proje ile Barcelona’da düzenlenen GSMA Global Mobile Awards’te En İyi Mobil Reklam ve Pazarlama kategorisinde dünya birinciliğini kazandık. O dönem bana şunu gösterdi; 21. yüzyıl çok hızlı geliyor, dijitalle sınırlı kalmayacağız ve artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, yapay zeka, veri, bulut bilişim ve G’ler gibi önemli dönüştürücü teknolojiler hayatımıza girecek!

Çok fazla kurum içi girişimde, çok başarılı işler yaparak bu dönüştürücü teknolojileri benimsedim ve kendi ajansım 360+ Media’yı kurdum. Bugün 11 yaşında olan ajansımın iki şapkası oldu. Bir tanesi özellikle artırılmış gerçeklik ve yapay zeka tarafında çok hızlı ilerledi. Dünyada 2011’de kurulmuş ve artırılmış gerçeklik alanında, bir uygulama üstünde artırılmış gerçeklik deneyimini son kullanıcıya en iyi gösteren Blippar’ı Türkiye’ye getirip, Blippar Türkiye’yi kurup hem ajans hem Blippar Türkiye CEO’su olarak dört sene interaktif teknolojiler içerisinde çok önemli çalışmalara imza atma fırsatı buldum.

Peki, Teknolojide Kadın Derneği nasıl doğdu?

Çok uzun yıllar mutfakta teknoloji girişimcisi ya da üreticisi olarak çalışırken, üniversitelerde eğitim verirken bir şey çok dikkatimi çekiyordu. O da kadınların özellikle teknoloji sektöründeki azınlığıydı. Örneğin; Blippar Türkiye’yi kurduğumuzda yazılım ve üretim için mühendis ilanı yayınladım. İlana çoğunluğu erkek olmak üzere az sayıda da kadın mühendis aday olarak başvurdu. Kadınların heyecansız ve motivasyonsuz olduklarını fark ettim. Çok şaşırdım, üzüldüm ve ekibe hiç kadın alamadım. Bu da içimde ukte kaldı. Neden mutfakta, üretimde kadın yok diye çok hayıflandım. Diğer taraftan içinde bulunduğum birtakım teknolojik grupların toplantılarına veya ödül törenlerine katılıyorum fakat kadın katılımcı sayısı oldukça az. Bu da beni çok rahatsız etmeye başladı. Bunu fark edince ve aradan bu kadar yıl geçince şunu düşündüm: 21. yüzyılda robotların hayatımıza girdiği, robotlarla birlikte yaşamayı öğrendiğimiz ve yapay zeka ürünlerinin her sektörde, sosyal hayatta, hayatımızın içinde olduğu fakat üretiminde hiç kadının olmadığı bir senaryo var. Böylelikle kadının teknolojiye girişimini çok ciddi desteklememiz gerektiğine karar verdim.

İhtiyacı çok iyi tespit etmeye çalıştım. Özellikle Türk aile yapısı kız çocuklarını öğretmen, erkek çocuklarını mühendis yapmak gibi bir kodlanmaya gidiyor. Bütün bunların sonucunda 2017 yılından başlayarak teknoloji ve kadına ses çıkarabileceği bir platform kurdum: Wtech Platform. Bir dernek kurmak kolay fakat dernek, çok önemli bir yaraya parmak basmalı ve dünyaya, Türkiye’ye fayda sağlayan bir işleve sahip olmalı. Bu ihtiyaca emin olduğumda rakamsal verilerle ilerledim. OECD’nin 2018’de yaptığı bir teknoloji-insan endeksine göre, Türkiye’deki kadın-teknoloji ilişkisine bakıldığında 30 milyon istihdamda sadece 234 bin teknoloji çalışanı var. Bunun sadece yüzde 9,91’i yani 23 bin 400’ü kadın. Bu rakam bana çok düşük geldi ve beni harekete geçirdi. 31 Ocak 2019 tarihinde Teknolojide Kadın Derneği’ni 75 kurucu, kurumsal ve bireysel üyeyle kurduk.

Pandemi sürecinde dernek olarak çalışmalarınız nasıl yön değiştirdi? Yeni normale nasıl hazırlanıyorsunuz?

Kuruluş aşmasındayken dernek için yönetim kurulu olarak üç odak belirledik. Bir tanesi eğitim. Bunun için Wtech Akademi’yi kurduk. Wtech Akademi teknik eğitimlerin yanı sıra yumuşak yetenek eğitimleri, mentörlük ve istihdam alanlarında çok yoğun bir çalışma yapıyor. Diğer taraftan, eğitim komitemizin başında yönetim kurulu üyemiz Denizbank’ın Genel Müdür Yardımcısı Dilek Duman ve çok kalabalık bir ekibimiz var. Hepsi değerli şirketlerin üst düzey yöneticilerinden oluşuyor. İkinci odağımız; ağırlıklı olarak araştırma ve ölçümlemeyi kendi verilerimizi bulacak şekilde yapmak. Bununla ilgili de çok önemli bir süreçle projeyi hazır hale getirdik. Önümüzdeki dönemde güçlü bir şekilde Türkiye’nin ilk teknoloji ve insan endeksi çalışmasına başlıyor olacağız. Bu çalışmada özellikle kadın tarafını kırarak Türkiye’nin kendi rakamlarına erişmesini sağlayacağız. Çünkü bugüne kadar kullandığımız rakamlar hep global ölçüm şirketlerinin dışarıdan yaptığı çalışmalar. Bu işi nasıl yapacağımız üzerinde çok detaylı ve değerli bir çalışma yaptık. Eylül ayı itibariyle bu çalışmaya başlayacağız.

Üçüncü yaptığımız şey ise sanki pandemi dönemini öngörmüşcesine derneğimizi dijitalize etmek oldu. Derneğin faaliyetlerini, akademiyi, derneğin hedef kitlesinde olan gençleri davet edeceğimiz kariyer havuzumuzun da olduğu bir platformu hayata geçirdik. Pandemi öncesinde dijitale çok hazırdık; dijital platformumuzu yaratmış ve bu alanda duyurularımıza, çalışmalarımıza başlamıştık. Bu da bizi pandemi sürecinde çok rahatlattı. Bir diğer hedefimiz de özellikle yurtdışına beyin göçü yapmış Türk teknoloji insanlarını, Teknolojide Kadın Derneği altında toplayacak şekilde özellikle Avrupa’da İngiltere temsiliyetli, Amerika’da New York ve San Francisco temsiliyetli şubelerimizi açmaktı. Bu hedefimizi 2021’de gerçekleştirmeyi planlıyoruz ve çalışmalarımız da devam ediyor.

Pandemiye kadar biz de Wtech Akademi’yi aktif hale getirip, yaklaşık 16’sı genç kızımız, dört tanesi erkek arkadaşımız olmak üzere 20 kişilik bir öğrenci kadrosuyla ilk eğitimimiz olan SQL veritabanı eğitimini Ekim ayında açmıştık. Bu tam bir uzmanlaştırma eğitimi ve burada katılımcı arkadaşlarımızın duygusal zekâlarını, sosyal becerilerini güçlendirecek çok önemli bir program bulunuyor. Ardından teknik eğitimler başlıyor. Daha sonra tekrar yumuşak beceri eğitimleriyle programı tamamlayıp öğrencilerimizi mezun ettik. Bu arkadaşlarımızın 11 tanesini istihdama kazandırdık ve şu anda çok önemli teknoloji kurumlarında SQL veritabanı uzmanı olarak çalışmaya başladılar.

Pandemi sürecinde eğitimleri nasıl sürdürdünüz?

İlk vakanın duyurulması ile uzaktan çalışma sistemine geçiş yaptık. Projelerimizin hepsini dijital hale getirdik, webinar serisi başlattık. Pandemi sürecini kolaylaştıracak aynı zamanda da sektörü durdurmayacak pazar bilgileri içeren bir webinar serisi yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Bunun dışında gençlere online olarak ulaştık. Onların kariyer ve gelecek planlamalarını, geleceğin meslekleri konusunda bilgilenmelerini online olarak konuşmaya devam ettik. Bir taraftan da Wtech Akademi artık ilk SQL mezunları ile birlikte eğitim-iş modelini çok iyi oturtmuştu. TİSK (Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu) ile ortak planladığımız genç dönüşüm projesini Haziran ayında lansman yaparak hayata geçirdik. Burada 150 gencimize altı başlıkta eğitim sınıfları açtık. SQL veritabanı uzmanı, iş analisti, yazılım dili, Java, veri mühendisliği alanında 25’er kişilik sınıflar açarak buraya çok önemli bir öğrenci kadrosu oluşturduk ve duyurumuzu yaptık. Duyurumuza başvuranları sınava tâbi tuttuk. Sınavda yüksek not alan öğrencilerden yaptığımız seçimlerle çoğunluğu kadın ve bir kısmı erkek öğrencilerimizi bu program içerisine dahil ettik. Programımız başladı ve şu anda çok güzel gidiyor. Program sonrasında da mentör çalışması ve istihdam tarafında da yine TİSK ve Wtech iş birliğinde destekleniyor olacaklar. Bu programın teknik desteğini Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası yaptı. Program çok başarılı olduğu için ikinci tur bir fonla programı devam ettirmek, öğrenci sayımızı 1.000’e çıkartmak gibi bir hedefle ilerliyoruz.

Genel olarak üniversite düzeyinde gençlere eğitim verdiğinizi görüyoruz. Fakat Türkiye’de kadınların teknolojiye erken adapte edilmesi noktasında bir eksiklik var. Sizce bu eksiklik neden kaynaklanıyor?

Dünyaya baktığımızda teknolojide kadını en geliştiren ve kullanan ülke şu an için Çin ve Hindistan. Bunun nedeni; her ülkenin kendi sosyal, geleneksel ve kültürel kodları olması. Teknoloji genellikle hep erkek işi olarak empoze ediliyor. Teknolojiyi kullanma noktasında dahi kadınlar son on yılda sosyal mecralarda tüketimi artırdı fakat üretmiyor. Burada elbette eğitim sistemi de çok önemli. Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda çok önemli reformları hayata geçirmek üzere çalışıyor. Belki önümüzdeki birkaç yıl çok değişik eğitim sistemleri ile karşılaşacağız. Süre uzunlukları kısalacak, içerikler değişecek, daha interaktif olacak. Öğrenciler daha çabuk sahaya çıkacak, inisiyatif alacak ve yetenekleri daha çabuk keşfedilecek.

Projenin başlangıcında üniversite öğrencilerini hedefledik çünkü öncelikle bu yetenekleri değerlendirmeliyiz. Onların başarılarını sergileyerek de lise öğrencilerine rol model olmalarını sağlamalıyız. Şöyle ki; üniversitelerin üçüncü, dördüncü sınıfında sistem alanında okuyan yüzde 37’lik bir kitle var. Bu kitlenin yeterli uzmanlığa sahip olarak mezun olması gerekiyor. Gelecekte, şu an adını bile bilmediğimiz 250 milyon uzmanlık başlığı hayatımıza girecek. 2030’a kadar bunun 75 milyonu aktif olacak. 75 milyon yepyeni iş olacak ve bunun için de yepyeni uzmanlık gerekecek. Bir araştırmaya göre, 2030’a kadar Türkiye’de teknoloji alanında 3,5-4 milyon uzman ihtiyacı oluşacak. Bu ihtiyacı karşılayacak henüz teknoloji insanı ya da uzmanımız yok. Gençlerin inisiyatif alması gerektiğine inanıyoruz. Gençler bu inisiyatifi tecrübelerle geliştirmeli ve onlar yönetmeli çünkü 21. yüzyıl gençlerin yöneteceği bir yüzyıl.

Sizce, kadınların liderlik pozisyonlarında sayıca az olması neden kaynaklanıyor?

Dünyada iş gücünün yüzde 40’nı kadınlar oluşturuyor. Kadın istihdamının yüzde 1 artması gayri safi milli hasılayı 80 milyar dolar artırıyor. Bu çok önemli bir rakam ve 2025 yılına kadar tam olarak toplumsal cinsiyet ve fırsat eşitliğini sağlarsak, dünya ekonomisinde 28 trilyon dolarlık ek katkı sağlanacak. Yani kadını istihdama katmanın tüm dünya için çok önemli bir ekonomik artışı var. Ülkemizde de kadın ve erkeklerin ekonomiye böyle eşit katılmaları halinde GSMH yüzde 30 daha fazla artacak. Kadın elinin ve emeğinin değmediği ülkelerde ekonomik kayıplar çok fazla artarken, kadını istihdama katarsak ekonomik ve refah düzeyinde çok ciddi bir artış söz konusu olacaktır.

Sizce kadınlar bulunduğu sektöre neler kazandırıyor, ne gibi verimlilik sağlıyor?

Kadınlar girdikleri ortamlarda, platformlarda çok büyük farklar yaratarak çalışıyorlar. Yönetim kurulumuzda, liderlerimiz arasında muazzam teknoloji kadınları var. Bu lider kadınlar, teknoloji alanında fark yaratmış, kurumlarında yaptıkları çalışmalarla istihdam oluşturmuş ve projeler yapmış, Türkiye’ye katkı sağlamış kadınlar… Yani kadının olduğu yerde bir verim oluyor, bir toprak ekiliyor, ürün çıkıyor, bereket geliyor. Kadının çok yönlülüğü; o toprağı ekmesini, ürün çıkartmasını, ürünü çok iyi değerlendirmesini ve üründen sofralar kurmasını sağlıyor. Dolayısıyla kadının bulunduğu her yer, nitelik ve nicelik olarak çok farklı pozitif gelişmelere sahip oluyor.

Kadın diyoruz fakat biz çeşitliliği savunan bir derneğiz. Kadın ve erkeğin istihdamda, akıl gücünde birlikte olmasını savunuyoruz. Beraber çalışma kültürü ve birlikte üretmeyi benimsemeliyiz. Artık cinsiyetsiz bir yüzyıla girdik, sadece robotlar ve insanlar yaşayacak. Yakında kadın erkek diye bir şey konuşmayacağız. Öyle bir hale geleceğiz ki akıl gücü olan herkes, tüm insanlar birlikte hareket edecek.

“Anadolu’daki kadınları teknolojide markalaştırmayı hedefliyoruz”

Zehra Öney: “Çok yakın bir zamanda bütün Anadolu’da özellikle her yaş ve her segmentteki kadını teknoloji okuryazarı yapmak ve teknolojide markalaştırmak için bir projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyoruz. Şu an için 15 il hedefledik. Buralarda hem teknoloji okuryazarlığı eğitimi hem de liderlik eğitimi verilecek. Wtech Akademi’de bize gelen bu veritabanını eğitmeye devam edeceğiz. Programın sonunda da bu kadınlarımızdan en başarılı, en yol açıcı olan rol modelleri yakalayıp hem ödül vereceğiz hem de onların daha fazla kadına seslenmelerine destek olacağız.”

Comments

Comments are closed.

Login/Sign up