YÖN VEREN LİDERLER

Kadınların mücadeleci ruhu girişimciliğe çok yatkın!

0

“Girişimci; krizi değil, onun içindeki fırsatı görendir ki kadınların mücadeleci ruhunun girişimciliğe çok yatkın olduğunu düşünüyorum.” diyen KAGİDER Başkanı Emine Erdem, dijitalleşmedeki bu hızlı ilerleyişin, kadınların daha iyi koşullarda istihdam edilmesini desteklemek açısından önemli olduğunu dile getiriyor.

Kadınların bilgi, eğitim ve mentor konularındaki eksiklerinin giderilmesine katkı sunmayı amaçlayan Kadın Girişimcileri Derneği (KAGİDER), kadın girişimcileri destekleyen birçok proje ve kampanya gerçekleştiriyor. Üstelik kadınların ekonomiye katılımlarını teşvik eden kamu politikalarının uygulamaya konulması için de çalışmalar yürütüyor. Kadının sadece ekonomik olarak değil politik ve sosyal olarak da güçlenmesini hedefleyen KAGİDER Başkanı Emine Erdem ile kadın istihdamının ülkemize kazanımlarını, kadın girişimcileri ve elbette KAGİDER’i konuştuk…

Emine Hanım sizi sosyal sorumluluk kimliğinizle yakından tanıyoruz. Özellikle kadınların iş dünyasına katılımına dair çalışmalar yürüten birçok derneğin yönetim kurulunda yer alıyorsunuz. Bu bağlamda, sohbetimize profesyonel hayatınız ve sizi bu çalışmalara teşvik eden hikayenizi dinlemekle başlamak isteriz…

Bilim insanı anne ve babanın üç kız çocuğundan biri olarak İstanbul’da doğdum. Babam kimya profesörüydü. Cumhuriyet’in ilk kuruluş yıllarında Atatürk’ün yurtdışına yolladığı parlak öğrencilerden, ‘Sizi kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak dönmelisiniz’ dediği bilim insanlarından… Bu bilinçle büyüdüm, bu bilinçle yetiştim, hayatımı buna göre yönlendirdim. O yüzden ailemin beni aynı yolda yetiştirmesini önemsiyorum ve gurur duyuyorum. Babam yurda döndükten bir süre sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde Kimya Bölümü’nü kurdu. Annem ise babamın öğrencisiydi, biyokimyacı. Ben dünyaya geldiğimde annem de çalışan bir kadındı. Kendimi bildim bileli annem çalışan bir kadındı, kendini mesleğine adamıştı o da… Ama bizi yetiştirirken bile aile-iş dengesini kuran bir kadındı.

Hukuk Fakültesi mezunuyum ve “Çok Uluslu Şirketlerin Yönetim Yapısı” üzerine İşletme Yüksek Lisansı yaptım. 1990’dan 2017’ye kadar Türk Hava Yolları’nda Müşavir Avukat olarak çalıştım, ardından emekli oldum. Aynı zamanda eşimin kurup sürdürdüğü aile şirketimiz olan Erdem Holding’in de bir parçası oldum. Bu şirkette yönetim kurulu üyesiyim ve hukuk danışmanlığını yapmaya devam ediyorum.

1988 yılından bu yana, kendi ailem içinde gördüğüm ve örnek teşkil eden bu yapının dışında başka hayatlar olduğunu fark ettiğimde dedim ki; ben de bir şeyler yapmalıyım. Bir bilim yuvasında yetiştiğim için şanslıydım ama her kadın benim kadar şanslı değildi. Kendimi var etme yolculuğumda ailemin desteği çok kıymetliydi ancak başka kadınların çok fazla mücadele etmeleri gerekiyordu. Öğrencilik yıllarım bittiğinde bu durumu fark edince, ‘sivil toplum kuruluşlarında var olmam gerekir’ diye düşündüm. Sivil toplum kuruluşları çok önemli; devletin yapısıyla toplumun ihtiyaçları arasında bir köprü. Sivil toplum ne kadar güçlü olursa, kadın-erkek eşitliği de o kadar dengede gider diye düşünüyordum ve hayatımı buna göre yönlendirdim.

1988’de uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu üyesi ve 2008’den itibaren sırasıyla Türkiye Başkanlığı ve Avrupa Başkan yardımcılığı yaptım. KADER’in yönetim kurulunda görev aldım. KAGİDER’de ise başkanlık görevinden önce yönetim kurulu üyeliği ve başkan yardımcılığı görevlerinde bulundum.

Şunu söyleyebilirim ki, Türkiye’de kadın sivil toplumunun gücü kesinlikle yadsınamaz. ‘Biz’ olmamız gerektiğini, ‘bizden kuvvet doğacağını’ çok iyi biliyoruz artık.

KAGİDER, kadın girişimcileri desteklemenin yanında, iş dünyasında fırsat eşitliğinden kadın haklarına kadar birçok proje geliştiren bir organizasyon. KAGİDER’in yürüttüğü faaliyetleri ve çalışmaları biraz anlatır mısınız?

KAGİDER 2002 yılında 37 kadın girişimci tarafından kurulan ve bugün 62 milyar dolar ciro ve 250 bin kişiye istihdam yaratan 46 farklı sektörden 400’e yakın üyesi bulunan, kadınları bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde çok farklı platformlarda temsil eden bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğimiz, kadın girişimcilerin sayısının artması ve desteklenmesi için faaliyetler yürütüyor. Bu kapsamda, kadın girişimcileri temel konularda bilgilendirmek, işlerinde yeni fırsatlar yaratmaları için teşvik etmek ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla farklı projeler hayata geçiriyor. Uzun yıllardır Türkiye’de kadını ekonomik, sosyal ve siyasi alanda güçlendirmek için mücadele ediyoruz.

Kadın girişimcilere ve girişimci adaylarına ilham vermeyi, onlar için rol modelleri yaratmayı amaçlayan projeleri uygulamanın yanı sıra, en temel sorun olan toplumsal cinsiyet eşitsizliği kültürüne karşı da mücadele ediyoruz. İş dünyasında toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı, kadınlara erkeklerle eşit fırsat ve olanaklar tanıyacak bir iş kültürünün yerleşmesi için çalışmalar yapıyoruz. Bu kapsamda 2010 yılında geliştirdiğimiz Fırsat Eşitliği Modeli ile şirket içerisinde insan kaynakları süreçlerini bağımsız denetim firmaları aracılığıyla inceliyoruz, sonucunda da fırsat eşitliği sertifikası sunuyoruz.

KAGİDER’in yürüttüğü daha birçok proje bulunuyor. Örneğin, kadınlara kariyer basamaklarında fırsat eşitliği yaratmak ve kadın istihdamına katkıda bulunmak amacıyla sürdürdüğümüz ‘Geleceğin Kadın Liderleri’ projesi ile dezavantajlı genç kadınların profesyonel yaşamlarına ve kariyer planlamasına yönelik yoğun bir eğitimin ardından daha hazırlıklı, daha güçlü başlamasına destek veriyoruz. “Düş Ortağım” projesi ile kadın girişimcilere iş hayatına daha donanımlı başlayabilmeleri için gerekli tüm eğitim desteğini veren bir platform kurduk. Gıda, tarım, kozmetik ve güzellik, denizcilik ve lojistik gibi daha birçok alanda kadın girişimcilerimize fırsat ve istihdam sunmak amacıyla programlar yürütüyoruz. Ayrıca, özel sektörde kadın istihdamını ve liderliğini desteklemek için ‘Kadın Liderlik Platformu’nu kurduk. Bu kapsamda iş dünyasını iyi örnekleri konuşmak üzere düzenlediğimiz zirvelerde buluşturuyoruz.

Bilim ve teknolojiyi kadınlara sevdirmek, farkındalık yaratmak için düzenlediğimiz etkinliklerin yanı sıra, kadınların iş hayatında teknolojiden daha etkin bir şekilde yararlanmalarını destekliyoruz. İnovatif çalışmalar, e-ticaret ve bitcoin’e kadar uzanan bir yelpazede teknolojiyle kadını biçimlendiren çalışmalar için bir altyapı kuruldu. Kadınların teknoloji alanındaki başarılarını destekleyerek, bu alanda başarılı kadınları kamuoyunun dikkatine sunarak hem onları onurlandırıyor hem de rol modeller oluşmasına destek oluyoruz.

Kadınların teknoloji alanında bilinçlenmesine katıda bulunmak ve onların teknolojide daha fazla yararlanmasını sağlamak bizim stratejimizin önemli bir ayağı. Bu kapsamda Tech Talks panellerini düzenli bir şekilde dijital ortamda gerçekleştiriyoruz. Uzman isimlerin, önde gelen sektör temsilcilerinin katıldığı bu etkinliklerde teknoloji konusunda farkındalık, bilgi, güncelleme ve aksiyona geçmek için tetiklenme sağlamayı amaçlıyoruz.

Kadın girişimcilerin toplumsal ağlarını, dayanışmalarını genişletmek de kritik bir öneme sahip ve bizim bir başka stratejik önceliğimizi oluşturuyor. KAGİDER sürekli daha fazla kadın girişimciye ulaşmak ve her ilde yeni üyeler kazanmak için de büyük çaba gösteriyoruz. Türkiye’nin farklı illerinde “Girişimci Kadın Buluşmaları” kapsamında bugüne kadar pek çok kentimizde girişimci kadınlarla buluştuk. Kadın girişimcilerle bir araya geldiğimiz istişare toplantıları düzenleyerek Anadolu ile çok daha fazla temas kuruyoruz.

İşletmelerin büyümesini sağlayan ticaret unsuru, stratejimizin üçüncü ayağını oluşturuyor. Bu kapsamda kadın girişimcilerin daha fazla ticaret yapabilmelerini, daha fazla pazara erişebilmelerini destekliyoruz. Özel sektörde daha fazla kadın tedarikçiden alım yapılması için çaba gösteriyoruz. Kamu ihalelerinde daha fazla kadından alım yapılması için “Kadından Almalı Memleket Kazanmalı” kampanyasını sürdürüyoruz.

Bundan 10 yıl önce KAGİDER’de yeşil girişimcilik odaklı yeşil iş komitemiz vardı, bir süredir aktif değildi. Pandemi döneminde Yeşil İş komitemiz inanılmaz bir hızla tekrar çalışmalarına başladı; hedefimiz farkındalık yaratmak ve yeşil ekonomi eğitimleri düzenlemek, bizler gibi her bir iş insanının dikkat etmesi gerekenler konusunda onları bilgilendirmek. COVID-19 salgın koşulları elverirse, sonbahar döneminde FCEM Uluslararası Girişimci Kadınlar Dünya Kongresi ve Akdeniz Kadın Girişimciler Forumu’nun iki ayrı kongresine ev sahipliği yapacağız.

Sizce kadınların ekonomiye katılımı, ülkemize ne gibi kazanımlar sağlıyor? KAGİDER’in bu konu hakkında kurum ve kuruluşlara ne tür destek ve teşvik çalışmaları bulunuyor? 

Kadınların ekonomiye erkeklerle eşit oranlarda katılımının sağlanması Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması ve refahını artırması için olmazsa olmaz bir koşuldur. Kadınların ekonomiye katılımlarının artmasının yaratacağı değer dünyada birçok araştırmayla kanıtlanmıştır.

Girişimcilik açısından baktığımızda, Türkiye iyi yolda ilerlemekle beraber, kadın girişimcilerin henüz hak ettiği noktada olmadığını söyleyebiliriz. Türkiye’de kadınlar da erkekler kadar girişimcilik potansiyeline sahip. Ancak, kadınların ekonomiye katılımları yetersiz düzeyde. Nüfusun yarısını oluşturan nitelikli insan kaynağı potansiyeli henüz yeteri kadar kullanılamıyor. Yapılan araştırmalar, erkeklerin yüzde 45’inin, kadınların ise yüzde 40’ının girişimciliğe olumlu baktığını gösteriyor ancak kadınlardaki bu potansiyel hayata yansımıyor. Türkiye’de kadın girişimcilik oranı mevsimsel değişikliklerle %11-%13 arasında değişiyor, kadın ihracatçıların oranı ise sadece %7. Kadın girişimcilerin durumu henüz arzu ettiğimiz, ülkemizin sürdürülebilir kalkınması için ihtiyaç duyduğumuz seviyede değil.

Hazırladığımız Türkiye Kadın Girişimcilik Endeksi bunun nedenleri konusunda önemli sonuçlar ortaya koydu:

  • Kadın girişimciler, erkek girişimcilerin karşılaştıkları sorunların yanı sıra, onların karşılaşmadığı pek çok sorunla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Kadın girişimcilerin işlerini zorlaştıran faktörlerin başında finansa erişim, bilgi ve mentor eksikliği, rol model eksikliği, iş dünyasında cinsiyet eşitliğinin özümsenmiş olmaması gibi konular geliyor.
  • Kadının girişimci olarak ya da bir işe girerek ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmesinin önündeki önemli bir diğer engel ise sosyal ve kültürel ön yargılar olarak karşımıza çıkıyor. Yani, toplumda kadının asıl sorumluluğunu çocuk ve yaşlı bakımı gibi gören değerler ve kültür…

KAGİDER olarak kadınlara bilgi, eğitim ve mentor konularında katkıda bulunacak çalışmalar yürütüyor, kadın girişimcilerin dayanışmalarını güçlendirmek, pazara erişimlerini kolaylaştırmak için projeler gerçekleştiriyoruz. Ayrıca kadınların ekonomiye katılımlarını destekleyecek ve teşvik edecek kamu politikalarının hazırlanarak uygulamaya konulması için kamu yetkilileriyle diyaloğumuzu sürekli canlı tutuyoruz.

Kadınlar bulunduğu sektöre sizce neler kazandırıyor, ne gibi verimlilik sağlıyor?

Kadın var olduğu her sektörde iletişimi değiştiriyor, daha çok dinliyor ve çok daha detaylı düşünüyor. Tüketiciyi daha iyi anlıyor. En önemlisi de aynı işi yaptığı erkeklerden daha fazla çalışmak ve kendisini daha fazla geliştirmek zorunda kalıyor. Kadınların ağırlıklı olarak temsil edildikleri sektörlerde ve şirketlerde verimliliğin ve performansın arttığına tanık oluyoruz. 

Kadın istihdamında Türkiye’nin bulunduğu noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle Türk şirketlerinde kadın istihdamının yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? İstihdamda kadın oranını artırmak için ne tür çalışmalar yapılmalı? 

Kadın istihdamının ülkemizde yetersiz düzeyde kaldığını söyleyebiliriz. Ülkemiz, nüfusunun yarısını oluşturan nitelikli insan kaynağı potansiyelini yeterince kullanamıyor. Ne yazık ki, kadın istihdamında küçük adımlarla da olsa ilerlemekte olduğumuz yolda pandemi ile birlikte geri adım atmaya da başladık. TÜİK’in Haziran 2020 İşgücü İstatistikleri ile birlikte, küresel salgının kadın istihdamı üzerindeki etkileri görülmeye başlandı. Rapora göre, Mayıs- Haziran- Temmuz aylarında kadın istihdamı 8 milyon 312 bin kişi olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı döneminde görülen 9 milyon 107 bin kişilik istihdama kıyasla 795 bin kişilik bir kayıp var. TÜİK Eylül istatistiklerine göre, 2020 Eylül ayı itibarıyla kayıtlı 8,5 milyon kadın istihdamı bulunuyordu. Resmi istatistiklere göre, 2019 Eylül’üne nazaran 2020 Eylül’ünde istihdam kaybı 733 bin kişi oldu ve bunun sadece 270 bini erkekti. Eylül’e doğru giderken erkek istihdamının çok daha hızlı toparlanmasına karşın kadın istihdamının çok ciddi düşüşler yaşadığını gördük. 

Kadınların ekonomiye kazandırılması konusunda Türkiye’nin bugüne kadar elde ettiği kazanımlardan geriye gitmesi ülkemizin geleceği açısından kabul edilemez. Kadınlar her fırsatta ekonomiye kazandırılmalı, ekonomik kazanımları korunmalı ve geliştirilmelidir. Kadının ekonomik gücü arttıkça sosyal ve siyasi konumu da güçlenecektir. 

Kadın istihdamının artması için sosyal ve kültürel ön yargılarla da kararlı bir şekilde mücadele etmek gerekiyor. Toplumda erkeği hayatın merkezine koyan ve kadının asıl sorumluluğunu çocuk ve yaşlı bakımı gibi gören kültür ve değerler, kadının ekonomiye katılımının önündeki en büyük engellerden birini oluşturuyor. İş dünyasında toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen, kadınlara eşit olanak ve fırsatlar sunan bir iş kültürünün yerleşmesi gerekiyor. Ayrıca kadın istihdamının artması için çocuk-yaşlı bakım hizmeti desteklerinin yaygınlaştırılması, iş yerlerinde kreş ve süt odaları oluşturulması ve fırsat eşitliğinin sağlanması büyük önem taşıyor. 

Unutmamalıyız ki kadınların ekonomiye sağlayacağı katkı ve ortaya çıkacak yeni dünyada oynayacakları rol vazgeçilmez bir öneme sahip bulunuyor; çünkü kadının ekonomiye dahil olması ülkeleri daha hızlı refah düzeyine ulaştırıyor.

Biliyoruz ki pandemi dönemi dijitalleşmeyi de hızlandırdı. Konvansiyonel süreçlerin yerini dijitale bırakması kadın girişimciler için ne tür fırsatlar barındırıyor?  

Salgın döneminde sağlık risklerini azaltmak üzere uzaktan çalışma sistemine geçme zorunluluğu, şirketlerin dijitalleşme süreçlerini hızlandırdı. Orta ve uzun vadeye yayılan yatırımlar, kısa vadeye çekildi ve dijital altyapılar güçlendi, gelişti. Güçlü dijital altyapılar sayesinde uzaktan/evden çalışma sistemleri başarıyla ve çoğunlukla güvenli bir şekilde hayata geçti. Şirketler bu sistem içinde de verimli ve yüksek performanslı çalışabileceklerini gördüler. Bu gelişmeler kadınlar için avantaj oluşturuyor. Performansı yükselten teknoloji kullanımı her zaman kadınlar ve erkekler arasında koşulları eşitleyen bir etken olarak öne çıktı. 

Dijitalleşme alanındaki bu hızlı gelişme, kadınlar için iyi bir haber; çünkü teknoloji, kadınlar için iş dünyasındaki cinsiyet eşitsizliğine karşı dengeleyici, koşulları biraz daha eşitleyici bir etken olmaya başladı. Kadınların teknolojiyi etkin kullanması ve bu yönde desteklenmesi, cesaretlendirilmesi artık çok daha önemli. Bu önceliğin kamu, özel sektör ve sivil toplumun temel stratejileri arasında yer alması ülkemiz ekonomisi açısından da hayati önem taşıyor. Bu dönemde hayata geçen esnek ve uzaktan çalışma koşullarının yeni dönemde iş dünyası tarafından korunması, kayıt dışı, yarı zamanlı veya mevsimlik çalışan kadınların yeniden ve daha iyi koşullarda istihdam edilmesi, ekonomide toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek açısından ayrıca önemli. 

Kadın girişimcilere, özellikle pandemi döneminde ne tür başarı tavsiyeleriniz olur? 

Girişimcilik risk almaktır, elini taşın altına koymaktır. Yani hem risk almalılar hem de tedbiri elden bırakmamalılar. Bir yandan risk almalı bir yandan da hedef kitlenin eğilimini çok dikkatli takip etmeliler. Girişimciliğe adım atmaya hazırlanan kadınlara tavsiyem; öncelikle çok çalışmak, yılmadan çalışmak ve her sorunu bir fırsat olarak görüp soğukkanlılığını koruyarak çözüm getirici olmalarıdır. Olası krizlerden korkmamak gerekir. Şu anda da bir kriz döneminden geçiyoruz. Her kriz ya da her ihtiyaç içinde fırsatları barındırır. Girişimci; krizi değil, onun içindeki fırsatı görendir ki kadınların mücadeleci ruhunun girişimciliğe çok yatkın olduğunu düşünüyorum. 

Pandemi dönemi elbette çeşitli zorluklar çıkarıyor ancak sözünü ettiğim mücadeleci, girişimci ruh bu dönemi atlatacaktır. Ek olarak, tüm kadın girişimcilere dijitalleşmeye ve dijital kanallara yatırım yapmayı ihmal etmemeleri ve nakit akışlarını çok dikkatli yönetmeleri gerektiğini hatırlatmak istiyorum.

Comments

Comments are closed.

Login/Sign up