Köşe YazılarıTunç Altınbaş

Şirketler için ölümsüzlük iksiri: Toplum 5.0

0

İçinde yaşadığımız akıllı toplum döneminde insanın rolünün nasıl olması gerektiğinden ortaya çıkan Toplum 5.0 felsefesinin odağında ‘insan ve insanın yaşam kalitesi’ yer alıyor. Odağında teknolojiyi değil de insanı alması sebebiyle, Toplum 5.0, Endüstri 4.0 anlayışından çok daha üstün bir felsefe.

Japonların Toplum 5.0’ı ele alırken yola çıkışları ile Almanların Endüstri 4.0’ı başlatırken yola çıkışları arasında ciddi bir anlayış farkı bulunuyor. Toplum 5.0’da, süper akıllı robotların (Yapay Zekâ) gelişmesi, insanın değerleri doğrultusunda inşa edilmiş amaçlara hizmet etmesi için var. Oysa Endüstri 4.0’ın insanı odağa koyan değil de salt ekonomik faydayı temel alan bir yaklaşımı var.

Güven Devrimi

En son gerçekleşen Dünya Ekonomi Forumunu yakından takip ettim. Beni en çok etkileyen konuşmacı Marc Benioff’du. Benioff 5. Endüstri Devriminin (Toplum 5.0) geldiğini söylüyor. Ve devam ediyor: Bu devrim üç şey üzerinde gerçekleşecek: Güven, değerler ve dünyayı kurtarmak. Güven devrimi olarak adlandırdığı bu yeni dönemi şöyle anlamlandırıyor: Bakın sosyal medya devleri son 2 yılda onlara duyduğumuz güveni nasıl yok etti. Teknoloji sürekli kendi kendini yok ediyor. Bir teknoloji ölüyor yenisi doğuyor. Peki, sizce bu dünyada sabit olan şey nedir? Hiç değişmeyen…

‘Kültür, Değerler ve Güven’

Evet, bunlar dünyada hep sabit, insanlığın ilk doğuşundan beri varlar. Bizim şu ana kadar hala burada olabilmemiz için de devamlılıkları gerekiyor. Ne kadar önemli olduklarını anlamanız için güvenin olmadığı, değerlerin olmadığı, kültürlerin olmadığı bir dünya ve insanlar hayal edin. Şimdi bir de teknolojinin veya Endüstri 4.0’ın dikte ettirdiği ekonomik faydanın olmadığı bir dünya hayal edin. İkinci söylediğim olmadığında insanlık hala devam edebilir ama birincidekiler olmadığında dünyada kalanlara hala insan diyebilmek zor…

‘Kültür Stratejiyi Öğle Yemeği Diye Yer’

Bu sözü söyleyen ünlü yönetim gurusu, stratejist Peter Drucker. Kitaplarını okumamış olanınız yoktur. Başarılı bir kişi veya şirketin tanımı sahip olduğu kültürünün değer yaratmasıdır. Marc Benioff Dünya Ekonomik Forumunda konuşmasına devam ediyor: Başarıyı güvenden daha üstte koyamayız. İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim diyen Robert Bosch Alman olmasına rağmen Toplum 5.0’ın Endüstri 4.0’dan daha değerli olduğunu daha 1920’li yıllarda keşfetmiş mucitlerden.

Dünya Ekonomi Forumunda Marc tekrar soruyor: Hayattaki en önemli değerimiz nedir? En çok neyi umursarız? Birçok insan için güven hayattaki en önemli değerdir. Bazıları için ise para kazanmak veya kişisel zenginlik. Değerler skalamızda başarıyı güvenden önce koyamayız. Eğer güven olursa emin olun başarı da olur. Ama tam tersi geçerli değil.

Toplum 5.0: İnsan Merkezli Değer Toplumu

Keidanren’e göre Toplum 5.0 konseptinin evrimsel süreci şöyle gelişti: ilk insan avcı toplumu, sulama tekniklerinin gelişmesiyle tarım toplumu, buharlı lokomotifin keşfiyle endüstriyel toplum, bilgisayarın keşfiyle 20. yüzyıl sonunda bilgi toplumu ve en son da Toplum 5.0 Akıllı Toplum. Size hala Endüstri 4.0’ı anlatanları iyi sorgulayın çünkü onlar hala bilgi toplumunda yaşıyorlar. Bilginin bu kadar çok, her yerde olduğu bir ortamda bilgi değer mi kazanır, değer mi kaybeder? Cevabını ben vermeyeceğim siz bir düşünün.

Hayatta Kalmak için Akıllı Topluma Geçmek Zorundayız!

Washington Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, S&P listesinde bulunan Fortune 500 şirketlerinin yüzde 40’ı önümüzdeki 10 yıl içerisinde yok olacak. Kanıt mı istiyorsunuz? 2000 yılından bugüne Fortune 500’deki şirketlerinin yüzde 52’i yok oldu…

TÜBİTAK verilerine göre sanayimizin şu andaki dijital olgunluk seviyesi endüstri 2.0 ile 3.0 arasında bir noktada. Türkiye’de sanayinin en geç 10 yıl içinde Endüstri 4.0’ı yakalamış olması bekleniyor. Peki, nasıl olacakta daha 4.0’a gelmeden 5.0’a atlayacağız?

Verimliliği ve karlılığı odağına koyan 4.0; akıllı fabrikalar, nesnelerin interneti, internetin hizmetleri ve siber-fiziksel sistemleri kapsayan çalışmalar demek. Yani basitçe ekonomik fayda üzerine kurulmuş bir sistem. Burada teknoloji de ekonomik faydayı sağlamak üzere kullanılan bir araç. 

Model insanı değil ekonomik değeri ön plana aldığından, kullandığı teknoloji evet belki yaşam standartlarımızı yükseltecek ancak işsizlik, mutsuzluk, umutsuzluk, korku, endişe ve depresyonu da beraberinde getirebilecek bir potansiyele sahip. Şu anda tam da olan bunlar değil mi? 

Japonya erkenden 2016 yılında Toplum 5.0’ı lanse etmiş bile. Teknolojinin insana hizmet etmesi ve yaşam kalitesinin arttırmasını asıl odak olarak alan Japonlar, sosyal sorunlara çözüm bulabilmek için teknolojiyi nasıl kullanabilecekleri üzerine sürekli kafa yoruyorlar.

İnsana fayda sağlamayan sadece kar arttırmaya yarayan bir teknoloji sizce de sadece bir araç olarak kalmaz mı? Teknolojiyi yaşam kalitemizi arttırmak adına bizim Turkcell’de yaptığımız gibi kullandığımızda ancak sürdürülebilir bir değeri oluyor.

 

İşte Gerçek Dijital Dönüşüm Budur!

İşte şimdi yazacaklarım çok kritik: İş yaşamındaki değişimlerin sebebini sadece teknolojinin bir sonucu olarak görürsek, teknolojiyi odağa koyarak şirketleri dönüştürme çabasına gireriz. Bu Endüstri 4.0’da olan şeydir. Oysa teknolojik gelişmeleri tetikleyen insana dair önemli konuları odağımıza aldığımızda, Toplum/Endüstri 5.0 ile karşılaşırız. 

İnsanların düşünce yoluyla iletişim kurmalarının beş yıl içerisinde mümkün olması bekleniyor. Sadece 5 yıl dikkatinizi çekiyorum. İnsanların sadece düşünceleriyle bilgisayarlara komut vermeye başlamaları da inanmayacaksınız ama an meselesi. Yapıldı fakat şu an ticarileştiriliyor.

Dikkat ederseniz tüm bu hızlı teknolojik gelişmeler hep hayatlarımızı daha da kolaylaştırmayı hedef alıyor. İnsani olan şeylere daha fazla vakit ayırabilmemiz için… 

Türkiye Endüstri 4.0’ı pas geçerek neden direkt Toplum 5.0’a atlamasın?

Bu düşündüğünüz kadar zor bir şey değil. Neden söyleyeyim: İnsanın yaşam kalitesinin artması için teknoloji geliştirmek ve kullanmanın nesi zor olabilir ki? Bunu zaten Turkcell olarak şu anda yapmıyor muyuz? Tüm şirketlerin aynı bizim gibi yaşam kalitesi modelini odağa koyan kurumsal marka yönetimi yaklaşımını hayata geçirmesi şirketlerimize toplumun uzun vadede oyunda kalma izni vermesine neden olacaktır. 

Yukarıda belirttiğim gibi, Fortune 500’ün hep içinde kalmak ve sürekli yukarı çıkmak istiyorsanız dijitalleşmeyi, dijital dönüşümü bir rekabet gücü olarak değil de insanlığa yarar sağlayıcı gelişmeler zinciri olarak ele almanız, müşterileriniz ve toplumla birlikte geleceği inşa etmemize olanak verecektir. 

Tunç Altınbaş, MBA

 

Comments

Comments are closed.

Login/Sign up