YÖN VEREN LİDERLER

Teknolojik ve yenilikçi çözümler üreten girişimler başarıya mutlaka ulaşıyor

0

Ülkemizdeki genç nüfusun yeni teknolojiye olan yatkınlığının girişimcilik ekosisteminde en büyük avantajlardan birisi olduğunu söyleyen Qumpara Kurucu Ortağı Nilhan Gür, “Gerçek bir probleme, teknolojisi veya yenilikçi süreci ile çözüm yaratabilen girişimler hangi sektörde olursa olsun mutlaka başarıya ulaşıyor.” dedi.

Qumpara‘nın kurucu ortaklarından Nilhan Gür, İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunu. Gür, sonrasında Boğaziçi Üniversitesi’nde MBA eğitimini tamamladı ve iş hayatına mobil operatörlere bilgi ve eğlence servisleri sunan bir girişimde başladı. Kariyerinin başlangıcını “2000’lerin başında mobil pazarlama işi yeni yeni başlarken sektöre dahil olma şansım oldu. O dönem yaptığımız şey alışılmışın dışındaydı.” şeklinde anlatıyor Gür. Daha sonra, uzun süre mobil teknolojiler ile markalara katma değerli servisler, reklam, pazarlama, sadakat programları içeren projeler geliştirdikten sonra özellikle tüketim markalarının fiziksel dünyada alışverişçilerle iletişiminin ne kadar sorunlu olduğunu görüp, markaların tüketicilerini tanımakla ilgili sorunlarından yola çıkan Nilhan Gür ve ortağı Banu Turgut, Qumpara fikrini ve marka pazarlama yöneticilerinin sahadaki tüketiciyi daha iyi tanıyabilmelerini sağlayan bir mekanizma geliştirdiler. 

Temelde, alışveriş fişinin fotoğrafını çekip gönderen tüketicilere anında dijital ödüller kazandıran bir mobil uygulama olan Qumpara ile kullanıcılar, uygulama üzerinden gönderdikleri her fiş ile puanlar ve dönemsel olarak markalardan sürpriz ödüller kazanabiliyor. Bu ödüller arasında birçok markadan alışveriş çeki, dijital servis üyelikleri, ücretsiz akaryakıt veya nakte çevrilebilir puan gibi faydalar sunuluyor. Böylece Qumpara, “alışverişçi-tüketim markası-fayda markası” üçgenini sürdürülebilir bir iş modeli ile destekliyor.

Qumpara, bir taraftan da kullanıcının alışveriş davranışlarına bağlı olarak tüketicileri segmente ediyor. Böylece markalara sadık tüketiciler için özel kampanyalar kurgulanıyor. ”Alışverişçilere dair gerçek, marka için de aksiyonlarına yön verici içgörüler sunuyoruz.” diyen Gür, bu sayede kendine ait perakende noktası olmayan markaların alışverişçiye doğrudan ulaşmasını sağladıklarını ifade ediyor.

Başarılı bir Türk girişimi olarak, Qumpara’yı bugünkü konumuna getiren ve başarıya ulaştıran faktörler nelerdi?

Bizi başarıya ulaştıran en önemli faktörlerden biri pazardaki gerçek bir problemi görerek bunu çözmek için yola çıkmış olmamız. Banu da ben de “hadi bir iş yapalım” diye yola çıkmadık. Geçmiş iş tecrübelerimizin bize kattığı vizyon daha ilk adımda kritik bir başarı faktörüydü.

Diğer faktörleri ise doğru ekip ve iş ortaklıkları idi. Biz iki kurucu ortağın birbirimizin eksiklerini iyi tamamlaması, çemberin merkezini oluşturdu. Bizim çevremizdeki halkaları da ekibimiz, teknolojik olarak çok doğru bir iş ortaklığı yapmamız tamamladı. Elbette hem ekip hem de iş ortaklığı açısından dilimizin çok yandığı kötü tecrübelerimiz, hatalarımız oldu. Ama bu hatalardan ders alarak ve korkuya kapılmadan hep inandık ki başarılı işler de sinerji ile büyür.

Yeni nesil bir sadakat programı olan Qumpara’da kullanılan teknolojilerden ve dijital varlıklarınızdan da bahseder misiniz

Sistemimiz özetle, kullanıcıların yaptıkları alışverişin kasa fişini uygulamayla fotoğraflamaları üzerine kurulu. Uygulama otomatik olarak görseli okuyor. Kampanya kurallarına uygunsa ödül hemen kullanıcının hesabına yükleniyor. Alışveriş fişlerini analiz etmek için sistemimiz Optik Karakter Tanıma (OCR) ve makine öğrenme teknolojisine dayanıyor. Gelen imaj, anlık olarak proses ediliyor. Elde edilen veri tamamen korunarak işleniyor ve tüketici gruplarının alışveriş paternlerini analiz ederek markaya bunu bir içgörü olarak sunuyoruz. 

Kişisel veriler bizim için çok önemli. Bu sebeple kişisel veriler, hiçbir şekilde herhangi bir üçüncü taraf veya marka ile paylaşılmıyor. Tam tersine, amacımız ezbere bir şekilde tüketimi artırmak değil markaların gerçek alışverişçiyi daha iyi anlaması ve ona gerçek bir fayda sunabilmesi.

Uygulama tarafında kullanımı artırmak için oyunlaştırma kurgularından ve lokasyon tabanlı teknolojilerden faydalanıyoruz. Bir de yine hem kullanıcılara daha fazla fayda sunabilmek hem de tüm iş ortakları açısından Qumpara ekosistemini destekleyecek şekilde dijital bir para birimimiz var. “QumPuan” ya da “QumCoin” adı verdiğimiz bu mantık ile kullanıcının uygulama içi aksiyonlarını ödüllendirerek daha fazla kazanç elde etmesini sağlıyoruz.

Biraz da start-up ekosistemini konuşmak istiyoruz. Türkiye’deki ekosistemi artıları ve eksileri ile nasıl değerlendirirsiniz? Ekosistemin daha da gelişmesi için sizce yatırımcı ve girişimci odakları neler olmalı?

Türkiye’de girişimcilik ekosistemi adına son dönemlerde büyük adımlar atıldı. Fakat hala ülkemizde bu ekosistem istenilen seviyeye gelemedi. Aslında girişim alanında ülkemizdeki genç nüfus ve bu nüfusun yeni teknolojiye olan yatkınlığı, bu ekosistem adına ülkemizdeki en büyük avantajlardan birisi. Ancak yenilikçi düşünme ve sorgulama kültürünün mutlaka gelişmesi gerekiyor. Gençlerin fikirlerini özgürce paylaşabileceği bir ortam oluşması çok önemli. Gerçek bir probleme, teknolojisi veya yenilikçi süreci ile çözüm yaratabilen girişimler hangi sektörde olursa olsun mutlaka başarıya ulaşıyor. Ancak yaratıcı ve özgür düşüncenin desteklendiği bir ortam yaratamadığımız sürece, bu fikirler ya erken aşamada kalıyor ya da hak ettiği ticari başarıya ulaşmakta zorlanıyor. Sadece Türkiye değil, bölgedeki yetenekleri de ülkemize çekebilecek bir ortam oluşturabilmek için daha çok yolumuz var.

Türkiye’de başarılı birçok kadın girişimci tanıyoruz. Bunlardan birisi de siz ve Banu Hanım elbette… Kadın girişimci olarak sunulan fırsatlar sizce yeterli mi? Kadın girişimciler başta olmak üzere start-up’lar için bu yolculukta tavsiyeleriniz neler olur?

Ortağım Banu Turgut ile bu işe girdik. İki kadın olarak teknoloji girişimi kuran nadir girişimcilerdeniz. Geçmişte nispeten kadın-erkek eşitliğini ön planda tutan şirketlerde çalıştım. Konvansiyonel mühendislik alanından geçmedim. Kurumsal alanda çalışan bir kadın mühendis için aynı şey söz konusu olmayabilir. 

Biz Qumpara’yı kurarken şirketi ‘kadınların’ kurduğu bir girişim olarak kodlamadık. Bu durumun artı ya da eksi bir değer olduğunu düşünmüyorum. Böyle bir ayrım yapılmasını da anlamlı bulmuyorum ama şu da bir gerçek ki, girişimcilik alanı kadın girişimciler için kurumsal çalışma hayatından daha zor. Bizim kuruluş dönemimizde teknoloji alanında sadece kadınların kurduğu girişim sayısı üç idi. Bu, yüzde 1’in altında bir orana denk geliyordu. Kadınlar girişimlerde kurucu ortak olarak başka bir erkekle yer alıyordu. 

Kadın ya da erkek fark etmez; girişimcilik önünüze birçok farklı engel çıkartan bir süreç. Önemli olan yılmadan yola devam etmek. Siz inatla devam ettikçe her türlü engeli aşacağınıza inanmalısınız. Bu açıdan özellikle mentorluk ve rol modellerin, gerçek başarı/başarısızlık hikayelerini birinci ağızdan dinleyebileceği programların girişimciler açısından çok faydalı olduğunu düşünüyorum.

Qumpara’nın hem kendisine hem de sektöre kazanımları neler oldu? Platformun geleceği için ilerideki hedefleriniz neler olacak?

Biz de pandemi sürecinde her kişi ve kurum gibi zor süreçler geçirdik ama toplamda bu süreçten faydalanarak çıktık. Qumpara’yı bir önceki sene yurt dışına taşımış ve Kenya’da konumladığımız uygulama ile Afrika pazarına açılmıştık. Buradan Afrika’nın geneline ve Doğu Avrupa ülkelerine açılma planımız devam ediyor. 

Bunun haricinde 6 sene önce uygulamayı kurarken ilk günden tasarlayıp yer verdiğimiz dijital cüzdan özelliğini blok zincir ve akıllı sözleşmeleri kullanarak merkezi veri otoritesinin verimsizliği olmadan, markaların birbirleri ve alışverişçiler arasında daha kaliteli ve bütünleşmiş sadakat ekosistemi yaratmayı amaçlıyoruz.

Comments

Comments are closed.

Login/Sign up