YÖN VEREN LİDERLER

‘Organize perakende’ gelecek dönemin en önemli konusu!

0

Perakende sektörü yeni nesil teknolojilerle her geçen dönüşüyor, büyüyor. Bu noktada, perakende CIO’larına ‘veri’ye odaklanmalarını öneren TPF Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Düzgün, “Üreticiden tedarikçiye, perakendecilerden sektöre hizmet sunan firmalara kadar organize perakende, önümüzdeki yılların en önemli konusu olacak.” diyor.

Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü mezunu olan Türkiye Perakendeciler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Düzgün, profesyonel iş hayatına 1997 yılında başladı. 2006 yılından günümüze, Düzgün Marketçilik Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Ömer Düzgün, 2010 yılında da Doğu Anadolu PERDER’in Kurucu Başkanı oldu. 2007-2017 yılları arasındaki Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Üyeliği’nin ardından Türkiye Perakendeciler Federasyonu’nda (TPF) 9 yıllık Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı ve 2019 yılı itibarıyla Yönetim Kurulu Başkanı olarak göreve geldi. Halen Erzurumspor Başkanı olarak görevi devam eden Düzgün, evli ve dört çocuk babası.

Tamamı yerli sermayeli olan beş ve üzeri, toplamda da 5 bin 500 markette hizmet veren Türkiye Perakendeciler Federasyonu, 100 bini aşkın çalışanı ve 2 milyon 500 bin metrekare alanı ile gıda perakendesinde önemli bir gücü temsil ediyor. Türkiye genelinde 14 Perakendeciler Derneği’nin (PERDER) çatı örgütü olan TPF, yıllık cirosu 40 milyar TL’ye ulaşan yerel zincirler olarak, tüketicilerine sağladığı değeri artırmak, sektörün önündeki sorunlara çözüm üretmek, daha fazla insana iş olanağı yaratmak ve ülke ekonomisine daha fazla katma değer sağlamak amacı güdüyor. TPF Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Düzgün ile pandemi döneminde hızla büyüyen online market alışverişinden yeni nesil ödeme sistemleri ve teslimat modellerine dek sektörün dijitalleşme yolculuğunu konuştuk…

Pandemi döneminde e-ticaretin lider sektörü marketler oldu. Teknolojiyle birlikte sanal marketlerin hacmi de arttı. Sizce bu büyüme ve dönüşüm, tüketicilerin değişen alışkanlıkları ve teknoloji kullanımına bağlı olarak kalıcı olacak mı?

Küresel çapta 1,5 yılı aşkın süredir Covid-19 ile savaşıyoruz. Pandemi yüzünden yaşamını yitiren tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı; tedavisi devam edenlere ise acil şifalar diliyoruz. Temennimiz pandemi sürecinin en kısa sürede sona ermesi. 

Pandemiyle beraber hem ekonomik hem sosyal anlamda daha önce eşi benzeri görülmemiş bir sürecin içine girdik. Neredeyse tüm sektörler bu süreçte önemli ölçüde etkilendi. Bulaşma riskini minimuma indirmek için alınan önlemlerle birlikte yaşam tarzlarında köklü bir değişim gerçekleşti. Perakende ve hizmet verdiğimiz gıda perakendesinde tüketicilerin satın alma davranışları ile tercihlerinde önemli bir değişim yaşandı. Satış rakamları ve tüketici eğilimlerini incelediğimizde, Türkiye’deki ve küresel ölçekteki gelişmelerle pandeminin e-ticaret sektörü üzerindeki etkisi ilk 6 aylık süreç gibi olmasa da kalıcı olacağı yönünde. Daha önce hiç internetten alışveriş yapmamış ve e-ticaret ile pandemi döneminde tabiri yerindeyse mecburiyetten tanışmış olan tüketiciler e-ticaretin faydalarını, rahatlığını deneyimledi. Dakikalar içerisinde farklı ürünü karşılaştırma imkanı buldu. İstediği ürünü yaşam alanına kısa sürede getirebildi. Beğenmediği ürünün iadesini kolayca gerçekleştirdi.

Gıda perakendesi üzerinden konuyu değerlendirecek olursak, pandemi sürecinde Türkiye’nin tüm bölgelerinde üyelerimizin yüzde 50’si internet üzerinden satışa başladı. Türkiye’nin dört bir yanındaki yerel marketlerimizde halkımızın ihtiyaç duyacağı her türlü gıda ile temizlik ürünlerinin tedarik edilmesinde aksaklık yaşanmaması için üreticilerimiz, tedarikçilerimiz ve tüm iş ortaklarımız ile görüşerek gerekli önlemleri aldık. Ürünler, üretimden marketlerimizdeki rafa ulaşana kadar tüm süreç boyunca büyük bir titizlik ile yerine getiriliyor. Raflarımız hiç boş kalmadı. Online tarafta da bu süreçte yoğun ilgi gördük. 

Pandemi öncesinde mağaza başı günlük 20-25 olan online sipariş, sosyal izolasyon sürecinde 150’lere ulaştı. Bir bakıma koronavirüs online gıda alışverişinde atılması gereken adımları ortalama 4 yıl öne çekti diyebiliriz. Bu süreçte online tarafta evden çalışanlar, yaşlılarımız en çok sipariş veren taraf oldu. Alışveriş sepetlerinde ağırlık, sebze-meyve ve şarküteri ürünlerine oldu. 2020 yılında yaşamaya başladığımız bu gelişmelerle birlikte dijital ve teknoloji alanında yaptığımız yatırımları artırdık. Bu yatırımlar bize yeni şube açmada ekstra gider kalemlerine gerek duymadan fiziki büyüme sağlama olanağı tanıdı. 

Bu yıl e-ticaret yatırımının haricinde teknoloji, mobil uygulama, dijitalleşme, fayda odaklı yatırımlara devam edeceğiz. Federasyon olarak her anlamda üyelerimize online ticaret konusunda her türlü desteği veriyoruz. Bilgi birikimlerimizi ve tecrübelerimiz paylaşıyoruz. Bu işi çok başarılı yapan arkadaşlarımız var. Onların deneyimlerinden de faydalanıyoruz. E-ticaret firmaları tarafından yerel marketlere çeşitli teklif ve öneriler de geliyor. TPF Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve PERDER Başkanlarımız ve üyelerimiz ile bunları da değerlendiriyoruz. 

Asıl önemli konu; “Gıda alışverişinde online alışkanlıklar devam edecek mi?” sorusu. Pandeminin ilk 6 ayında tabiri yerindeyse zirve yapan online alışveriş sürecinde zaman zaman “Fiziksel mağazacılık bitiyor mu?” soruları gündeme geldi. Sorunun cevabı çok net; hayır, bitmeyecek. Aksine, küresel perakende devlerinin de gündemindeki yatırımlara baktığımızda fiziksel mağazacılık ve online kanal birlikte yürüyecek. Zira alışveriş, ülkemizde de dünya genelinde de bir sosyal etkinlik. Tüketicilerin mağazalarımıza geldiklerinde odaklandığı konular deneyim, hizmet kalitesi ve kolaylık. 

Eve kapanma sürecinin haricinde tüketicilerin ilk satın alma noktası market mağazaları oldu çünkü tüketiciler ürünleri incelemek ve tatmak istiyor. Bu yüzden gıda perakendesinde müşterilerimizin ilk tercihi market mağazalarına gelerek ihtiyaçlarını yakından görüp, ürünleri reyonlardan seçerek temin etmek. Yerel zincirler olarak bizi rakiplerimizden ayıran en önemli özelliğimiz; geniş ürün çeşidimizin yanı sıra, marketlerimizde kurduğumuz düzen, görsel açıdan da göze hitap eden tasarım. Bu yıl mağaza içi dekorasyon, demirbaş yenileme yatırımlarımız devam edecek. Bu alandaki başarılı dönüşümleri önümüzdeki süreçte paylaşacağız. 2021’de verimlilik odaklı, maliyetleri düşürücü projeler geliştirmeye devam edeceğiz.

Pandemi, hayatın her alanında dijitalleşmeyi de beraberinde getirdi. Özellikle ödeme sistemleri ve teslimat modellerinde farklı dinamikler görmeye başladık; kasiyersiz marketler, drone teslimatları gibi… Sizce bu yenilikler perakende sektöründe neleri değiştirecek? Sektörde yeni nesil teknolojilerin kullanımı daha farklı olarak nasıl konumlandırılacak?

Gıda perakendesi dijitalleşmenin nimetlerinden fazlasıyla yararlanmaya, bu sayede de kurumlar müşterilerine yeni bir alışveriş deneyimi kurgulamaya başladı. Gıda teslimatlarında farklı format yapılanmaları deneyen kurumlar da mevcut. Bunun tek bir nedeni var: Tüketici araştırmaları, azalan alım gücü karşısında ve hane büyüklüklerinin küçülmesiyle daha az ama daha sık alışveriş döneminin yapıldığına işaret ediyor ve bu tüketiciler ihtiyaçlarını market mağazalarında deneyimleyip satın almak istiyor. Özellikle Y ve Z kuşağında talep, sorgulayıcılık, araştırma ve seçicilik daha ön planda. Kurallar da bu doğrultuda yeniden yazılıyor diyebiliriz. Bu da teknolojinin itici gücüyle müşteriye hızla yardımcı olabilecek çözümlerden geçiyor. 

TPF olarak mağazalarımızda minimum 20 kişiyi istihdam etmemizin önemli bir nedeni kusursuz bir deneyim yaşatabilmek. Dijital ortamda geliştireceğimiz uygulamalarla belli bir noktaya kadar hizmet sunabilirken insan dokunuşuyla tüketici etkileşimini artırıp, memnuniyeti kusursuzlaştırıyoruz. Peki teknoloji, yenilikçilik işimizin neresinde? Üretimden tedariğe, mağazadan ödeme sistemlerine kadar her alanda. 

Son yıllarda çok sık haberlerini okuduğumuz drone ve otonom araç kullanımı ise teslimat noktasında karşımıza çıkıyor. Bu alan gelecekte rekabeti yeniden yazacak bir alan. Hem gelişime açık hem de teslimatta yeni fikirlerin ortaya çıkmasında itici güç oldu. Örneğin, Avrupa’da gıda perakendecileri bu alana önemli yatırımlar yapıp çözümler geliştirmeye çalışıyor. Avrupa’da da ülkemizde de daha önce 1 gün olan teslimat süreleri saatlere hatta 15 dakikalara inmiş durumda. Bu alana güç katacak farklı çözümleri, yerleşim alanlarında ortak dağıtım noktaları gibi yapılanmaları önümüzdeki sürede sıkça göreceğiz. Gayretlerin hepsi “deneyim” ve “kusursuz hizmet” sunabilmek için veriliyor.

Sürdürülebilirlik konusuna da değinmek istiyoruz. Özellikle enerji verimliliği konusunda sizce büyük veri gibi kavramların kullanımı yaygınlaşacak mı? Dernek olarak yürüttüğünüz sürdürülebilirlik çalışmaları var mı?

Çevre, yerel zincir marketlerin gündeminde yer alan en önemli konuların başında geliyor. Alışverişte çevreci dönemin başlayacağının müjdesini Türkiye Perakendeciler Federasyonu olarak 2017 yılında düzenlediğimiz toplantı ile kamuoyuna duyurduk. O günden yasanın uygulanmaya başladığı döneme kadar önemli çalışmaları hayata geçirdik. 

Doğanın yüzyıllarca kabul etmediği, çevreyi, denizleri kirleten ve insanlarla birlikte canlıların hayatını tehdit eden plastik poşet kullanımını tamamen ortadan kaldırmak için Türkiye Perakendeciler Federasyonu çatısı altında önemli bir kampanyaya imza attık. Bakanlığımızın vizyoner girişimini desteklemek, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak, sağlıklı bir yaşam sunmak için geçen yıl düzenlediğimiz “Yerel Zincirler Buluşuyor” organizasyonunda ana gündemi 4 yıl önce “çevre” olarak belirledik. Üreticiden tedarikçiye, perakendecilerden sektöre hizmet sunan firmalara kadar binlerce paydaşı aynı çatı altında buluşturan organizasyonda doğa ve insanlık için yeni bir başlangıç yapabilmek adına atılması gereken adımları paylaştık. Bugün alışverişlerde plastik poşet kullanımının hızla azalmasından, çevreci bir alışveriş döneminin başlamasına destek olmaktan mutluyuz.

Gündemimizde Perakende Yasası ve Hal Yasası’nın yanı sıra, ambalaj ve atık toplama-yönetimi var. Bakanlığımız bu noktada çalışmalar yürütüyor. TPF olarak biz de yönetmeliğin eksik kalan komisyon, kapsam, sistem kurgusu, mevzuatın dışındaki fakat mutlaka içerisinde olması gereken konuları, tüketicilere için yürütülmesi gereken iletişim çalışmalarını, teknoloji donanımı, kasa-pos uyumu gibi teknik konulardaki görüşümüzü her fırsatta paylaşmaya devam ediyoruz.

Perakende sektörünün daha da büyümesini teknoloji kullanımıyla ilişkilendirirsek, sizce perakende CIO’ları hangi konulara öncelik vermeli?

Veri… Üreticiden tedarikçiye, perakendecilerden sektöre hizmet sunan firmalara kadar organize perakende, önümüzdeki yılların en önemli konusu. Bugün kaç mağazaya sahip olduğumuz değil, kaç mağazayı verimli yönettiğimizi tüm detaylarıyla görebilirsek hem işimizi büyütebilir hem çalışanımıza ve ülkemize daha fazla katma değer sunabiliriz. Mağaza içinde kullanılan cihazlar doğru mu? Birbirleriyle haberleşiyorlar mı? Markete giren bir tüketici ne kadar zaman harcıyor? Kadınlar en çok ne satın alıyor? Erkekler en çok hangi rafta zaman harcıyor? Gün, hafta ve aylık dilimde hangi saatte satış daha fazla? Tüketicilerin beklentisi ne yönde? Tedarik zinciri nasıl kusursuz yönetilebilir? Operasyonel verimlilik nasıl en iyi düzeye ulaştırılabilir? Tüketici hangi kampanyayı sevmedi? Sepetine koyduğu ürünü neden geri bıraktı? Hangi mobil teknolojiler tedarikten müşteri memnuniyetine kadar bizi kusursuzlaştırır? Tüm bu soruların ancak verileri doğru temini ile gerçekleşebilir. Bu verileri de ancak doğru ürün ve altyapılarla elde edebiliriz. 

Bu verilerin doğru yorumlanmasına da veri analistleri ile ulaşabileceğiz. Bu alanda önümüzdeki süreçte yatırımların daha fazla gündeme geleceğini düşünüyorum. Bu noktada da önümüzdeki dönemde ve yıllarda perakende CIO’larının desteğine daha fazla ihtiyaç duyacağız. Zira bugün bile yapay zeka ve makina öğreniminin perakende sektörünü nasıl değiştireceği üzerine çalışmalar yapılıyor. Yapay zekaya ek olarak, nesnelerin interneti gibi konuların gündemimize girmesi çok uzak değil. Bu yönde yapılacak hazırlıklar, gerçekleştirilecek yatırımlar hem üretici hem tedarikçi hem de perakendecilerin ve aynı zamanda da tüketicilerin imkanlarını artıracak.

Comments

Comments are closed.

Login/Sign up