YÖN VEREN LİDERLER

Enerji ve teknoloji birbirinin ayrılamaz parçaları

0

“Teknolojinin gelişimi ve kullanımının yaygınlaşması enerji ihtiyacını daha yüksek ve vazgeçilemez hale getiriyor.” diyen Enerji Ticareti Derneği Başkanı Burak Kuyan, enerji ve teknolojinin birbirinin ayrılmaz parçası olduğunu söylüyor.

1998 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olan Burak Kuyan, 2002 yılında Virginia Tech Üniversitesi’nde MBA programını tamamladı. Işık Üniversitesi’nde de İşletme ve Finans doktora çalışmalarına devam ediyor. Kuyan, mezuniyetinin ardından bir süre Finans Yatırım Menkul Değerler A.Ş.’de Bireysel Portföy Yönetmeni olarak çalıştı. 2005 yılında ise Doğan Holding’de Stratejik Planlama ve İş Geliştirme Uzman Yardımcısı olarak göreve başladı. “Grubumuzun enerji alanında yaptığı yatırımlarla birlikte 2012 yılında Doğan Enerji Direktörlüğü görevine getirildim. 2014 yılından bu yana Galata Wind Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Azası, 2017’den beri de şirketin CEO’su olarak görev yapmaktayım.” sözleriyle profesyonel hayatını anlatan Burak Kuyan, 2019 yılı itibarıyla seçildiği ETD Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın yanı sıra, Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) ve Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği’nde (GÜYAD) de Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev alıyor.

Enerji sektörü ve enerji ticareti üzerine gerçekleştirdiğimiz söyleşide Burak Kuyan, enerji ve teknolojinin birbirinden ayrılamaz ve vazgeçilemez olduğunu vurguladı. Sohbetimize ise Enerji Ticareti Derneği’nin (ETD) faaliyetlerini konuşarak başladık…

“Enerji ticaretini ve sürdürülebilir, şeffaf, yüksek hacimli bir piyasanın gelişimini destekliyoruz”

“Enerji Ticareti Derneği (ETD), 2010 yılında Tedarik Lisansı (o zamanki adıyla Elektrik Toptan Satış Lisansı) sahibi firmalar tarafından Türkiye’de serbest enerji ticaretini ve sürdürülebilir, şeffaf, yüksek hacimli bir piyasanın gelişimini desteklemek amacıyla kuruldu. Bu amaçlar doğrultusunda gerek bünyemizde oluşturulmuş olan çalışma grupları aracılığıyla gerekse ETD Başkanlığı olarak enerji ticareti piyasasının tüm katılımcıları ve ilgili tüm devlet kurum ve kuruluşlarıyla görüşmeler yapılmakta, gelişmeler ve düzenlemelerle ilgili görüş ve düşünceler paylaşılmakta, piyasanın tüm unsurlarını kapsayacak toplantılar, konferanslar ve eğitimler düzenlenmekte. Uluslararası alanda ise başta EFET (European Energy Traders Federation – Avrupa Enerji Tacirleri Federasyonu) olmak üzere sektörel STK’lar, bazı aracı kurumlar ve enerji haber ajansları ile iş birliktelikleri yapmaktayız.” 

Enerji şirketlerinin dijital olması ithalat ve ihracat noktasında hem şirketlere hem de alıcılara ne tür faydalar sunuyor?
Her alanda olduğu gibi dijitalleşmenin sağladığı otomasyon ve verimlilik ithalat ve ihracat noktasında da hem firmalara hem de alıcılara daha yüksek bir optimizasyon imkanı sağlıyor. Ülkemizde enerji ticareti açısından şimdilik sadece iki ülke ile kısıtlı enterkonneksiyon imkanı bulunuyor. Özellikle piyasamızın katılımcısı olan enerji şirketlerinin dijitalleşme konusunda sahip oldukları önemli kabiliyetlerini göz önüne aldığımızda enterkonnekte kapasitenin geliştirilmesi ve enterkonnekte olmayan sınır ötesi şebekelerde ürün ve kapasite ticareti alanında mekanizmaların daha dijital ve otomatize bir hale gelmesi, işlem hacimlerinde çok önemli gelişimleri sağlayabilecektir. Bu durum, enerji piyasasının genişlemesi ve tüketicilerin de daha büyük bir enerji piyasasının daha çeşitli fiyatlama imkanlarından faydalanabilmesi anlamına geliyor. Dünyada farklı ülkelerin enerji piyasalarının ortak işletilmesi ve piyasalarda fiyatlamaların ortak algoritmalarla gerçekleştirilmesi gibi uygulamaların örnekleri mevcut. Bu uygulamaların geçerli olduğu coğrafyalarda yer alan alıcılar da enerji ve risk yönetimlerini doğru yaptıkları takdirde birden fazla piyasada ticaret edilen enerjiye daha etkin şekilde ulaşma ve bundan faydalanma imkanı yakalıyor.

Enerji tesislerinin fiziksel ve siber güvenliği kritik bir öneme sahip. Sektörde siber güvenliğe sizce neden ihtiyaç var?
Dijitalleşme bir yandan önemli fayda ve avantajlar sağlarken öbür taraftan bazı riskleri de artırıyor ya da doğuruyor. Enerji tesisleri genel olarak stratejik anlamda yüksek hassasiyet kapsamında yer alan tesisler oldukları için fiziksel güvenlikleri zaten mümkün olan en üst düzeyde çabayla sağlanmaya çalışılıyor. Bununla birlikte, teknolojinin ve dijitalleşmenin artması ile fiziksel güvenliğin aşılamadığı durumlarda uzaktan müdahalelerle tesisin kendi işleyişine zarar verilmesi hatta çevresine zarar verecek etkilere maruz bırakılması mümkün hale geliyor. Ayrıca siber güvenliğin önemini artıran hususlardan birisi de bilgi güvenliğidir. Bilgi güvenliği sadece şirketlerin kendi çıkarları için değil aynı zamanda rekabeti bozma veya ortadan kaldırma imkanı ile tüketicilerin menfaatleri için de kritik öneme sahip. Dijitalleşme başta olmak üzere, teknolojik gelişmelerle piyasalar arası koordinasyon ve etkileşim imkanlarının artması da siber güvenliğin önemini artıran unsurlardan birisidir. Zira böyle durumlarda tehditlerin ya da zararların etkileri, daha geniş coğrafyaları ve dolayısıyla daha büyük tüketici kitlelerini etkiler hale getiriyor. Zaten bu konunun önemi dolayısıyla, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından yayınlanan Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi’nde de enerji tesisleri kritik altyapılar olarak değerlendiriliyor ve gerek fiziksel gerekse siber güvenliğe dönük özel tedbirler bulunuyor.

Dünyadaki enerji krizi, enerji ve verinin/teknolojinin savaşını da beraberinde getiriyor. Sizce bu savaşın bir kazanını olur mu yoksa her ikisi de birbiri olmadan var olamaz mı?
Aslında enerji ve teknoloji birbirinin ayrılamaz ve vazgeçilemez birer parçası olarak düşünülmelidir. Zira teknolojinin gelişimi ve kullanımının yaygınlaşması enerji ihtiyacını daha yüksek ve vazgeçilemez hale getiriyor. Bununla birlikte, teknoloji sayesinde daha verimli ve sürdürülebilir enerji üretim ve kullanım alternatifleri de hayata geçirilebiliyor. Dolayısıyla bu iki alanın hayatımızda konumlanması konusunda içinden geçilen dönüşümün getirdiği arayışları savaş olarak yorumlamak yanlış olacaktır. Bu noktada, dikkat etmemiz gereken konunun önceliklerimizi doğru belirlemek, bilinç ve farkındalıkları artırmak, ihtiyaç duyulan enerji arzını sadece üretimi artırarak değil, tüketimi de verimli hale getirerek sağlayabilmek olacağını düşünüyorum.

Şirketlerin sürdürülebilir enerji ve karbon nötr yaklaşımları, küresel enerji ticaretinde ülkemize ve kurumlarına nasıl değer katıyor?
Özellikle çevre ve iklim değişikliğine bağlı olumsuzluklar ve felaketlerin daha gözle görülür hale gelmesiyle birlikte dünya genelinde sürdürülebilirlik çok daha fazla önemsenmeye başlandı. Bu hususun tüketici tercihlerine yansıması hem şirketlerin hem de politika yapıcılar ve kurumların karar ve aksiyonlarını da etkiliyor. Özellikle uluslararası platformda alınan aksiyonlar, konunun şirketler ve yerel kurumlar için bir tercihten öte, yükümlülük haline gelmesine sebep oluyor. Örneğin Paris İklim Antlaşması, Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı, Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenlemeleri gibi uygulamalar, şirketlerin faaliyet alanları üzerinde doğrudan etkilere sahip durumda. Bu açıdan, şirketlerin sürdürülebilir enerji ve karbon nötr yaklaşımları doğrudan ihracat imkanlarını ve dolayısıyla satış ve gelir hacimlerini sürdürebilmelerini hatta artırabilmelerini sağlayacak bir değer katıyor. Ayrıca sürdürülebilir enerji ve karbon nötr yaklaşımları, doğrudan yenilenebilir enerjiye ve dolaylı olarak yenilenebilir enerji santrallerinin ürettiği karbon kredilerine talebi artırarak yenilenebilir enerji alanında yatırım yapan şirketlere finansal olarak da bir katma değer oluşturuyor.

Dernek olarak, ileriye dönük hedefleriniz neler?
Enerji ticareti sektörü olarak maalesef çok zor zamanlardan geçiyoruz. Enerji herkesin hayatında çok kritik bir yere sahip olduğundan, özellikle topluma etkileri bakımından kamu otoritesinin müdahalelerine açık olmak durumunda kalıyor. Bu noktada öncelikli hedefimiz, içinden geçtiğimiz dönemi serbest piyasa işleyişine ve bu piyasanın tüm paydaşlarına kalıcı hasar vermeyecek şekilde ya da en az hasarla atlatabilmek. Bunun için başta EPDK ve Enerji Bakanlığı olmak üzere tüm paydaşlarla elimizden geldiğince yakın iletişim içerisindeyiz. İleriye dönük olarak da yine bu gibi zorluklardan aldığımız dersler ve piyasa işleyişinin iyileştirilmesi için hem kamu hem özel sektör hem de tüketim tarafı paydaşlarının kabiliyet ve bakış açılarının geliştirilmesine katkı sunabilmeyi hedefliyoruz. Bu amaçla, özellikle gerek arz gerekse talep tarafı paydaşlarının risk yönetimi ve tüketicilerin piyasadan daha etkin şekilde faydalanabilmeleri için gerekli katkı yönünde faaliyetlerimizi artırmayı ve çeşitlendirmeyi planlıyoruz.

Comments

Comments are closed.

Login/Sign up