Giyilebilir cihazlar IoT’ye nasıl uyum sağlıyor?

Giyilebilir cihazlar, bugünlerin en gündem konularından birisi. Bu gündemin seyri ise kişisel bilgisayarları yenilikçi yönlere çevirebilecek giyilebilir uygulamalar tasarlayanları ödüllendirecek. Diğer taraftan, giyilebilir cihazlar artık IoT ile ilgili hemen hemen her tartışmanın merkezinde yer alıyor ve geniş bağlantı alanının getirebileceği tüm yeni yetenekler yelpazesini barındırıyor. Fakat bu konudaki tartışmalardan bazıları, genellikle cevaplardan daha fazla soru yaratıyor. Bu tartışmalar, yaşam döngülerinin hala çok erken aşamalarında olduğu düşünülünce doğal bir durum olsa da giyilebilir cihazların gerçek bir “kullanımına” başlamadan önce bazı soruların yanıtlanmasını gerektiriyor. Örneğin, bugünlerde “Giyilebilir cihazlar sadece bir akıllı telefon için çevre birimi mi olacak, yoksa IoT’nin bir parçası olarak daha önemli bir rol mü var? Çevremizdeki hemen hemen her şeye daha yaygın bir zeka dağıtımına doğru ilerliyorsak, bunun giyilebilir cihazlar için de geçerli olması gerekmez mi?” gibi pek çok giyilebilir cihaz sorusu bulunuyor. Bu sorulara daha iyi yanıt verebilmek adına, birbirine büyük ölçüde bağlı cihazların nasıl ek yetenekler sağlayabileceğini gösteren ve giyilebilir cihazlardan sağlamasını bekleyebileceğimiz bazı temel işlevleri örneklerle inceleyelim.

Giyilebilir cihazlar, çalışma alanlarında yaygınlaşıyor

Giyilebilir cihazların halihazırda sağladığı ilk işlevlerden bazıları, tanımlama ve güvenlikle ilgilidir. İş yerlerinde kullanılan kimlik kartları, giyilebilir bir cihaz olarak görünmüyor olabilir, ancak bu cihazlar çalışma ortamında faydalı olan tanımlama ve güvenlik özellikleri sağlıyor. Bazı gelişmiş kimlik kartları, güvenliği artırmak için bazı biyometrik yetenekler (yalnızca kart sahibinin kilitli bir kapıyı açmak için kullanabileceği parmak izi aktivasyonu gibi) içeriyor. Kimlik kartları ayrıca herkesin binayı başarılı bir şekilde tahliye ettiğinden emin olmak için acil durumlarda yararlı olan konum algılama yeteneklerini de barındırıyor. Örneğin, giyilebilir bir bileklik, daha güvenilir bir konum göstergesi sağlıyor. Hareket halindeki giyilebilir cihazların bazı örnekleri ise doğru çalışanların doğru yerlerde olmasını sağlamak için personel takibini de içeriyor. Çalışan sağlığını korumak ve yorgunluk seviyelerini takip etmek için biyometrik ve çevresel izleme ile hava kalitesinin ve sıcaklıkların güvenli olması sağlanırken, kameralarla gerçek zamanlı talimatlar verilebiliyor.

Kaydedilen veriler, bir içgörü yaratıyor

Giyilebilir cihazlar ve IoT her şeyin sensörler, donanım, iletişim ara katman yazılımı, ağ ve verilerle ilgili olduğu izlenimini verebilir, ancak gerçek değer içgörülerdedir. Örneğin, kalp atış hızı, terleme seviyeleri ve hatta kan dolaşımındaki oksijen seviyeleri gibi karmaşık biyometrik ölçümler sunan sağlık ve fitness odaklı giyilebilir cihazlar mevcut. Teknolojideki ilerlemeler ise giyilebilir bir cihaz aracılığıyla alkol seviyelerinin veya diğer benzer ölçümlerin yapılmasına dahi izin verebiliyor. Zaman içinde biyometrik ölçümleri algılama, saklama, takip etme ve ardından sonuçları analiz etme, pek de şaşılacak bir sona işaret etmiyor. Bu giyilebilir ürünler, vücut ısısı takibi ile soğuk algınlığı veya grip olup olmadığının erken bir göstergesi haline gelebiliyor.

Kullanıcısının konforunu düşünen akıllı cihazlar

Giyilebilir cihazların bazı ek yetenekleri daha sıradan olsa da çevresel kontrollerin ayarlanmasında faydalı olabilecek bilgiler de sunar. Örneğin, giyilebilir cihazlar ceketinizin arabada mı yoksa sadece arka koltukta mı olduğunu söyleyebilir ki bu, belki de ceketin kumaşına birkaç stres ölçüm cihazı ipliği yerleştirilerek mümkün olabilir. Aynı zamanda bileklik hem sıcaklığı hem de nemi ayarlamak için bir veri noktası olarak kullanılabilecek terleme seviyelerini ölçebiliyorsa, araç sıcaklığının rahat bir seviyede tutulmasına da yardımcı olabilir.

Giyilebilir cihazlar, izin verildiği takdirde evdeki cihazlara da otomatik olarak bağlanabilir. Koltuğunuzda otururken giyilebilir cihazınız, odadaki bağlı LED ışıklardan tercih ettiğiniz bir aydınlatma seviyesini ayarlayabilir, dilerseniz TV’yi açıp kapatabilir. Akıllı bir ev, TV’de parlama oluşturan pencerelerden gelen ışığın otomatik olarak engellenmesini bile destekleyebilir. Daha da fazlası, TV ekranının arka aydınlatması dahi bu cihazlarla ayarlanabilir, tüm ayarlar enerji tasarrufu ve en uygun izleme deneyiminin yaratılması için optimize edilebilir. Tüm bu etkileşimler, genel strateji bir akıllı telefon arayüzü aracılığıyla belirlendikten sonra, doğrudan cihazlar arasında otomatik olarak yapılabiliyor.

“Giyilebilir” devrim

Giyilebilir teknoloji ve sensör cihazları her yıl yüzde 13 büyüyor ve pazarın önümüzdeki 20 yılda 4,3 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Giyilebilir cihazları akıllı yazılımlarla harmanlayan teknolojiler, sahalarda üstün bilgi erişimi sağlıyor. Aynı zamanda bilgileri kaydetme, anlatma, yazıya dökme, etiketleme ve coğrafi konum belirleme özellikleriyle bilgi yakalamayı da basitleştiriyor. Sesle etkinleştirme özellikleri, görevleri gerçekleştirirken eller serbest operasyonların bilgi erişimiyle çoklu görevler gerçekleştirmesini sağlayarak üretkenliği en üst düzeye çıkarıyor.

Kuruluşlar, üretkenlik kazanımları odağında giyilebilir cihazlara yönelmeye başladığında, birkaç husus ortaya çıkıyor. Dijital değişimi desteklemek için liderlik desteği ve teknik altyapının güçlü bağlantı gibi yerinde olmasını sağlamak kritik bir unsur oluyor. Giyilebilir teknolojilerin başarılı bir şekilde benimsenmesini garanti etmek liderlerin, ön saflardaki çalışanların uyumunu ve iş gücü ortakları ile teknoloji sağlayıcılarının doğru kombinasyonunu seçmeyi de gerektiriyor.

Giyilebilir cihazlar, IoT’ye açılan bir kapı olarak görülüyor ve bu nedenle, giyilebilir cihazların benimsenmesindeki gerileme, tüketici IoT’sinin geleceğini geciktirebilir. Önümüzdeki birkaç yıl içinde hangi yönde gelişirse gelişsin, giyilebilir cihazların hepimizin beklediği çok çeşitli özellikleri sağlamak için IoT’de daha entegre bir unsur olmaları gerekecek gibi görünüyor.