Üretim sektörü, beklenen zorluklara rağmen büyüyor

Tedarik sıkıntılarına, iş gücü eksikliklerine ve belirsiz ekonomik ortama rağmen üretim sektörü önceki yılların beklentilerini aşmaya devam ediyor. Bu büyümeyi sürdürmek için liderler dijital teknolojilerden yararlanmalı, işin geleceğine yönelik stratejiler benimsemeli ve tedarik zinciri esnekliğini artırmalıdır.

Mevcut pazarda rekabet etmek yeni bir yaklaşım gerektiriyor

Üretim, pandemiden sonra kazandığı ivmeyi 2022’de de sürdürerek ve önceki iki yılın beklentilerini aşarak gücünü ortaya koyuyor. Genel talep ve üretim kapasitesi son zamanların en yüksek seviyelerine ulaşmış olsa da yakın vadeli görünümün o kadar parlak olmayabileceğine dair göstergeler de bulunuyor.

Sektör şu anda enflasyon ve ekonomik belirsizlikle ilgili endişeler yaşıyor. Buna ek olarak, üreticiler sektörün büyüme ivmesini sınırlayabilecek yetenek sorunlarıyla boğuşmaya devam ediyor. Ayrıca, tedarik darboğazları, küresel lojistik birikimleri, maliyet baskıları ve siber saldırılar gibi tedarik zinciri sorunlarının, 2023 yılında da kritik zorluklar olmaya devam etmesi bekleniyor. Liderler kesintilerin ortasında liderlik etmenin ötesine bakıp yaklaşımlarını yenilerken, uzmanlar önümüzdeki yıl üretim sektörü için dikkate alınması gereken beş önemli eğilimi inceliyor:

1. Riski azaltmaya yardımcı olmak için gelişmiş teknolojilere yatırım yapmak

Üreticiler son birkaç yılda dijital yatırımlarını artırarak gelişmekte olan teknolojilerin benimsenmesini hızlandırmaya başlıyor. Daha yüksek dijital olgunluğa sahip şirketler, pandemi sırasında dijitalleşmeyi hızlandıranlar gibi daha fazla dayanıklılık gösteriyor. İleri üretim teknolojilerine yapılan yatırımların devam etmesi, gerekli çevikliğin geliştirilmesine yardımcı olabilir.

2. Gönüllü çıkışları azaltmak için çok çeşitli yetenek yönetimi stratejilerinin uygulanması

Değişen yetenek modellerinin ortasında sıkı iş gücü piyasasını ve iş gücü değişimini ele almanın 2023 yılında çoğu üretici için en önemli öncelik olmaya devam etmesi bekleniyor. Rekor düzeyde yeni işe alımlara rağmen, sektördeki açık iş pozisyonları hala tüm zamanların en yüksek seviyelerine yakın seyrediyor. Buna ek olarak, gönüllü işten ayrılmalardaki artış, işten çıkarılmaların önüne geçmeye devam ediyor ve bu da önemli bir iş gücü değişimine işaret ediyor. Tedarik zinciri sınırlamaları nedeniyle artan bu iş gücü açığı, operasyonel verimliliği ve marjları da azaltıyor. Üreticiler, yetenekleri elde tutma stratejilerini güçlendirmek için çeşitli yaklaşımlar izliyor.

3. Tedarik güvencesi sağlamak için test edilmiş azaltma stratejilerine güvenmek

Yapılan bir ankete katılan yöneticilerin %72’si, kritik malzemelerde süregelen kıtlığın ve devam eden tedarik zinciri aksaklıklarının önümüzdeki yıl da sektör için en büyük belirsizliği oluşturacağına inanıyor. Üreticiler bu riskleri sadece dijital teknoloji kullanımının artmasıyla değil, aynı zamanda yerel kapasite oluşturma ve tedarik zincirinde yedeklilik yaratmak için tam zamanında kaynak kullanımına geçme gibi zaman içinde test edilmiş yaklaşımlarla da azaltıyor.

4. Yeni ufuklar açmak için akıllı fabrika girişimlerine bütünsel bir yaklaşım benimsemek

Bu girişimler gelecekteki rekabet gücünü artıracağından, üreticiler muhtemelen akıllı fabrika dönüşümlerine doğru ilerlemeye devam edecekler. Birçok üretici, akıllı fabrikalarının teknoloji temelini atmak için yatırım yapıyor. Her beş üreticiden biri halihazırda temel çözümleri deniyor veya ürün ve hizmetleri için aktif olarak bir Metaverse platformu geliştiriyor.

5. Kurumsal sosyal sorumluluğa odaklanmak

Hızla gelişen çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) ortamı, 2023 yılında üreticiler için yakın takip gerektirebilir. Birçok kuruluş, karmaşık bir raporlama düzenlemeleri, derecelendirme ve açıklama çerçeveleri ağına gönüllü olarak uyum sağlıyor. Ancak küresel çapta düzenleyiciler de finansal olmayan ölçütler için daha fazla açıklama yapılmasını zorunlu kılmaya doğru yöneliyor. Üreticiler, değer zincirleri boyunca operasyonel değişiklikler yaparak ESG taahhütlerine doğru ilerliyor.