‘Verileştirme’ ulaştırma ve lojistik dönüşümüne yön verecek

COVID-19 sonrasında toparlanma dönemine geçen taşımacılık ve lojistik şirketleri, dış faktörlerin bir araya gelmesiyle bir dizi zorlukla karşı karşıya kalıyor. Her iki sektör de heyecan verici inovasyonların potansiyellerini ortaya koymaya başlamasıyla birlikte, yıkım ve dönüşümün kombinasyonunu yaşıyor.

Veri odaklı dijital dönüşümün, taşımacılık ve lojistik şirketlerinin çalışma biçiminde devrim yaratacak inanılmaz potansiyeli şimdiden görülüyor. Başarılı bir ‘verileştirme’, şirketlerin önümüzdeki yıl sektörün karşılaşacağı şok dalgalarının bir kısmını absorbe etmelerini ve dijital dönüşümün getirebileceği potansiyele ulaşmaya başlamalarını sağlayacaktır.

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, önümüzdeki yıl insanların ve nesnelerin hareketini şekillendirecek ana trendler nelerdir? 

1. Makroekonomik faktörler lojistik sektöründe dijital dönüşüm ihtiyacını hızlandıracak

Yüksek yakıt maliyetlerinin devam etmesi en büyük etkiyi lojistik sektörü üzerinde gösterecek. Bu durum, sektör genelinde daha fazla verimliliğe ihtiyaç duyulmasına neden olacak ve işletmelerin yüksek yakıt fiyatlarını dengelemek ve faaliyetlerini sürdürmek için verimlilik artışı sağlamaları gerektiği anlamına geliyor. Dijital dönüşüme, özellikle de birden fazla kaynaktan gerçek zamanlı, yüksek kaliteli verileri yakalayan ve yöneten çözümlere yapılan yatırım, işletmelerin verimliliği ortaya çıkarmasına ve operasyonları mevcut koşullara hızla uyarlamasına yardımcı olabilir.

2. Elektrifikasyon ve otomasyonun yaygınlaşması devam ederken, veri becerisi inovasyona güç katacak

Genel bir eğilim olarak, verilerin etkili bir şekilde toplanması, analizi, yönetimi ve uygulanması, rota planlama ve talep analizinden şirketlerin daha geniş taşımacılık ve lojistik ekosistemiyle entegre olma becerisine kadar her şeyi kapsayan çeşitli kullanım durumlarını yönlendirecektir. Üretilen veri miktarı çoğu kuruluş için göz korkutucu olabilir ve bunu eyleme geçirilebilir verilere dönüştürmek de kritik önem taşıyor.

Elektrifikasyonun karayolu, demiryolu, hava ve deniz taşımacılığında yaygınlaşmaya devam etmesiyle birlikte büyük miktarda veri üretilecektir. Performans ve müşteri hizmetlerini optimize etmek için bu verilerin yönetilmesi, analiz edilmesi ve paylaşılması gerekiyor. Ayrıca mevcut sistemlere sorunsuz bir şekilde dahil edilmelidir.

Eski teknolojiyi kullanan kuruluşlar, silolardan veri çıkarmakta zorlanacak veya bazı durumlarda bu verilere hiç sahip olamayacaktır. Bu durum, eski teknolojiyle çalışan ancak aynı zamanda işletme içindeki verilerin gücünü ortaya çıkaran, modern kullanım durumlarını güçlendirmek ve karar verme sürecini bilgilendirmek için daha erişilebilir ve çevik hale getiren çözümlere olan ihtiyacı vurguluyor. 

3. Hizmet Olarak Mobilitenin (MaaS) benimsenmesi devam edecek

MaaS, uçtan uca yolculuk planlama ve ödemeyi basitleştiren tek bir kullanıcı arayüzünde birleştirilmiş kamu ve üçüncü taraf ulaşım seçeneklerinin bir karışımını kullanarak kişisel mobilite için yeni çözümler sunuyor. Kusursuz birçok modlu yolculuğu planlayabilme ve yönetebilme ideali gerçekte çok daha karmaşıktır. Toplu taşıma ağlarındaki aksaklıklar hayal kırıklığına neden oldukça ve insanlar alternatif seçenekler aradıkça MaaS daha fazla talep görecektir. 

Buna ek olarak, sürdürülebilirlik konusunda artan kamu bilinci ve özel araçların artan işletme maliyetleri de yolcuların daha çevreci ve daha ucuz ulaşım çözümleri aradıklarını gösteriyor. Ulaşım sağlayıcıları, MaaS uygulamalarına doğru düzeyde ve karmaşıklıkta veri sağlayabildiklerinden emin olmalı ya da kişisel mobilite döngüsünün dışında kalma riskini göze almalıdır.

4. Son kilometre rekabeti kızışıyor

Lojistik şirketleri on yıllardır maliyetli son km belirsizliğini çözmeye çalışıyor. Ancak çok kanallı müşteri seçeneklerinin ve daha fazla rekabetin artması, giderek daha esnek olmaları gerektiği anlamına geliyor. Durgunluk baskılarıyla karşı karşıya olan perakendeciler, yakıt ve personel maliyetleri giderek öngörülemez hale geldikçe maliyetleri kontrol altında tutarken müşteri tercihlerine hizmet eden son kilometre yenilikleri arayacaklardır. 

Elektrikli araçlara ve hatta drone teslimatlarına geçmeye odaklanılacak olsa da, özel kuryelerden kitlesel kaynak sağlama ve mahalle toplama noktaları kurma gibi çözümler sadece iki seçenektir ve daha fazla fikrin oluşması bekleniyor. Gelişmiş veri kullanılabilirliği ve gerçek zamanlı analiz, lojistik sağlayıcıların ürünlerin nerede olduğunu, hangi teslimat seçeneklerinin mevcut olduğunu ve bunların ne gibi maliyetlere yol açabileceğini bilmeleri açısından kritik önem taşıyor. 

5. Tedarik zincirindeki kesintiler lojistik sektöründe inovasyonu teşvik edecek

Ukrayna’daki savaş ve Çin’de devam eden COVID-19 nedeniyle, tedarik zincirlerini etkileyen ve darboğazlar yaratmaya devam eden nakliyat kesintilerinin devam edeceği düşünülüyor. Endemik hale gelebilecek bu sorunlar, müşterilerin yaşadığı aksaklık miktarını en aza indirmek için çevik alternatif rotalama ve gelişmiş depolama stratejileri gibi çözümlere ihtiyaç duyuyor. 

Şirketler lojistik akışları üzerinde daha fazla görünürlük, kontrol ve bu bilgileri ürün yolculuğundaki paydaşlarla paylaşma becerisine sahip olmak istiyor. Sonuç olarak, veri kullanılabilirliği ve analiz yetenekleri, lojistik şirketlerinin maliyetleri en aza indirmek ve teslimatları hızlandırmak için süreçleri gerçek zamanlı olarak ayarlamalarını sağlamak için kritik öneme sahiptir. 

Tam potansiyelini ortaya çıkarmak için verilerin kilidini açmak, önümüzdeki yıl taşımacılık ve lojistik sektörünün evriminin merkezinde yer alacak. Eski teknoloji, silolar ve tescilli verilerin üçüncü taraflara açılamaması engelleyici unsurlar olabilir. Şirketler, eski sistemlerle iş birliği içinde çalışan veri platformları oluşturarak, günümüzün değişken ortamının gerektirdiği daha uyarlanabilir, duyarlı işletmelere dönüşmeye devam ederken riskleri ortadan kaldırabilir.