Turkcell’in teknoloji girişimleri vizyonu Dijital Dönüşüm Finansmanı ile taçlandı 

Roof Stacks CEO’su Burak Soylu: “Turkcell Dijital Dönüşüm Finansmanı sayesinde RoofStacks’in yeni teknolojilere erişimi ve adaptasyonu kolaylaştı.”

Elazığ’da doğup büyüyen Burak Soylu, üniversitede hukuk eğitimi aldı fakat eğitimini aldığı bu mesleği yapmadı. Yüksek öğrenim öğrenciliğinin ilk yıllarından beri kendi işini yapan Soylu, “Kendimi bildim bileli girişimciyim diyebilirim. Teknoloji, turizm ve enerji alanlarında girişimlerim var. Ancak şu anda kişisel olarak odağım daha çok teknoloji tarafına kaymış durumda. Roof Stacks da bahsettiğim girişimlerin ihtiyaç duyduğu teknolojileri geliştiriyor.” diyor ve turizm, enerji ve teknoloji alanlarında yatırımları olan bir girişimci olarak kariyerine devam ediyor.

Roof Stacks’ta neler yapıldığını, özellikle odaklarında yer alan sektörlerde hangi boşlukları doldurmayı amaçladıklarını anlatan Soylu ile geleceğin dünyasını konuştuk:

“Dünyada ve Türkiye’de WEB 3 dönüşümüne liderlik etmek istiyoruz”

“Roof Stacks çatısı altında Rooftickets, Roofgames, Roofmoney ve RoofXR var. Şu anda grup olarak göz bebeğimiz dediğimiz Metaverse evrenimiz GoArt ise RoofStacks’in tamamen kendi öz kaynakları ile ortaya çıkardığı yeni nesil bir ürün. 

GoArt’ta geçmiş zaman, şimdiki zaman ve gelecek zaman olmak üzere üç ayrı zaman kapısı var. Yani zamanlar arası geçiş mümkün. Bunun Web 3 alanında ezber bozan bir bakış açısı olduğunu söyleyebilirim. Çünkü üç zamanı bu şekilde beraber kullanan başka bir Metaverse evreni yok. Zaten yakın gelecekte gerçek ve kurgusal evren ayrımları kalkacak ve bunlar gündelik yaşamın içinde birbirine karışacak. Biz de GoArt ile dünyanın Web 3.0 dönüşümü yolundaki temel taşlardan olmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda Rooftickets, Roofgames, Roofmoney tarafında da başka ürünlerimiz var.” 

Artırılmış gerçeklik, metaverse gibi teknolojiler son zamanların gündem konusu. Peki ‘gelecek’teki dünya bize neler sunacak? Hem B2B hem de son kullanıcı kapsamında değerlendirir misiniz?
Dünya, metaverse’ü 2021 yılında konuşmaya başladı. Mark Zuckerberg Facebook’un adını META olarak değiştirince yer yerinden oynadı. Halbuki bu değişiklik de bir gece de olmadı. Dünyada bunun hazırlıkları 2017 yılında başlamıştı. Biz de Elazığ’daki Harput Kalesi’ni bu vizyonla AR’a taşımıştık. Bu projemiz WIPO (World Intellectual Property Organization) tarafından “Dünyanın İlk Metaverse Kenti” olarak tescillendi.

2022’nin ilk 5 ayında, Metaverse yatırımları 120 milyar dolara ulaştı. Geçen sene ise 57 milyar dolardı. Çarpan etkisini görebiliyoruz. Mckinsey’nin raporuna göre, 2030 yılında 13 trilyon dolarlık bir pazar oluşacak. Biz de buradaki yerimizi alacağız. İnsanlar metaverse kelimesini sıklıkla duyuyor, zaten bundan kaçış yok… Ancak ne ifade ettiğini daha iyi anlatmamız gerekiyor. Türkiye yeniliklere uyum sağlama hızı bakımından dünyada ilk 10’da. Bunu sosyal medya kullanım oranlarımızdan da görebilirsiniz. Metaverse ve Web 3.0 için de durum farklı değil. Uyum süreci zaten başladı ve bence çok hızlı tamamlanacak.

Günümüzde sanal gerçeklik (VR) kullanıcısı 16 milyon, ancak araştırmalara göre bu sayı 2025 yılında 50 milyona ulaşacak. Artırılmış gerçeklik (AR) kullanıcısı sayısının ise 800 milyondan, 2 milyara çıkması bekleniyor. Biz gelecekte metaverse’ün AR ile gelişeceğini ve yaygınlaşacağını öngörüyoruz. Bu nedenle tüm geliştirmelerimizi AR altyapısı üzerine yapıyoruz. 

GoArt’ın birden çok paydaşı var. Bunlardan biri iş birliği yaptığımız, GoArt evreninde kendi yerini alan markalar, yani iş ortaklarımız. Diğeri ise evrenimizdeki topluluğumuz. GoArt, iş ortaklarına Web 3.0 dünyasındaki yerlerini alabilmeleri için olanak sağlıyor. Tabi ki Web 2.0’dan Web 3.0’a geçiş bir anda olmayacak. Ama markaların şimdiden hazırlık yapması gerekiyor. Örneğin, bir banka metaverse şubesini açmak için beklememeli. Ya da bir hazır giyim markası yeni sezon lansmanını planlarken metaverse evrenindeki defilesini de düşünmeli. İşte biz de vizyona sahip markalarla iş birliği yapıyoruz, bu bakımdan çok şanslıyız. Bu marka iş birlikleri kendi topluluğumuz için de çok önemli. Web 3.0 topluluk kavramı ile geldi. İkisi birbirinden ayrılamaz. 

GoArt’ın odağında kişilerin kendi yarattıkları avatarlar var. Bu avatarların yaşam döngüsü ise bir oyunlaştırma kurgusuna bağlı. Bu evrendeki yaşamları zamanlar arası geçiş yaparken topladıkları zaman enerjisi ile mümkün olabiliyor. Özetle, avatarlar burada ikinci bir yaşam sürüyor. Geçmiş zamanda topladığı NFT’leri şimdiki zamanda ticari bir varlık olarak kullanabiliyor. GoArt’taki mağazaları geziyor ve inceleyebiliyor. Hem metaverse’te hem de gerçek dünyada satın alma yapabiliyor. Gerçek dünyadaki satın alması ona fiziki bir fayda sağlarken metaverse’teki satın alma ile de avatarına farklı yetenekler ve yeni deneyimler kazandırıyor.

Metaverse evreni kullanıcılar için aynı zamanda yeni bir zenginlik aracı. Bu nedenle sürekli olarak yeni gelir modelleri yaratmak zorundayız. Bu modeller anlaşılması güç ve distopik olmamalı. Aksine çok pratik ve anlaşılır olmalı. GoArt’ta kurgu sanal ama fayda gerçek. Bizim ayrışma noktamız da bu, yani kullanıcının deneyimi…

Buradaki yaşamın sınırları giderek genişleyecek ve bir süre sonra içinde bulunduğumuz dünya ile iç içe geçecek. Bizim için evrenimizdeki topluluğun beklentileri de çok önemli. Onları dinliyoruz ve geliştirmeler yapıyoruz. Yaptığımız her iş birliği bizim evrenimizdeki topluluk için de aynı derecede değer yaratmalı.

Turkcell ile yolunuz nasıl kesişti?
Turkcell ülkemizin için çok değerli bir marka. Kuruluşundan bu yana çok sayıda yeniliğe öncülük etti. Tüm paydaşları için yeni ufuklar açtı. Turkcell’deki dijital dönüşüm vizyonu tüm ekipler tarafından benimsenmiş. Çok hızlı hareket eden ve işine odaklı bir ekip var. Turkcell’in özellikle teknoloji girişimleri konusundaki vizyonu Dijital Dönüşüm Finansmanı ile taçlanmış diyebilirim. RoofStacks’in, yeni teknolojilere erişimi ve adaptasyonu bu proje sayesinde kolaylaştı. Turkcell’i bir teknoloji partneri olarak görüyoruz. Burada çok değerli bir bilgi birikimi var. Bu da bizim için ayrıca bir şans.

ABD’de açılan ofisiniz, global sahne için güçlü bir başlangıç noktası olmalı. Bir sonraki adımınızda neler var? Büyük resimde neleri başarmış olmayı hedefliyorsunuz?
Amerika’daki ofisimiz bizim için hem bir AR-GE merkezi hem de insan kaynağı transferi için bir merkez üssü. Bu ofisi 2020 yılında açtık. Özellikle AR alanında yetişmiş insan gücü bulmak konusunda maalesef zorlanmıştık. O nedenle oradan buraya bir kaynak transferi yapmaya karar verdik. Şimdi doğru bir planlama yaptığımızı görüyoruz. 3 sene kadar kısa bir sürede, ibre bizim lehimize döndü. Şimdi RoofStacks bünyesinde yetişen insan kaynağı, Amerika’da proje geliştirip yönetecek bir noktaya geldi. Bununla gurur duyuyoruz.

Bu ofis AR-GE için de ayrıca değerli. Çünkü dünya ile bağlantıda olmak zorundayız. Austin/Teksas’taki ofisimiz bize bu organik bağı da sağladı. Pandemi nedeni ile biraz uzak kaldık. Ama şimdi ekiplerimizle beraber daha sık gidip geleceğiz. 

Web 1.0’ı tükettik. Web 2.0’ın ise sonuna yaklaşıyoruz. Pazarlama dünyası da sürekli bir devinim içinde. Dediğim gibi, bir gecede bir dönüşüm beklememek lazım ama çok hızlı ilerlediğimiz de bir gerçek. Bizim de öncelikli iki hedefimiz var. Birincisi metaverse denilen bu kurgusal evreni herkes için daha anlaşılır ve erişilebilir kılmak. Herkes buradaki yerini alabilir. Kişiler avatarını oluşturabilir ve ikinci bir yaşama başlayabilir. 

Dünyanın en değerli şirketlerinin açıklandığı listelerde ön sıralarda maalesef Türk şirketlerini göremiyoruz. Ülkemizdeki genç nüfusa ve coğrafi konum avantajına bakınca çok yüksek bir potansiyel olduğu aşikâr… Ancak pek çok girişim doğru finansmana erişim, markalaşma ve yeni pazarlara açılma konularında engellerle karşılaşıyor. Bu nedenle girişimciler daha en başında büyük hak ve hisse devirleri yapmak zorunda kalıyor. Bizim hedefimiz ise dünyanın ilk 500 şirketi listesine kendi karar mekanizmalarımızdaki gücümüzü koruyarak yer alabilmek. Bir diğer hedefimiz ise bu alanda geliştirdiğimiz teknolojileri global ölçekteki diğer oyuncular ile buluşturmak.