DİJİTAL ŞİRKETLERÜRETİM

Kurumların ortak beklentisi donanım bağımlılığını ortadan kaldırmak

0

Huawei Türkiye Kurumsal İş Grubu CTO’su Burak Bıçakhan: “Güncelliğini yitiren donanım altyapısı üzerinde yeni nesil uygulamaları ve hizmetleri devreye almak zordur. Bu durum, dijitalleşme sürecini uzatarak rekabette geride kalmak gibi istenmeyen sonuçlara neden oluyor.”

Huawei Türkiye Kurumsal İş Grubu CTO’su Burak Bıçakhan, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünden 2001 yılında mezun olduktan sonra, Türkiye’nin önde gelen sistem entegratör firmalarında sırasıyla satış sonrası ve satış öncesi mühendislik, satış öncesi ekip yöneticiliği ve iş geliştirme faaliyetlerinde bulundu. Sektörde 10 yıla yakın bir deneyiminin ardından Cisco’ya katılan Burak Bıçakhan, yine 10 yıla yakın bir süre kıdemli sistem mühendisi olarak görev yaptı. Huawei müşterilerinin dijital dönüşüm yolculuklarında onlara eşlik ettiklerini söyleyen Bıçakhan, “2019 yılından bu yana Huawei Türkiye Kurumsal İş Grubu CTO’su olarak birikimlerimi, Huawei’in eşsiz teknolojileriyle birleştirerek, müşterilerimizin bu süreçleri daha verimli ve başarılı bir şekilde sürdürmelerine yardımcı olmaya gayret ediyorum.” diyor.

“Şirketler, önceki yatırımın geri dönüş süresini tamamlamak için yeni yatırımları erteliyor”
Röportajımıza bir CTO olarak, değişen iş yapış şekilleriyle birlikte kurumların yeni teknolojik donanım ihtiyaçlarını değerlendirerek başlayan Burak Bıçakhan, bu yeni ortamın ‘kazananları’nın hangi donanımlara sahip sektör/işletmeler olacağını da aktarıyor: 

“Günümüzde çeviklik, esneklik, bulut, entegrasyon ve bunun gibi birçok kelimeyi sıkça duyuyoruz. Buradan da anlaşılacağı üzere genelde donanımdan ziyade üzerindeki yazılım katmanına odaklanılmış olsa da donanım ihtiyaçlarının önemli olmayacağı gibi bir çıkarım yapmak elbette doğru olmaz. Bugün için kurumların ortak beklentisi, donanım bağımlılığını ortadan kaldırmaktır.

Sektör bağımsız tüm kurum ve kuruluşlar adına konuşacak olursam, donanım yatırımı yaparken kurulum ve devreye alma süreçlerinin getirdiği zaman ve iş yükünü görmezden gelemeyiz. Yapılan yatırımın uzun süre korunmasını beklemek de en doğal hakkımız fakat bu sürenin önemli bir kısmını ne yazık ki devreye alırken kaybediyoruz. Zaman içinde elimizdeki teknoloji güncelliğini yitirmeye başlıyor. Bizler hem yeni bir devreye alma sürecini planlamak hem de önceki yatırımın geri dönüş süresini tamamlamak için yeni yatırımları erteliyoruz. Güncelliğini yitiren donanım altyapısı üzerinde yeni nesil uygulamaları ve hizmetleri devreye almakta zorlanıyoruz. Bu nedenle, dijitalleşme süreci uzuyor ve rekabette geride kalmak gibi hiç de istenmeyen bir sonuç ile baş başa kalıyoruz.

Bu durumda donanım altyapısından ortak beklentileri şu şekilde sıralayabiliriz: Sadece bugünün ihtiyaçları değil, gelecekteki beklentileri de karşılayabilecek yüksek performans ve ölçekleme değerlerini aynı maliyetlerle sağlayabilmesi; kurulum ve devreye almayı kolay hale getirmek için bulutlaştırmaya elverişli olması ve herhangi bir bağımlılığa neden olmadan tüm bulut modellerinde bu esnekliği sağlaması; yazılım seviyesi ile ve elbette diğer donanım blokları ile entegrasyonun sağlanabilmesi için programlanabilir olması ve son olarak, tamamen açık standartlar üzerinde çalışması. Bu temel beklentilere ek olarak, yapay zeka kaynakları barındırması, enerji verimliliği sağlaması ve tabi ki yüksek ayakta kalma oranına sahip olması da belirtilebilir.

Huawei olarak bizler de ürün tasarım ve planlamalarımızı yaparken bu beklentileri göz önünde bulunduruyoruz ve bunlara tamamen cevap veren bir portföy ile müşterilerimizle uzun vadeli iş birlikleri oluşturarak, bu yeni ortamın ‘kazananları’ olmalarına yardımcı oluyoruz.”

Huawei’nin veri depolama, ağ iletişimi, akıllı video konferans gibi kurumsal ürün ve çözümlerinden de bahseder misiniz? Bu gibi ürün ve çözümler, hangi özellikleriyle  öne çıkıyor, kurumlara ne tür faydalar sağlıyor?

Huawei tüketici elektroniğinden servis sağlayıcılara, kurumsal ICT çözümlerinden dijital enerji çözümlerine kadar çok geniş bir yelpazede ürün ve çözümler sunabiliyor. Kurumsal ICT çözümlerini ise üst segment veri depolama ürünleri ve akıllı ağ çözümleri olarak öne çıkarabiliriz.

Huawei Oceanstor Dorado veri depolama ürünleri pazardaki en yüksek IOPS değerlerini en düşük gecikmeyle sağlarken, disk ve controller seviyesinde hata toleransını da en yüksek seviyede verebiliyor. All-flash ve NVME teknolojilerine ilave olarak, kendi geliştirdiğimiz ağ ve yapay zeka çiplerinin kullanıldığı bu çözüm, müşterilerimizin en değerli varlığı olan “veri”yi daha da güçlü hale getiriyor. Bunun sonucu olarak en büyük bankalar ve servis sağlayıcılar başta olmak üzere birçok büyük kuruluş en kritik servislerini dahi büyük bir güvenle bu ürünler üzerinde çalıştırmaya devam ediyorlar.

Huawei Cloud Campus çözümü ise bir kurumun kablosuz/kablolu erişim ve SD-WAN ihtiyaçlarının tamamını tek bir platform üzerinde merkezileştirerek, geleneksel ağ mimarisini yeni nesil akıllı ağ mimarisi haline getiriyor. Geleneksel yöntemlerle devreye alınması zaman alan ve cihaz bazlı yönetilen ağ ekipmanlarının bu sayede “tak çalıştır” şeklinde kurulmasını ve merkezi olarak devreye alabilmesini sağlıyoruz. Yönetimi de komut tabanlı değil kural tabanlı bir otomasyona dönüştürüyoruz ve yapay zeka desteğiyle oluşabilecek sorunları anlayan, çözüm önerileri sunan, “kendini yöneten ağ” mimarisini bugünden sunmuş oluyoruz. Performans değerleriyle de sadece bugünün değil, önümüzdeki 10 yılın ihtiyaçlarını dahi adresleyen bu çözümüz, büyük ya da küçük tüm işletmelerin hayatını kolaylaştırıyor.

Yeni Fast Track kampanyası ile Huawei, kurumların acil donanım ihtiyaçlarına çok kısa bir sürede yanıt veriyor. Yıl sonuna kadar devam edecek kampanyanın kapsamını anlatır mısınız?

Huawei Enterprise Türkiye olarak, dijital dönüşümü destekleyen entegre teknoloji çözümlerimizi müşterilerimizle buluşturmak ve sektörde değer yaratmak birinci önceliğimiz. Son dönemde pandemi ile başlayan global lojistik krizi ve kısıtlamalar nedeniyle üreticilerin ciddi anlamda uzun teslimat süreleri verdiği bir dönemdeyiz. Uzun yıllardır başarıyla uyguladığımız “iş sürekliliği yönetimi” prensiplerimiz sayesinde bu zorluklardan neredeyse hiç etkilenmedik ve müşterilerimizin de iş sürekliliğinin bu olumsuz tablodan etkilenmemesi adına kurumların teknoloji ihtiyaçlarına cevap verebilen switch, router, access point ve firewall gibi kurumsal ağ ürünleri siparişlerini kapsayan 2-4 hafta süreli bir teslim kampanyası başlattık.

Fast Track Kampanyası ile nihai amacımız; müşterilerimizin ihtiyaç duydukları teknolojiye en kısa sürede, en yüksek performanslı ürünler ile ulaşarak kesintisizlik ve sürdürülebilirliğin keyfini çıkarmalarını sağlamak ve aynı zamanda, mevcut projeler için gereken acil ürün desteğinin kolay tedariği konusunda destek olmak. 

Kampanyamızdan tüm ekosistemimizin yararlanabilmesi için kampanya kapsamındaki siparişleri 20 ürün ile sınırlı tutuyoruz. Tüm müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın faydalanmasını bekliyor ve çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürüyoruz. 

“Turkcell iş ortaklığı, Huawei teknolojisini Türkiye’nin her yerine ulaştırma fırsatı sağlıyor”
Huawei ve Turkcell arasındaki iş birliği 20 yıla yakın bir geçmişe dayanıyor, sürekli olarak da büyüyor ve güçleniyor. Türkiye’nin en büyük teknoloji şirketi olan Turkcell ile iş ortağı olmak, bizlere en başta Huawei teknolojisinin Türkiye’nin her yerine ulaşması fırsatını veriyor. Huawei’in “Teknolojiyi her kişiye, her eve ve her işletmeye getirerek uçtan uca bağlı ve dijital bir dünya yaratmak” vizyonu ile tamamen uyumlu bu iş birliği ile bilgi ve deneyimlerimizi karşılıklı olarak paylaşıyor ve sürekli geliştiriyoruz. 

Bugüne kadar daha çok operatör hizmetleri alanında yürüttüğümüz bu iş birliğini bundan sonraki dönemde kurumsal müşteriler için genişleterek bu müşterilerimizin de dijitalleşme süreçlerine birlikte büyük katkı sağlayacağımız için heyecanlı ve mutluyuz.

Comments

Comments are closed.

Login/Sign up