DİJİTAL ŞİRKETLER

KOBİ’ler E-karne ile büyüyor

0

TEPAV İcra Direktörü Gülbin Şahinbeyoğlu: “E-karne platformunda KOBİ’lerin dijitalleşme sürecine ilişkin değerlendirme notu ile iyileştirme alanlarına yönelik özelleştirilmiş çözüm içerikleri sunuluyor ve çeşitli çözüm ortaklarına yönlendiriliyor.”

1987 yılında Bursa Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Ekonomi bölümünde yüksek öğrenimine başlayan Gülbin Şahinbeyoğlu, 1991 yılında lisans derecesini aldıktan hemen sonra Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda, şimdiki adı Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü olan birimde Araştırmacı pozisyonunda çalışmaya başladı. Şahinbeyoğlu, uzun Merkez Bankası kariyerinin ilk zamanlarını Araştırmacı olarak sürdürürken, eşanlı olarak da ODTÜ Ekonomi bölümünde yüksek lisans eğitimine devam etti. Eğitimini 1995 yılında tamamlayan Şahinbeyoğlu, idari görevlerine atanmadan önce İngiltere Merkez Bankası’nın Merkez Bankası Çalışmaları Merkezinde (Centre for Central Banking Studies – CCBS) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (Organization for Economic Co-operation and Development – OECD) Ekonomi Departmanı’nda Ekonomist olarak görev yaptı.

“Yaklaşık 30 yıl süren Merkez Bankası kariyerimin 16 yılında, araştırma ve istatistik gibi politika yapıcılara doğrudan destek sağlayan birimlerde üst düzey yönetici olarak görev yaptım. Şöyle ki; Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflemesi uygulamasına geçişinde ve sonrasında tüm teknik çalışmalarda aktif rol aldım, çalışma gruplarını koordine ettim. TÜİK’ten sonra en fazla resmi istatistik yayınlayan bir kurumun verilerinden sorumlu biriminin yöneticisi olarak, İstatistik Genel Müdürlüğünü yürüttüğüm yıllarda da Ödemeler Dengesi İstatistikleri’nden Konut Fiyat Endeksi’ne, 30’u aşkın resmi istatistiğin üretim, yayım ve iletişim sürecini yönettim. Bu dönemde, tabi ki çok değerli ekip arkadaşlarımla birlikte, Türkiye’de önemli bir veri hizmeti olan Elektronik Veri Dağıtım Sistemi’nin (EVDS) yeni versiyonunu kullanıma sunduk. Yöneticilik yıllarımda, uluslararası kuruluşlar ve ulusal kurumlarla ikili ilişkilerin geliştirilmesine özel önem verdim ve iş birliği alanlarını çeşitlendirdim. Örneğin, birimimiz G20’nin alt çalışma gruplarından olan Veri Açıkları Girişimi (Data Gap Initiative – DGI) sürecini yakından takip etti ve önemli katkılar sağladı. Benzer şekilde OECD, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund – IMF) gibi uluslararası kuruluşların bünyesindeki çeşitli komitelerde üyeliklerimiz oldu ve çalışma gruplarında yer aldık. Ayrıca ben, uzun yıllar Uluslararası Ödemeler Bankası’nın (Bank for International Settlements – BIS) Merkez Bankaları İstatistik Komitesi (Irving Fisher Committee on Central Bank Statistics – IFC) Yönetim Kurulu Üyeliğini yürüttüm ve BIS’in pek çok çalışmasında ve organizasyonunda ekip olarak yer aldık.” sözleriyle profesyonel hayatından bahseden Gülbin Şahinbeyoğlu, Temmuz 2020 yılı itibarıyla Merkez Bankası İstatistik Genel Müdürlüğü görevinden ve kurumdan ayrıldı. Sonrasında Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nda (TEPAV) Ekonomiyi İzleme Merkezi (EIM) Direktörü olarak yeni görevine başladı. Şubat 2023’ten itibaren de TEPAV İcra Direktörlüğü görevini üstlendi. 

“EIM, sektörel ve bölgesel ekonomik gelişmelerin takibine yönelik anket çalışmalarının yürütülmesi ve çeşitli göstergelerin üretilmesi, bültenler aracılığıyla kamuoyu ile paylaşılması, kamu ve özel sektör iş birlikleri kurarak yeni veri kaynaklarına dayalı bilgiler derlenmesi ve mikro veri tabanlarının geliştirilmesinden sorumlu bir birim. Diğer taraftan, KOBİ’lerin dijital dönüşümü ve deprem bölgesinde yürütülen saha çalışmaları başta olmak üzere çeşitli projelerin koordinasyonu da bu merkezin faaliyetleri arasında yer alıyor. Ayrıca bu yıl, TEPAV’ın parçası olduğu Think 20’nin (T20) ‘Makroekonomi, Ticaret ve Geçim Kaynakları’ başlığı altında oluşturulan çalışma grubunun eş başkanlığı görevini de yürütüyorum.” sözleriyle sohbetimizin tanışma bölümünü noktalayan Gülbin Şahinbeyoğlu ile TEPAV’ı ve KOBİ’lerin dijital dönüşümünü derinlemesine konuştuk…

“Avrupa’nın ilk 3 düşünce kuruluşundan biri oldu”

“Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), ekonomi politikalarını ilgilendiren araştırma gündemlerinde, veriye dayalı politika analizi gerçekleştirmek ve politika tasarım sürecine katkı sağlamak üzere bir grup iş insanı, bürokrat ve akademisyen tarafından Aralık 2004’te kurulmuş, kâr amacı gütmeyen bir düşünce kuruluşu. Vakfımız kuruluşundan bugüne kadar geçen 19 yılda önemli kapasite inşa etmiş ve araştırma gündemi de ülkemiz önceliklerine paralel olarak çeşitlenmiştir. 

TEPAV, veriye dayalı araştırmaların yürütülmesi ve politika stratejilerinin geliştirilmesinin yanı sıra, önerilerin hayata geçirilmesi, yani uygulama aşamasına da özel önem veriyor. Bu çerçevede, konunun tüm paydaşlarını buluşturan, kamu-özel iş birliklerini öngören ve kamu diyaloğunu merkeze alan tartışma platformları oluşturuyor. TEPAV’ın bu konudaki yaklaşımına ve faaliyetlerinin kapsamına örnek olarak Anayasa Platformu çalışmaları gösterilebilir. Anayasa Platformu Projesi, Türkiye’nin etkin ve katılımcı bir anayasa hazırlama sürecine gereksiniminden hareketle tasarlanmış ve toplumsal beklentilerin ifade edilmesine olanak sağlayan bir dizi faaliyet yürütülmüştür. Arama Konferansı, Ulusal Çalıştay, Anayasa uzmanları seminerler dizisi organize edilmiş; 13 meslek kuruluşu ve sendika konfederasyonunun girişimiyle ‘Anayasa Platformu Girişim Grubu’ oluşturulmuş, 12 ilde söz konusu girişim grubuyla ortaklaşa ‘Türkiye Konuşuyor Vatandaş Toplantıları’ organize edilmiş ve anayasa çalışma metinleri hazırlanmıştır. Ayrıca, ‘Demokrasiye Geçiş Çağında Anayasa Yapmak’ konulu uluslararası bir konferans düzenlenmiştir. TEPAV’ın, hepsi bu kapsamda ve yoğunlukta olmasa da aynı anlayışla Türkiye’nin hemen her ilinde ve 60’tan fazla ülkede yürüttüğü proje çalışmaları bulunuyor.

TEPAV, kuruluşundan bugüne yürüttüğü faaliyetlerle Türkiye’de ve dünyada yer edinmiş ve görünürlüğü yüksek olan bir düşünce kuruluşu. Bunu teyit eden çeşitli ödülleri de bulunuyor: 2014 yılında İngiliz Spectator dergisinin düzenlediği düşünce kuruluşları Oscar’ında Avrupa’nın ilk üç düşünce kuruluşu arasına girdik. 2015 yılında Pennsylvania Üniversitesi’nin düzenlediği dünya düşünce kuruluşları listesinde dış politika ve uluslararası ilişkiler alanında faaliyet gösteren dünya düşünce kuruluşları listesinde ilk 40 içinde yer aldık. Ayrıca, 2015 yılında Türkiye G20 dönem başkanlığını yürütürken, düşünce kuruluşları ile ilgili T20 alt grubunun liderliğini TEPAV üstlendi. İş dünyasına yönelik faaliyet gösteren B20 alt grubuna da içerik desteği verdik. Bu çerçevede, Türkiye’nin başarılı G20 dönem başkanlığına katkı sağladık. Türkiye dönem başkanlığının kapsayıcılık hedefi doğrultusunda, hem G20 üyesi ülkelerde hem de G20 üyesi olmayan ülkelerde, on iki T20 toplantısı düzenleyerek T20 tarihinde bir ilki gerçekleştirdik. T20’deki aktif rolümüz aynı şekilde devam ediyor.”

“Türkiye’de firma ölçekleri küçüldükçe teknolojiye erişimin azalıyor”

KOBİ’lerin dijital dönüşümü TEPAV’ın araştırma gündeminde. Gülbin Şahinbeyoğlu da bu çalışma ekibinde bulunuyor. Bu konuyu ülke ekonomisi için neden önemli gördüğünü Şahinbeyoğlu şu sözlerle dile getiriyor:

“Türkiye’de KOBİ’ler toplam işletme sayısı ve istihdamdaki hâkim konumlarından dolayı ekonomide kilit role sahipler. Dolayısıyla, KOBİ’lerin gerçekleştirdiği faaliyetlerin gelişmesi ve çeşitlendirilmesi ülke ekonomisinin kalkınması ve sosyal refahın desteklenmesi açısından kilit nitelikte. Ancak KOBİ’ler, girişim ve çalışan sayısı yönünden öne çıkmalarına rağmen ciro, katma değer ve ihracatta katkıları sınırlı ve diğer ülke ekonomileri ile karşılaştırıldığında bu durum daha da göze çarpıyor. Birkaç rakam vermek gerekirse; en son TÜİK ve OECD verilerine göre 2021 yılında, Türkiye’de KOBİ’ler toplam 3 milyon 568 girişimin yüzde 99,7’sini oluştururken, istihdamın yüzde 74’ünü sağlıyor ve katma değerin yüzde 53’ünü gerçekleştiriyor. OECD ortalamaları ise istihdamda yüzde 68, katma değerde yüzde 59; aradaki farklar verimlilik açıklarını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.

Diğer taraftan Türkiye ekonomisinde, başta tarım sektörü olmak üzere kayıt dışılık da yüksek. Bu işletmeler daha çok mikro ölçekliler ya da kendi hesabına çalışanlar ve düşük vasıflı istihdam sağlıyorlar, sosyal güvenceleri de bulunmuyor. COVID-19 sürecinde de en kırılgan istihdam grubu olduklarını tekrar gördük. Emek yoğun ve fiziksel mesafenin uygulanmasının zor olduğu sektörlerde yoğunlaştıkları için kapanmalar nedeniyle yaşanan kriz en çok onları etkiledi. Bunun yanı sıra, devletin sağladığı istihdamı korumaya yönelik desteklerden de yararlanamadılar. 

KOBİ’lerin potansiyeli ve kısıtları dikkate alındığında, dijitalleşme önemli bir dönüm noktasını oluşturuyor. Dönüm noktası diye nitelendiriyorum çünkü kaçınılmaz olan bu yolda sadece uyum sağlayabilen işletmelerimiz teknolojinin getirdiği fırsatlardan yararlanabilecek, verimliliklerini artırabilecek ve potansiyellerini yansıtabilecekleri atılımları gerçekleştirebilecekler. COVID-19 salgınında da dijitalleşme önemli ölçüde ivme kazandı, bunu hepimiz bizzat deneyimledik. İşletmeler açısından da bu yaygınlaşma, iş süreklilikleri için adaptasyonlarını gerekli kılıyor. Ancak dijitalleşmenin getirdiği yeni iş koşulları ve kurallar, yeni yetkinlikleri gerektiriyor; firmaların iş süreçlerinin yanı sıra, istihdam profillerinde, organizasyon yapılarında ve altyapı yatırımlarında kapsamlı değişim gerekiyor. Büyük firmalar, dijitalleşen iş modellerine göreli olarak daha hızlı uyum sağlarken, KOBİ’ler önemli dönüşüm sorunları yaşıyor.

Dijitalleşme çok boyutlu bir fırsatlar penceresi. Örneğin, çevrimiçi satış yapan firmaların doğrudan iş modellerini oluştururken pazarlama, satış (iç ticaret veya dış ticaret), muhasebe, insan kaynaklarının yönetimi, iletişim, lojistik, siber güvenlik altyapıları, veri analizleri, strateji tasarımı ve ödeme yöntemleri gibi farklı aşamalarda da yardımcı konumda olup çeşitli araçlar sunuyor. Finansmana erişim, kamu hizmetlerinden faydalanma, farklı pazarlara ulaşma gibi pek çok alanda gelişime yol açacak bu süreç kayıt dışılığın azaltılması açısından da katkı sağlayacak.

Ancak dijitalleşmenin gerekli kıldığı teknoloji kullanımında da KOBİ’lerin geri kaldığını görüyoruz. Veriler, örneğin genelde en yoğun teknoloji kullanım alanları olan mobil geniş bant ve geniş bant internet hizmetlerine erişim ya da web sitesi sahipliğinin ölçek büyüdükçe yaygınlaştığını gösteriyor: Büyük ölçekli firmaların yüzde 90’dan fazlası bu alanlarda aktif iken, küçük ölçeklerde kullanımlar yüzde 50-60 aralığına düşüyor. Diğer yaygın kullanım alanları, sosyal medya faaliyeti, Kurumsal Kaynak Planlama (Enterprise Resource Planning – ERP) veya Müşteri İlişkileri Yönetimi (Customer Relationship Management – CRM) uygulamalarında ise ölçekler arası farklılaşmalar daha da belirginleşiyor. Şöyle; büyük ölçekli firmaların yüzde 70’ten fazlası bu uygulamalardan faydalanırken, küçük ölçeklerde sosyal medyada aktiflik oranı yüzde 50’nin, işletme yönetimi yazılımlarının kullanımlarında da yüzde 20’nin altına düşüyor. Göreli olarak yeni gelişen ya da daha ileri teknik yetkinlik gerektiren Büyük Veri (Big Data), Yapay Zeka (Artificial Intelligence –AI) gibi teknolojiler ile web sitesinden çevrimiçi sipariş veya rezervasyon yönetimi gibi pazarlama yöntemlerinin kullanımlarının henüz tüm firma grupları genelinde yaygınlaşmadığı, büyük ölçeklerde dahi aktiflik oranlarının yüzde 20’yi geçemediği görülüyor. Kısacası; Türkiye’de firma ölçekleri küçüldükçe teknolojiye erişimin azaldığı, ölçekler arası farklılaşmanın da teknoloji eskidikçe daha da belirginleştiği sonucuna varmak mümkün.” 

“KOBİ’ler E-karne ile özelleştirilmiş çözüm içeriklerine ve çeşitli çözüm ortaklarına erişiyor” 

Her KOBİ’ye göre özelleştirilmiş dijital dönüşüm stratejilerini belirlemek gerektiğini vurgulayan Gülbin Şahinbeyoğlu, KOBİ’lerin dijital dönüşümü üzerine odaklanan E-karne Platformu’nu da şu şekilde anlatıyor:

“Türkiye’de KOBİ’lerin rekabet güçlerini gösteren ciro, katma değer ve ihracat gibi göstergelerdeki düşük performanslarının yanı sıra, bilgi teknolojilerinin kullanımında da geri kalmaları bu alandaki politika ihtiyacını ortaya koyuyor. Ancak söz konusu politikaların tüm KOBİ’ler için tek tip, standart biçimde uygulanmasını optimal bir çözüm olarak görmüyoruz. KOBİ’ler farklı teknolojileri farklı düzeylerde kullanıyor, ihtiyaçları sektöre ve ölçeğe göre önemli ölçüde değişiyor. Bu nedenle, her KOBİ’ye göre özelleştirilmiş dijital dönüşüm stratejilerini belirlemek gerekiyor. Biz de bu gereklilikten hareketle, TEPAV-Mastercard ortaklığında KOBİ E-Karnesi projesini başlattık. Proje sonucunda, KOBİ’lerin mevcut dijitalleşme düzeyleri ile ihtiyaç alanlarını tespit eden ve işletmeye özel dijital çözüm içeriklerine yönlendiren bir web portalını hizmete sunduk. 

Web sitemizi ziyaret ederseniz, göreceksiniz; E-karne platformunun önemli bir aşamasını E-Karne Anketi oluşturuyor. Bu anketi tasarlarken KOBİ’lerin iş süreçlerini kapsayan ve dijitalleşme alanlarını belirleyen işletme faktörlerinin yanı sıra, firmaların dijital dönüşümünü etkileyen dış koşulların da değerlendirilmesine önem verdik. Bu kapsamda dijitalleşme düzeylerinin tespitine yönelik yurt içinde ve yurt dışında uygulanan anketler incelenerek soru havuzu oluşturuldu ve farklı açılardan dijitalleşme düzeyini ölçmeye imkân tanıyan bir soru seti elde edildi. Sorular; firma profil bilgileri, bilgi teknolojilerine ilişkin farkındalık, altyapı, müşteri ile ilişkiler, satış ve pazarlama, işletme yönetimi, ödeme yönetimi, bilgi teknolojileri becerileri ve insan kaynağı, üretim yönetimi ve ürün geliştirme, tedarik zinciri ve dijital güvenlik başlıkları altında toplandı.

Temmuz 2021’de tüm Türkiye’yi temsilen 2600 KOBİ firması ile kıyaslama (benchmarking) anketi gerçekleştirdik, sonuçlarını analiz ederek il, sektör ve ölçeklere göre farklılaşan eşik değerler belirledik. Bu değerleri esas alarak da her firmanın dijitalleşme alanlarındaki göreli konumunu gösteren bir ‘E-karne’ tasarımı geliştirdik. Şu anda siteye giriş yapan bir KOBİ, dijitalleşme sürecine ilişkin 15 dakikalık bir anketi doldurması halinde, anket sorularına vermiş olduğu yanıtlar çerçevesinde dijitalleşmenin alt başlıkları detayında değerlendiriliyor ve firmanın genel dijital skoru ile birlikte alt dijital skorları hesaplanıyor. Firmanın dijital skorlarının bulunduğu ve sektör, ölçek bazında karşılaştırmaları içerecek şekilde “E-karneniz” dokümanı oluşturuluyor. E-karnede ayrıca, firmanın dijitalleşme sürecine ilişkin değerlendirme notu ile birlikte iyileştirme alanlarına yönelik firma için özelleştirilmiş çözüm içerikleri sunuluyor ve çeşitli çözüm ortaklarına yönlendiriliyor.”

“Firmaların dijitalleşme planları sektörlere göre farklılık gösteriyor”

Benchmarking çalışmalarının temel bulgularından da bahseden Şahinbeyoğlu, KOBİ’lerin dijitalleşme sürecindeki ihtiyaçlarına da değiniyor:

“Anket çalışmamız sonucunda il, sektör ve ölçek ayrımında bilgilere ulaştık. Örneğin; bilgi teknolojilerini kullanmayan firmaların oranı mikro ölçekli firmalarda yüzde 29,3 düzeyinde iken, küçük ölçekli firmalarda yüzde 18,0’e, orta ölçekli firmalarda yüzde 6,1’e kadar geriliyor. Bilgi teknolojileri kullanan firmalarda bile çalışanların verimliliğinin arttığını, yeni müşterilere ulaşıldığını ya da maliyetlerin düştüğünü belirtenlerin oranı yüzde 50’lerin altında görünüyor. Firmaların yüzde 17,8’i e-ihracatın faydalarından haberdar olmadığını belirtirken, bu oran mikro ölçekli firmalarda yüzde 21,3’e yükseliyor; kısacası ciddi bir farkındalık eksiği bulunuyor. 

Diğer taraftan, teknoloji kullanımı daha çok yazışmaların-bilgilerin saklanması/arşivlenmesi, muhasebe programlarının kullanılması, internet bankacılığı ve e-fatura oluşturma gibi alanlarda yaygın. Firmaların dijitalleşme planları ise sektörlere göre farklılık gösteriyor; mesela, hizmet sektörlerindeki firmalar CRM, sanayi sektörlerinde firmalar üretim yönetimi, ulaştırma sektöründeki firmalar lojistik/sevkiyat yönetimi, eğitim ve sağlık gibi sektörlerde faaliyet gösteren firmalar ise ödeme yönetimine ağırlık vermeyi düşünüyorlar. 

Firmalar, bilgi teknolojilerine uyum sağlama sürecinde en çok bütçe/finansman, yasal düzenlemeler, altyapı eksiklikleri ve vergilendirme alanlarında desteğe ihtiyaç duyduklarını belirtiyorlar. Mikro ve küçük ölçekli firmalarda bütçe/finansman desteği ilk sırada yer alırken, orta ölçekli firmalarda ise yasal düzenlemelere ilişkin destekler ilk sırada talep ediliyor. Ayrıca, dijital strateji oluşturamama ya da hangi desteğe adapte olunacağının bilinmemesi küçük ve orta ölçekli firmalarda daha yüksek oranlarda dile getirilmiş. Çalışmamızın en çarpıcı bulgularından biri de; bilgi teknolojileri yatırımları için kamudan destek alan firmaların oranı tüm firmalar genelinde yüzde 5,7 ile sınırlı. Bu firmaların yaklaşık yarısı KOSGEB desteklerinden faydalandıklarını belirtirken, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Ar-Ge teşviklerinden yararlananların oranı yüzde 34,6, TÜBİTAK ve Ticaret Bakanlığı desteklerinden yararlananlar ise yüzde 20’den az. 

Dolayısıyla, tüm bu bulgular projemizin farkındalık yaratma, karşılaştırmalı olarak firmanın durumunu tespit etme, dijitalleşme stratejisini belirleme ve uygun çözümlere yönlendirme gibi dijital dönüşümün tüm aşamalarında işletme bazında önemli hizmet sunacağını teyit ediyor.”

Turkcell’in KOBİ’lere dijital yolculuklarında sağladığı çeşitli hizmetleri bulunuyor. TEPAV ile iş birliği alanlarınız hakkında görüşlerinizi paylaşabilir misiniz?
Önde gelen dijital operatörlerden Turkcell’i dijital dönüşümün öncüsü ve en önemli paydaşlarımızdan biri olarak görüyoruz. Turkcell’in KOBİ’lere özel tasarladığı, doğru servis ve ürünlere erişimlerini sağlayan hizmetleri bulunuyor. Örneğin, İşTurkcell uygulamasıyla veri güvenliğinden bulut çözümlerine tüm e-dönüşüm süreçlerinde danışmanlık veriyor. “İşini Dijitale Taşı”, “İşini Dijitalde Büyüt”, “İşini Dijitalde Yönet” gibi dijitalleşme seviyesine göre ayrı tasarlanmış çözüm grupları da mevcut. Bu uygulamalar E-karne platformunun “şirkete özel hizmet” yaklaşımı ile örtüşüyor ve önemli katkı sağlayacak çözüm içeriklerini kapsıyor. Dolayısıyla, iş birliğimizi bu alanda geliştirebileceğimizi düşünüyoruz. 

Diğer taraftan, söyleşimizde daha önce belirtmediğim E-karne platformunun çok önem verdiğimiz bir servisine daha değinmek istiyorum. E-karne platformumuz şu an tüm KOBİ’lerimizin kullanımına açık ve firmaların anket uygulamaları sonucu elde edilen verileri TEPAV sistemlerinde tutuyoruz. Bu girişimle Türkiye’de bu alandaki tek mikro veritabanını inşa etme hedefimiz bulunuyor. Bu hedef de E-karne hizmetini benzer uygulamalardan ayıran bir diğer özellik. İlerleyen yıllarda verilerimizin artmasıyla 81 ilde her sektörden her ölçekteki firma için dijital skorların üretilebilmesi, dijitalleşme alanındaki ilerlemelerin il, ölçek, sektör detayında analiz edilebilmesi ve doğru stratejilerin belirlenebilmesi amaçlanmaktadır. Bu çerçevede E-karne platformu, politika yapıcılara da veriye dayalı öneriler sunabilecek bir rehber işlevi görecektir. 

E-karne platformunun sürekliliği açısından düzenli aralıklarla veri çalışmasının yapılması, Türkiye’yi temsil eden benchmarking anketinin uygulanarak eşik değer analizinin güncellenmesi gerekmektedir. Geniş müşteri ağı ve teknik kapasitesi ile Turkcell’in önemli kamu yararı gözeten E-karne platformunun veri çalışmalarına katkı sağlayabileceğini değerlendiriyoruz.

Comments

Comments are closed.

Login/Sign up