DİJİTAL ŞİRKETLERPERAKENDE

MediaMarkt’ta uçtan uca verimli ve bütünleşmiş bir ekosistemi yönetiyoruz

0

MediaMarkt Türkiye BT Grup Müdürü Burak Öztürk: “Dijital dönüşüm yolculuğumuz mağazalarımızdaki elektronik etiketlerden akıllı lojistik sistemlerine, çok kanallı teknolojilerimizden pazarlama yatırımlarımıza kadar çok geniş bir alana yayılıyor.”

Burak Öztürk lisans eğitimini 2002 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde, yüksek lisans eğitimini ise 2017 yılında Bilgi Üniversitesi MBA programında tamamladı. Profesyonel hayatına 2004 yılında Argen Otomotiv Mühendisliği şirketinde Yazılım Mühendisi olarak başlayan Öztürk, web tabanlı uygulamalarının geliştirilmesi ve yenilenmesi projelerinin yanı sıra, firmanın ERP dönüşümü ve raporlama projelerinde de etkin bir şekilde görev aldı.

2008 – 2013 yılları arasında ise uluslararası firma ve bütçeleme tecrübelerini kazandığı Johnson Controls firmasında çalıştıktan sonra, Sephora Kozmetik’e BT Müdürü olarak geçiş yaptı ve perakende sektörünün hareketli dünyasına adım attı. 2013 – 2021 yılları arasında ekip arkadaşlarıyla birlikte Sephora e-ticaret sitesinin açılması, kasa uygulamalarının yenilenmesi ve verimlilikle ilgili birçok projeyi hayata geçiren Burak Öztürk, 2021 Aralık ayında MediaMarkt Türkiye ailesine dahil oldu. Mevcut durum analizi ve yeni proje geliştirme süreçlerine odaklanarak MediaMarkt global vizyonuna paralel çalışmalar kurgulayan Öztürk ve ekibi, bu doğrultuda büyüme stratejilerine uygun olacak şekilde BT süreçlerini sürekli olarak geliştiriyorlar. 

“MediaMarkt IT Ekibi olarak, tüm müşterilerimiz için bilgi işlem süreçlerinin kesintisiz ve hatasız yürütülmesi adına iş ortaklarımızla değer katmaya devam ediyoruz.” sözleriyle röportajımıza başladığımız Burak Öztürk ile perakende sektörünün gündemini, teknoloji lideri olmayı ve MediMarkt’ın teknoloji altyapısını derinlemesine konuştuğumuz keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

“Kuantum bilgisayarları ve getireceği yenilikleri heyecanla bekliyoruz”

Burak Öztürk’e ilk olarak perakende sektöründeki güncel ve gelecekte öne çıkacak teknoloji trendlerini sorduk. Kuantum bilgisayarlarla gelecek inovasyonlar için heyecan duyduğunu belirten Öztürk, sektörde öne çıkacak teknolojileri de sıraladı:

“Günümüzde teknolojik gelişmelere baktığımız zaman sektör bağımsız çok hızlı bir değişim olduğunu görüyoruz. Perakende sektörü de teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek müşterilerine daima en iyi hizmeti sunmayı amaçlıyor. 

Bulut altyapısı, nesnelerin interneti (IoT), dijital ödeme sistemleri, chatbotlar, robotik otomasyon (RPA), büyük veri analitiği gibi teknolojiler hali hazırda sektörde kullanılıyor. Geleceğe yönelik trendlere baktığımızda ise bence öne çıkan teknolojiler yapay zekâ, artırılmış ve sanal gerçeklik (AR/VR) olacak gibi gözüküyor. 

Tüm trendlerden bağımsız kuantum bilgisayarlar ve onların getireceği yenilikleri heyecanla bekliyoruz.”

“Yeni teknolojiler hızlı bir şekilde benimsendiğinde uygulamaya geçirilmesi de kolaylaşıyor”

Bir BT lideri olarak, bilişim alanındaki hızlı değişimlere ayak uydurmak için nasıl bir yaklaşım benimsediğinden bahseden Öztürk, en son teknolojik gelişmeleri takip etmenin ve ekipte sürekli öğrenmeyi teşvik etmenin önemine de vurgu yaptı:

“Rekabette fark yaratabilmek ve değişen isteklere ayak uydurabilmek adına sadece teknolojik değişikliklere değil, aynı zamanda sektörel değişikliklere de uyum sağlamak gerekiyor. Sizin de belirttiğiniz üzere, bunun yollarından birisi de teknolojiyi yakından takip ederek sistemlerinizi ve uygulamalarınızı esnek bir yapıda kurgulamak. 

Öncelikle kurumunuzun iş ihtiyaçlarını ve hedeflerine odaklanan bir bilişim stratejisi belirlemeniz gerekli. Çünkü ürettiğiniz ya da kullandığınız teknoloji, kurumunuz içerisinde değer bulmadığında bir fayda sağlamayacaktır. Sonrasında stratejinizi ekibe aktararak, inovatif fikirlere ve projelere açık bir ortam oluşturmak gerekiyor. Bu ortamı Agile ve DevOps metodolojilerini kullanarak desteklemek, hatta bu çalışma yöntemini iş ortaklarınıza ve tedarikçilerinize aktararak onların da sürecinize katkıda bulunmasını sağlamak oldukça önemli. Çünkü bu şekilde yeni teknolojilerin hızlı bir şekilde benimsenerek uygulamaya geçirilmesi kolaylaşacaktır.

Yukarıda bahsettiğim adımları uygulayabilmek için altyapınızın da buna uygun yani esnek ve modüler tasarlanması gerekiyor. Bulut, mikro servis ve konteyner teknolojilerini kullanarak altyapının daha çevik ve ölçeklenebilir hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

MediaMarkt IT Ekibi olarak diğer bölümlerle birlikte agile çalışma metodolojisini uyguluyoruz. Hem kendi ekibimizde hem de diğer ekipler ile interaktif bir şekilde projeleri ele alıyoruz. Gelen fikirleri değerlendirerek en uygun teknolojiyi araştırıyoruz. Yenilikleri takip eden ve paylaşan bir iklim oluşturmaya çalışıyoruz. Geleceğimize yatırım yaparak sürekli gelişim için eğitim planları oluşturuyoruz.

Son olarak bence çok kıymetli olan ve MediaMarkt’ın 2018 yılından beri sürdürdüğü projesi Startup Challange programından bahsetmek istiyorum. MediaMarkt Startup Challenge, geleceğin teknolojilerini kurgulayan şirketleri ve perakendeyi yeniden şekillendirecek girişimcileri bir araya getirmeyi hedefliyor. Başvuruların ardından jüri firmaları değerlendiriyor ve başarılı girişimlere firma bünyesinde POC yapma imkanı sağlanıyor. Startup Challenge sayesinde bizler de dünyadaki çeşitli teknolojiler ve girişimlerle ilgili fikir sahibi olma şansı yakalıyoruz. Daha fazla ayrıntı için https://www.mmstartupchallenge.com/tr linki ziyaret edilebilir.”

“MediaMarkt CLUB, 5 milyon üyesiyle Türkiye’nin en büyük elektronik perakende sadakat programı”

Burak Öztürk, omnichannel stratejilerini ve müşteri deneyimini geliştirmek için kullandıkları teknolojileri, aynı zamanda e-ticaret ve tedarik zinciri, stok yönetimi gibi süreçler için kurguladıkları altyapıyı da şu sözlerle anlattı:

“İnternete erişimin yıldan yıla artması ve akıllı cihazların yaygınlaşmasıyla birlikte tüketicilerin, alışveriş yolculuklarında da dijital kanalların kullanımı arttı. MediaMarkt olarak dijital kanallara yatırımlarımızı yıllar öncesinden başlattık. Bunu sadece mobil uygulama veya web sitesi üzerinden değil, fiziki mağazalarımızla birlikte tüketicilere her kanaldan en iyi deneyimi sunacak şekilde tasarladık. 2020 yılına kadar tüketicilerin dijital kanallardan alışveriş yapma sıklıkları artan bir ivmeyle ilerliyordu fakat pandemi bunu farklı bir boyuta taşıdı. 

MediaMarkt olarak tüketicilerin değişen davranışlarını ve artan bu talebini en doğru şekilde karşılamak için dijitalleşme ve çok kanallı yönetim projelerinde attığımız adımları hızla hayata geçirdik. Artık her 4 müşterimizden 3’ü alışveriş yolculukları sırasında birden fazla kanal kullanıyor. Online kanallarımızdan geçen ticaretin yüzde 73’ü çoklu kanaldan geliyor. 

Dijital dünyaya yatırımlarımızı sürdürürken mağazalarımıza da farklı roller yükleyerek onları omnichannel stratejide vazgeçilmez bir yapı taşı olarak konumlandırıyoruz. Müşteriler dijital kanallarımızdan satın aldıkları ürünleri sadece 29 dakikada mağazamızdan teslim alabiliyorlar. mediamarkt.com.tr’den alışveriş yapan her 5 kişiden biri alışverişini mağazada sonlandırıyor. Buna ek olarak Mağazadan Sevkiyat özelliğimiz sayesinde online stoklarımız tükendiğinde tüketiciye en yakın mağazadan ürün sevkiyatı yapabiliyoruz.

Bunlarla birlikte dijital dönüşüm yolculuğumuz mağazalarımızdaki elektronik etiketlerden akıllı lojistik sistemlerine, çok kanallı teknolojilerimizden pazarlama yatırımlarımıza kadar çok geniş bir alana yayılıyor. Türkiye’deki mağazalarımızda elektronik raf etiketlerini kullanıyoruz. Bu etiketler, fiyat değişikliklerinin doğrudan ticari mal yönetim sistemi üzerinden yapılmasını sağlayarak çevrimiçi perakendeciliğin hız avantajını mağazalara taşıyor. Arka planda doğrudan veri odaklı kategori yönetimiyle ve tedarik zinciriyle yakından ilişki kuruyor, uçtan uca verimli ve bütünleşmiş bir ekosistemi yönetiyoruz. 

CRM altyapımızı her geçen gün biraz daha güçlendiriyoruz. Mağaza içi tüketici deneyimini kişiselleştiriyor, öngörü analitiği sayesinde ve hedefe odaklı promosyon kampanyalarıyla mağaza ziyaretinin satın alma ile sonuçlanma oranlarını yükseltiyoruz. Müşteri memnuniyetini sağlamak için büyük veriyi etkin bir şekilde kullanıyor; talep planlama optimizasyonu, dinamik kapasite yönetimi ve dinamik fiyatlandırma sistemi ile her zaman en uygun fiyata, talep edilen ürünün stoklarda yer almasını sağlıyoruz.

Tüketicilerimizin bizi tekrar tekrar tercih etmesini arzu ediyoruz. Bu noktada, 4 yıl önce kurduğumuz CRM sistemi ve Datamarkt ile veri analizlerine dayalı pazarlama devreye giriyor. CRM veritabanımız sayesinde müşteri bilgileri üzerinde çalışan algoritmalarla müşterimizi tekilleştirip hedef kitle bazlı kişiselleştirilmiş aksiyonlar alıyoruz. Türkiye’de elektronik perakendeciliği sektöründe bir ilk olarak hayata geçirdiğimiz MediaMarkt CLUB, 5 milyon üye sayısıyla Türkiye’nin en büyük elektronik perakende sadakat programı konumunda bulunuyor.”

“Hem çalışanlarımızın hem de paydaşlarımızın aynı güvenlik farkındalığında olması şart!”

Teknolojiden bahsetmişken, siber güvenlik konusunda da değindik. Burak Öztürk şirket içi bilgi güvenliği politikalarını ve veri güvenliği stratejilerini şu şekilde açıkladı:

“Tüm sistemlerin birbirleri ile haberleştikleri ve bilginin entegre olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu durum siber güvenlik ve onun bileşenlerini son derece önemli kılıyor. Bu nedenle de MediaMarkt bünyesinde siber güvenlik konuları öncelikli olarak ele alınıyor. 

MediaMarkt Global Siber Güvenlik ekibi ile çalışarak her gün önlemlerimizi artırmayı ve mümkün olan en üst güvenlik seviyesine çıkmayı hedefliyoruz. Ancak bu hedefe, sadece Bilgi İşlem ve Siber Güvenlik ekiplerinin çalışmaları ile ulaşılması mümkün değil, diğer paydaşlarımızın da buna destek olması şart. Tüm çalışanlarımız ve tedarikçilerimizin bizimle aynı güvenlik farkındalığında olması gerekli. Bunun için de organize ettiğimiz şirket içi ve dışı eğitimlerimiz mevcut.”

“Veriyi anlamlı hale getirmek için yapay zeka, deneyimli insan kaynağıyla harmanlanmalı” 

Yapay zeka ve veri analitiği artık bir şirketin demirbaşı haline geldi. Öztürk, bu teknolojileri kullanma yöntemlerini de paylaştı:

“Günümüzde veri, birçok sektörde stratejik açıdan çok önemli. Bu nedenle, tüm kurum ve toplumların hızla değişen dünyada rekabet avantajı elde edebilmek için veri yönetimini etkin bir şekilde yapması gerekiyor. Biz de bu bakış açısı ile veri yönetimine analitik süreçlerimizi dönüştürmeye başladık ve bu doğrultuda çalışmaya devam ediyoruz. Verinin doğru şekilde yönetildiğinde ve paylaşıldığında değerinin katlanarak artacağına inanıyoruz.

İnternetin kullanımı, IoT, bilimsel araştırmalar, şirketler ve bunun gibi işlemler sayesinde dünya genelinde günlük yaklaşık 330 milyon terabyte veri üretiyoruz. Bu rakam her yıl daha da katlanarak yukarı gitmeye devam ediyor. Dolayısıyla veriyi toplamak, depolamak, temizlemek, düzenlemek, keşfetmek, görselleştirmek ve analiz yöntemleri ile anlamlı hale getirmek önümüzdeki dönemlerde daha da kritik hale gelecek.

Veri büyük olduğu için tüm bu süreci tek bir teknoloji uygulaması kullanarak çözme şansınız oldukça zayıf. Bulut teknolojilerini, veri analiz ürünlerini ve tabi ki yapay zekayı kullanmanız gerekiyor ama tüm bunları deneyimli insan kaynağı ile harmanlamanız gerekiyor. 

Günümüzde yapay zeka uygulamalarını perakende sektöründe; veri analizi, müşteri deneyimi, stok yönetimi, insan kaynakları ve lojistik gibi iş süreçlerinde kullanabiliyoruz. Her geçen gün uygulama alanlarımız genişlemeye devam ediyor. 

MediaMarkt Türkiye olarak diğer ülke ekipleri ve merkez yönetimiyle birlikte yeni yapay zeka uygulamalarının kullanımıyla ilgili planlamalarımıza devam ediyoruz.”

“Verimlik ve sürdürülebilirlik alanındaki inovatif projelerimiz devam edecek”

Burak Öztürk ile sohbetimizi, 2024 yılında ve orta vadedeki planlar ve gelecekte daha fazla kullanmaya odaklanacakları teknolojilerle sonlandırdık. Teknoloji kullanımının temelinde müşteri memnuniyeti olduğuna vurgu yapan Öztürk, cümlelerini şu kelimelerle noktaladı:

“MediaMarkt için en öncelikli konuların başında müşteri memnuniyetini en üst seviyeye taşımak geliyor. Bilgi Teknolojileri Bölümü olarak 2024 stratejilerimizi bu bakış açısı ile şekillendirdik.

Mobil kanalların kullanım trendinin artışıyla birlikte, Türkiye içerisinde geliştirdiğimiz bütün uygulamaların mobil cihazlar tarafından rahatça kullanılmasını hedeflediğimiz ‘Mobile First’ stratejimiz mevcut. Stratejimizin çıkış noktası aslında müşterilerimize daha iyi hizmet verebilmek ve yeni nesil mobil uygulamalar sayesinde de bu süreci hızlandırmak. Önümüzdeki dönemde bu stratejimizi geliştirerek daha iyi müşteri ve çalışan deneyimi yaratmayı hedefliyoruz. 

Stratejimize bağlı olarak verimlik ve sürdürülebilirlik alanındaki inovatif projelerimiz de devam edecek. Bulut teknolojileriyle beraber mikro servis yapısına geçerek daha esnek ve kesintisiz yapıya sahip olacağız.”

Turkcell Veri Merkezi kullanarak yazılım stratejilerine ve gelişimine daha fazla odaklanıyoruz

Sunucularımızın büyük bir bölümünü Turkcell Veri Merkezi’nde barındırıyoruz. Bu sayede yedekleme ve DRDC gibi hizmetleri Turkcell Bulut Hizmetleri üzerinden kolayca alabiliyoruz. Hepimizi derinden sarsan ve üzen deprem felaketi bir kez daha farklı bir şehirde yedek sistemlerinizin olmasının önemini göstermiş oldu. Geleneksel sistemler ile yedekliliği yapılandırmak oldukça zor ve zaman alıcı bir süreç olurdu. Tüm bunlara ek olarak, Turkcell Veri Merkezi’ndeki bulut sistemleri sayesinde ihtiyacımıza göre kaynaklarımızı kolayca ölçeklendirebiliyoruz. Böylece sunucu yatırımına veya bakımına ihtiyaç duymadan sadece yazılım stratejileri ve gelişimine odaklanabiliyoruz. Bugün dünyadaki startup ekosistemine baktığımızda çoğu firma bu gücü arkasına alarak ürünlerini geliştirme ve çok güçlü bir şekilde yaygınlaştırma fırsatı yakalıyor.

Comments

Comments are closed.

Login/Sign up