DİJİTAL ŞİRKETLERFİNANS

Kadınlar için teknoloji sektöründe birçok kariyer fırsatı var!

0

Teknoloji alanında kariyer planlayan kadın çalışanlarını destekleyen şirketlerin rekabet avantajı kazandığını vurgulayan HSBC Türkiye CIO’su Funda Öney, “Kadınlar için teknoloji sektöründe programlamacılıktan siber güvenliğe, veri analistliğine ve müşteri deneyimi uzmanlığına kadar birçok farklı kariyer fırsatı bulunuyor.” dedi.

Hepimizi derinden etkileyen ve acı kayıplara neden olan bu elim felaketin tarifsiz üzüntüsünü yaşıyoruz. HSBC olarak, felaketlerin yaşandığı ilk andan itibaren tüm imkanlarımızı seferber ederek felaketten etkilenen insanlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmalarımızı başlattık ve aralıksız sürdürüyoruz.

Şu ana kadar HSBC Grubu olarak, felaketten etkilenen bölgelere yardım için yetkili kuruluşlara ve sivil toplum kuruluşlarına aktarmak üzere 1 milyon dolarlık bir yardım fonu oluşturduk. Hem Türkiye’de hem de dünyanın dört bir yerinde yüreği Türkiye’deki depremzedeler için atan HSBC’li çalışma arkadaşlarımız bireysel bağışlar için de seferber oldu. Biz de gerekli yönlendirmeleri yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Çalışanlarımız, bağışlarının yanında ayni yardımlarıyla da sağladıkları desteği ileriye taşıyor. Biz de HSBC Türkiye ailesi olarak – çalışanlarımızın bu desteğine ek olarak – sahadaki yardım ve destek çalışmaları için 2 milyon TL’lik ayni yardım yapıyoruz.

Diğer yandan, çalışanlarımızın katılımı ile bir gönüllü grubu da oluşturduk. Gönüllülerimizle birlikte; tüm çalışanlarımız tarafından bağışlanan, öncelikli ihtiyaç listelerindeki malzemelerin uygun biçimde deprem bölgelerine ulaşmasını sağlamak için organize olduk. Malzemelerimizi Hatay’a ulaştırdık. Ayrıca, çalışanlarımızın yetkili kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları ile bölgedeki arama-kurtarma ve yardım çalışmalarına katılabilmeleri için destek olduk. Felaketten etkilenen vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını güncel olarak takip ediyoruz. HSBC’liler olarak bölgeye bağış ve yardımlarımız ilerleyen süreçte de devam edecek.

Dualarımız, kalbimiz ve umutlarımız bu felaketten derinden etkilenen ve acı kayıplar yaşayan vatandaşlarımızlabirlikte. Milletimizin başı sağ olsun. Ülkemizde bir daha böyle acılar yaşanmasın.

“Teknoloji sadece mühendislik değil aynı zamanda bir sanat”

10 yıldan uzun süredir CIO olarak görev yapıyorum ve 6,5 yıldır HSBC Türkiye CIO görevini icra ediyorum. 2 yıldır Fortune 50 CTO listesine dahil edilerek Türkiye Teknolojisine Yön Veren Liderler arasına girmenin gururunu yaşıyorum. İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümünden mezun oldum ve Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde yüksek lisansımı tamamladım. Bilişim Bankacılığı sektöründeki 28 yıllık deneyimim boyunca birçok başarı hikayem oldu ve birçok ödülle onurlandırıldım. Kariyer yolculuğuma Intertech’te BT sistem analisti olarak başladım. Intertech, Türkiye’de birçok bankaya hizmet veren 1. segmentte bankacılık yazılımları geliştiren bir şirkettir. Daha sonra Intertech bünyesinde farklı üst düzey yöneticilik rolleri üstlendim. Bankacılık Uygulamaları Platformu geliştirmek üzere başlatılan programı yönetmemin yanı sıra, yeni Bankacılık Platformu’nun fonksiyonel mimarisini ve ardından yerel ve yurtdışı bankalara platformun satışı için pazarlama stratejisinin oluşturulması, satışın yapılması aşamalarının önemli bir parçası oldum. Bu programın başarısı bana Intertech’te Analistler ve Projelerden Sorumlu GMY ünvanını getirdi. Daha sonra kariyer yolculuğum ABank’ta CIO olarak devam etti. “Müşterimiz neredeyse, biz de oradayız” mottosu ile ekibim ve ben, omnichannel yaklaşımı doğrultusunda “doğrudan bankacılık uygulamasını” geliştirdik ve ilk mevduatın yanında krediyi de direk bankacılık ürünleri arasına katan banka olduk.

BT kariyerimdeki, 27 yıl boyunca, başarılarımı şöyle özetlemek isterim: Web tabanlı Bankacılık Platformu’nun geliştirilmesi, Bankacılık Platformu’nun 5’ten fazla banka için hayata geçirilmesi, Doğrudan Bankacılık Platformu, veri merkezlerinin yüksek standartlı veri merkezlerine taşınması, Gerçek Ortamda Veri Merkezi Tatbikatı, BPM farklı süreçler için uygulama geliştirme, dijital onboarding, robotik, çevik dönüşüm ve otomasyon ile DevSecOps yaklaşımının bilgi teknolojilerinde hayata geçirilmesi.

Yönetsel/operasyonel yaklaşımım, davranışsal ve hizmetkar liderlik olarak tanımlanabilir. Ekibimin ve kendimin gelişimini her zaman önceliklendiririm. Teknoloji alanının sadece mühendislik değil aynı zamanda bir sanat olduğuna yürekten inanıyorum. Tasarlamak, kodlamak, dönüştürmek, optimize etmek ve bunun sürekliliğini sağlamak sadece teknik bilgi ve kuralların çerçevesinde yapılamaz. Aynı zamanda estetik bakış açısı ile çözümünü büyük resme yerleştirmek, müşteriyi odak noktana alırken kullanıcının istediği deneyime uygun çözümler üretmek şarttır. Teknolojiyi şekillendirirken farklı açılardan bakıp söylenmeyeni söylemek, görmek ve tutkuyla onun peşinden gitmek gerekir. Sadece sonuç odaklı olmak bizim işimiz için yeterli olmaz. Sürecin içinde yani anda olup elimizdeki imkanlara uygun geliştirimin peşinden sabırla ilerlemek gerekir.

Mesleğim; sürekli merakta olmayı, araştırmayı, yeni deneyimlere açık olmayı, takım arkadaşlarımla birlikte oyun kurmayı gerektirir. Tüm ekip üyelerinin birbirinden farklı potansiyellerini görüp ortaya çıkaracak senkronize bir çalışma şekli başarıyı getirir. Bu nedenle de bilgi teknolojileri alanında emir komuta zinciri ile liderlik yapılamaz. Aynen dansta olduğu gibi herkesin bir ritmi var. Ekip arkadaşlarınızın o ritimle ilerlemesine destek olur, alan yaratırsanız daha mutlu çalışanlarla ortak amaca uygun bir üretim çıkmasını sağlayabilirsiniz. Çalışma arkadaşlarımı disiplinli, sorumluluk sahibi ve aynı zamanda eğlenmeyi de bilen kişilerden oluşturmaya gayret ediyorum. Lider olarak, son yıllarda stratejimizin bir parçası olarak insan ve kurum odaklı aldığımız aksiyonlar, IT sonuçlarının her yıl yapılan anketlere olumlu ve somut bir şekilde yansımasını sağlıyor.

Evliyim, 22 yaşında 1 oğlum ve 2 kedim var. Hobilerim halk dansları, Latin dansları, kayak, fitness ve yogadır. Hayatın her alanında dengede olmak, iş ve özel yaşamda dengeyi sağlamak adına yaşamımın her alanına titizlikle yaklaşmak ve hayatı doya doya aktif bir şekilde yaşamak benim yaşam felsefemdir.

“Finteklerin oyuna dahil olması, bankaların imkanlarını artıyor”

Türkiye finans piyasası çok dinamik ve rakipler öncelikle dijitalleşmeye odaklanıyor. Son zamanlarda Türkiye’deki kuruluşların %68’i yeni müşteri ve operasyonel ihtiyaçları karşılamak için dijital dönüşümlerini hızlandırdı. Açık Bankacılık da bunun bir parçası olarak, bankaların hizmetlerini dışarı açtığı ve bu hizmetleri diğer banka ya da firmalara paylaştığı bir ekosistem olarak heyecan veriyor.

Açık Bankacılık bir zorunluluk ya da strateji olmak yerine bankacılık ekosisteminin geleceğini şekillendiren bir kavram olarak karşımıza çıkmakta. Büyük bankalar ile küçük teknoloji firmalarının iş birliği yaparak daha çevik bir şekilde müşteri deneyimi de gözetilerek ürünleri daha rahat çeşitlendirebildiği bir dünyadayız. Bu süreçte fintek firmalarının oyuna dahil olmasıyla, bankalar olarak imkanlarımız artıyor. Müşterilerimizin hız, kolaylık, erişilebilirlik, alternatif ürünler, daha fazla seçenek ile karşılaşma olanağı artarken müşterilerimiz daha kaliteli hizmet alabilir hale geliyorlar.
Bankalar ise Açık Bankacılıkla birlikte yeni müşteri kazanabilecek, yeni nesil ürün ve hizmetleri daha kısa sürede sunabilecek, ürün kullanımını artırabilecek, kurumsal firmaları ile daha güvenli ve daha az operasyonel yükle entegrasyon sağlayabilecek konuma gelirken, tüm bunlar sayesinde API ekonomisi üzerinden gelir elde edebilecekler. Bu model, sistemleri güvenli bir şekilde birbirine bağlamanın yanı sıra, deneyimleri de birbirine bağlıyor. Bu nedenle, müşterimize artık tek başına bir deneyim yaşatıp beğendirme şansımız yok. Bu kapsamda Açık Bankacılık’ın farklılık getirdiği en önemli fırsatı etkin bir rekabet ortamı yaratması olarak görüyoruz.

Bir diğer fırsat ise; Açık Bankacılık’ın kaynak kullanımlarına getireceği verimlilik avantajlarıdır. Bu yeni modelin ileride her bankanın belirli hizmetler için kendi bünyesinde ayrı ayrı platform ve altyapı yatırımı yapmasının da önüne geçerek kaynak kullanımlarını daha verimli hale getireceği aşikar. Aslında biz ölçek ekonomisinin faydalarını çok uzun zamandır belirli platformlarda yaşamaya başladık, POS sistemleri ve ATM’ler buna iyi birer örnek. Şimdi yapılması gereken, bunu bankacılığın diğer hizmetleri için de yaygınlaştırmak olacak. Şimdi özellikle bireysel ve kurumsal müşterilerin başta evraklar olmak üzere sağladığı bilgilerin dijital kimlikte birleşeceği ve bu tekrarlanan bilgi paylaşımından çıkılarak çok daha basit bir şekilde yapay zeka, Açık Bankacılık, blokzinciri ve dijital kimlik uygulamalarıyla müşterinin kolayca dijital ortamda her işini hem banka hem müşteri için daha büyük bir güvenle gerçekleştireceği dijital bir dünyaya hızla yaklaşıyoruz.

Açık Bankacılık, Servis Modeli Bankacılığı (BaaS) yasal düzenlemeleri ülkemiz adına çok kıymetli adımlar oldu. Hesap bilgilerinin paylaşımı sayesinde ödemelerin çok daha kolay yapılacağı birbirine entegre bir bankacılık ve hatta finans evrenindeyiz. Şimdi ise artık bunun en etkin kullanımını sağlayacak diğer alanları belirlemeliyiz. Özellikle bu aşamada finteklerin rolü büyük. Fintek ekosisteminin; ilişkiler, sorumluluklar, iş modeli, güvenlik ve teknik standartlar açısından bankaların endişelerini giderecek şekilde desteklenmesi bu süreçte finansal destekler kadar önemli. Düzenlemelerin de fintek ekosisteminin dinamizmine uyum sağlayacak yapıda olması diğer önemli bir noktadır.

Hep fintek diyoruz ama bir de tüm dünyada regülasyonların ve güvenlik önlemlerinin artmasıyla Regtek (Regülasyon Teknoloji Üreticileri) sayısı giderek artmakta. 2022 yılı tüm dünyada Regtekler için en iyi yatırımların alındığı yıl olarak anılıyor. Finteklerde ise 2021 bu şekilde dünyada yatırımların en yüksek nokta olan yaklaşık 239 milyar dolara ulaştığı bir yıl oldu ama 2022’de yaklaşık üçte bir daha az yatırım alındı. 2023’te yine beklenen Regtekler’in yatırımcıların gözdesi olacağı bir yıl olması, fintek alanında da özellikle blokzinciri, B2B, embedded finans, ödemeler ve sigorta alanlarının da en çok yatırım alacak alanlar olacağı öngörülüyor.

“Bankacılık hizmetlerindeki en önemli beklenti, hız”

HSBC olarak veriye yaklaşımımız 5 ilkeye dayanıyor;
● Veri kalitesini kaynağında sağlama: Daha iyi veri kalitesi elde etmenin en verimli ve etkili yolu, onu kaynağında yönetmektir. Tutarlı tanımlar, etkili sistem doğrulama ve kontrollerle desteklenen bu yapı üzerinde, veri oluşturan tüm HSBC çalışanları arasında eğitim ve farkındalık esastır.
● Verilere gerçek bir varlık olarak değer vermek: Kritik veri varlıklarının etkin mülkiyetini ve gözetimini sağlarız.
● Veri kalitesinin proaktif ölçümü/yönetimi: Veri kalitesi araçlarının ve dashboardlarının etkin kullanımını önceliklendiririz.
● Müşteri merkezli veri mimarisi: Yeni veri mimarisi, müşteri verilerini merkeze yerleştirir, veriler bağımsız olarak toplanır ve korunur, gerektiğinde ürün verilerine bağlantılar sağlanır.
● Analitik: Daha kaliteli veriler, büyük veri gibi yeni ortaya çıkan yeteneklerin kullanımı yoluyla öngörü odaklı satış ve hizmet sağlanır.

HSBC’de veri analitiği, iş kollarımızı desteklemede hayati bir rol oynuyor. Stratejimizin bir parçası olarak “Veri Okuryazarlığı” adı altında her yıl standart eğitimler belirliyoruz. Gerek online gerek gerçek katılımlı bu eğitimlerle veriye dayalı karar verme kaslarımızı her geçen gün daha iyi noktaya taşıyoruz. Bu sayede müşterilerimiz, ürünlerimiz ve süreçlerimiz hakkında önemli içgörülere sahip olarak müşteri deneyimimizi geliştiriyor, zenginleştiriyoruz.

HSBC olarak, mevcut iş süreçleri ve uygulamaları optimize etmek, müşteri deneyimini ve sadakatini geliştirmek, ürün tekliflerini giderek daha rekabetçi hale gelen finansal piyasada gerçekten benzersiz kılmak amacıyla rafine zengin bir bilgi akışını oluşturuyor. Analitiği uyguladığımız ve uygulamaya devam edeceğimiz HSBC’nin temel girişimlerinden bazılarını sıralarsak:

● Müşteri odaklılık
● Akıllı otomasyon
● Dolandırıcılık ve Mali Suç Desteği
● Yasal raporlama ve MI

HSBC grubu olarak, farklı alanlarda Süreç Madenciliği Uygulaması (Process Mining Application), Doğal Dil İşleme Süreci ile Text Analizi (Text Analysis with Natural Language Processing) projeleri yapmaktayız. Q-Bot ve GCP kullanan sohbet botu Coach Boat operasyon yöneticilerinin ve çalışanların performanslarını gözden geçirmesine ve karşılaştırmasına, performans noktalarını belirlemesine ve iyileştirme önerileri sağlamasına yardımcı olmak için geliştirilmiştir. Operasyonel işlerin yoğunlaştığı alanları bulmak için yapılan proje (Manual effort heat map) gibi büyük veri projelerinin yanında, Türkiye’de de yasal raporlama uygulamamızı değiştirerek iş kollarının yasal raporlamalarda daha verimli çalışmasını sağladığımız projeler bulunuyor.

Ayrıca veri görselleştirme aracımızı da yenileyip iş birimlerimizi veriye daha hızlı ulaştırıyoruz. Kullanıcılar artık kendi raporlarını oluşturuyor ve performans değerlendirme panolarını daha güzel görsellerle destekliyorlar. Şu an en üst seviyeden en detay veriye kadar tüm bankanın kullanabileceği bir self servis raporlama ortamımızı kullanıma açtık.

Finansal Hizmetler bünyesinde, veri odaklı ve sınıflandırma, karar verme veya tahmin gerektiren birçok çalışma türü var. Bu kullanım durumları, genellikle bir tür teknoloji çözümü tarafından zaten halihazırda destekleniyor. Ancak, büyük veri ve yapay zekanın uygulanması yoluyla daha hızlı daha çok ilerleme kaydedilmeye başladı. Büyük verinin finans sektöründe;

● Portföy risk yönetiminin geliştirilmesi
● Kart, kart sahibi ve işlem doğrulaması
● Müşteriye ürün tavsiyelerinin yapılması gibi çok çeşitli kullanım alanları vardır.

Ancak sektördeki tüm operasyonu devraldığını söylemek için henüz erken. Bankacılık hizmetlerini daha kaliteli hale getirmenin ilk yolu, müşterinin ihtiyaç duyabileceği hizmeti anında sağlamaktır, yani en önemli beklenti
hızdır. Bu da müşteri davranışlarının analiz edilmesini sağlayan büyük verinin, önümüzdeki yıllarda giderek daha fazla değer kazanacağının kanıtlarından bir tanesidir. Ayrıca AI ve ML geliştirimleri ile birlikte kullanım
alanları giderek artmaktadır.

“Açık Bankacılık dönemiyle banka adı yerine, servis kalitesi öne çıkacak”

Yeni jenerasyon daha çok hız ve bunu iyi bir süreç deneyimiyle yaşamak, aynı zamanda sürdürülebilirliğe katkı sağlamak istiyor. Pandemiyle birlikte dijitalin önem kazandığı bir gerçek. Hatta hızlandı desek daha doğru olur. HSBC olarak, zaten gündemimizde olan bir konuydu. Ancak, pandemi süreci ve sonrasında bu alanda daha keskin adımlar atmaya başladık. HSBC küresel politikaları ve müşteri güvenliğini dikkate alarak, yalnızca şubeden yaptığımız müşteri kazanımlarını artık dijital onboarding ile müşteriye şube ziyareti zorunluluğu bırakmadan, 15-20 dk gibi bir sürede görüntülü görüşme ile yapmaya başlamamız bunlardan yalnızca bir tanesi.

Güçlü kasımız olan yatırım işlemlerini e-trader platformunu müşterilerimize sunarak, müşterilerimizin bulunduğu platformdan bankamız hesaplarını kullanmasına olanak sağladık. İş hayatının başında düzenli gelire sahip olanlar için oldukça geniş çapta sunduğumuz yatırım fırsatlarını, dijital ortamda sektörden farklılaştırarak sunuyoruz.

Açık Bankacılık dönemiyle, banka adının değil, servis kalitesinin öne çıktığı bir düzene evrileceğimize inanıyoruz. Yeni nesil, süreç odaklı. Bu nedenle, Açık Bankacılık için bir yol haritası oluşturduk. Bunu uygulamanın ilk adımı da ödeme ve hesap görüntüleme işlemlerinin konsolidasyonu. Stratejimizin önemli bir parçası olan API envanterimizle müşterilerimizin olduğu mecralarda doğal olarak bankacılık faaliyetlerini de yaptığı bir vizyonda müşterilerimizin deneyimini destekleyeceğiz. Bunun yanında, mobil bankacılık ön yüzümüz, yalnızca HSBC için değil, çalışılan tüm bankalar için bir arayüz olacak.

Öte yandan, şube içi süreçlerimizi de yine sadeleştirerek, daha hızlı ve daha zahmetsiz bir hizmet vermeye odaklıyız. Dijital link ile müşteriye ıslak imza attırdığımız süreçleri en aza indirerek hem sürdürülebilirliğe katkı sağlamayı hem de süreçlerimizi hızlandırmayı hedefliyoruz. Kredi kartı plastiklerimizi dönüştürülmüş maddelerle değiştirdik. Temassız kart yaygınlığımızı artırdık. Tüm banka ve kredi kartlarımız artık temassız. Karbon ayak izimizi azaltmak için sayısız aksiyon alıyoruz. Yalnızca Z kuşağı değil, takip eden nesiller için de sürdürülebilir bir dünya yaratmak için çabalıyoruz.

Meta evren dünyasına ilginin azaldığını okusak da yeni neslin oyun evreni zaten birçok meta evrenden oluşuyor. Yeni neslin artık bu evrenlerde sahip olduklarını başka evrenlere de taşıyabildiği entegre bir deneyim oluşmuşken elbette bankacılık da sadece klasik web ortamlarında değil meta evren ortamlarında avatarlarımız eşliğinde yaşanmaya başlayacak.

“DevSecOps sürecinin birçok kısmını otomatize ediyoruz”

HSBC olarak, geçen sene her zamanki gibi 5 yıllık stratejimizi belirledik ve bu kapsamda yeni projelerimizi hayata geçirmeye başladık. Stratejimiz içinde zero trust ve zero ticket yaklaşımını benimsiyoruz. Bu kapsamda regülasyonun beklentilerini göz önünde tutarak, sıfır güven mimari ilkelerine dayalı yapılar kuruyoruz. Aynı zamanda DevSecOps sürecinin birçok kısmını otomatize ediyoruz, otomatik taramalar ve otomatik raporlamalar ile bu süreci daha efektif hale getiriyoruz.

Kimlik Erişim Yönetimi (Identity Access Management) tarafında sektörün öncü firmaları ile iş birliğine giderek sıfır güven yaklaşımına paralel mevcut kontrollerimizi sıklaştırıyoruz. Yoğun bir değişim içerisinde olan dijital bankacılık alanında gerekli güvenlik kontrollerimizi her zaman en üst seviyede tutmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.

“Kadın çalışanlarını destekleyen şirketler, rekabet avantajı kazanıyor”

Teknoloji alanında kadın çalışanların daha fazla olmamasının temel nedenlerinden biri, teknoloji alanının erkeklere yönelik bir sektör olduğuna dair var olan önyargı. Bu önyargı ailelerin kız çocuklarını erken yaşta bilgisayar mühendisliği ve mühendislik derslerine yönlendirmelerinin önüne
geçiyor. Hatta teknolojiyle ilgili ders alan kadınların bazıları bile IT gibi teknoloji sektöründe bir kariyeri tercih etmeyebiliyor.

Diğer bir zorluk da iş ve aile dengesi ile alakalı. Genellikle çocukların bakımında ve ev işlerinde kadın daha öne çıkıyor. Bu durum kadınların iş yükü yoğun olan teknoloji sektöründe kariyer tercih etmesini zorlaştırıyor. Ayrıca, yapılan araştırmalar yönetici pozisyonuna terfi eden her 100 erkeğe karşılık 86 kadın olduğuna işaret ediyor. Ancak teknoloji alanında veya teknik rollerde kariyer yapan kadınlar için bu oran çok daha düşük. Her 100 erkeğe karşılık 52 kadın yönetici pozisyonuna terfi ediyor. Terfi fırsatları sürecinin başındaki bu açık, kadınların teknoloji alanında kariyer planlamasını olumsuz etkileyebiliyor. Bu durum, şirketler için yeni fırsatları da beraberinde getiriyor. Teknoloji alanında kariyer planlayan kadın çalışanlarını terfi süreçleri için hazırlayan, onlara liderlik yolunda gerekli yetkinlik ve teknik bilgi için eğitim fırsatı yaratan, koçluk ve danışmanlık programlarıyla destekleyen, görünürlüğü yüksek projelerde teknik rollerde sorumluluk veren, iş politikalarını süreçlerini ve uygulamalarını fırsat eşitliği üstüne kuran ve uygulayan şirketler rekabet avantajı kazanıyor.

Diğer yandan, bu alanda önemli ve olumlu gelişmeler yaşanıyor. Şirketler eşitlik, farklılık ve kapsayıcılık konularında birçok aksiyonu hayata geçiriyor. Çünkü artık biliniyor ki farklılık ve kapsayıcılık, farklı bakış açıları ve inovasyonun önünü açıyor. Ayrıca birçok şirket toplumun farklı kesimlerine ürün ve hizmet sunuyor. Kadınlar da bu toplumun büyük bir parçası. Bu noktada, kadınlara sunulan ürün ve hizmetlerin arkasında teknoloji, mühendislik veya satış gibi farklı iş birimlerinde olsun çalışan olarak kadınların yer alması doğal bir gereklilik.

Kadınlar için teknoloji sektöründe programlamacılıktan siber güvenliğe, veri analistliğine ve müşteri deneyimi uzmanlığına kadar birçok farklı kariyer fırsatı bulunuyor. Bu noktada, kadınlar için de sınır bulunmadığını düşünüyorum.

“Meta evren, bankaların müşterileriyle bağ kurmaları için fırsatlar sunan bir başka kanal”

Bankalar için müşterileriyle erken yaşta bağ kurmak, bu bağı zaman içinde derinleştirmek ve müşteri sadakati sağlamak kritik öneme sahip. Bugün bankaların erken yaşta bağ kurabilecekleri segment Z kuşağı. Z kuşağı ise dijital dünyanın içine doğmuş, dijitali fabrika ayarı olarak benimsemiş ve teknolojiyi yoğun kullanan bir grup. Bu kuşak finansal ihtiyaçlarına çözüm bulmak istediğinde de dijital bankacılık ürün ve hizmetlerini tercih ediyor.

Fiziksel hayatı dijital platformda yaşama fırsatı sunan meta evren de bankaların yeni ürün ve hizmetlerle müşterileriyle bağ kurmaları için fırsatlar sunan bir kanal.

Öne çıkan meta evren platformları her ay yüz binlerce ziyaretçi çekiyor. Metaverse benzeri özellik ve fonksiyonlara sahip oyun platformlarının ziyaretçi sayısı ise milyonlarla ifade ediliyor. Bu ve benzeri mecraları kullanan grup, sanal dünyaya ve oyun özelliği taşıyan platformlara kendileri gibi ilgi gösteren ve aynı bakış açısını paylaşan şirketlerle iş yapmayı tercih ediyor.

Meta evrendeki potansiyeli ilk fark eden ve aksiyona geçen bankalardan biri de HSBC. Bankamız 2022’nin başlarında Sandbox’ta lokasyon satın alarak sanal şubesini hayata geçirdi. Bankamızın amacı; metaverse gibi öne çıkan platformlarda da müşterileriyle buluşmak ve onlara yeni bir bankacılık deneyimi yaratmak. Zaten hayata geçirdiğimiz bu uygulama, fırsatlarla dolu bir dünya yaratma vizyonumuzla da birebir örtüşüyor. HSBC; üstün finansal hizmetlerini – müşteri memnuniyetini daha da ileriye taşıyacak, zengin ürün ve hizmet portföyüyle – müşterilerimizin tercih ettiği mecralarda kendileriyle buluşturmak için yatırımlarını sürdürecek.

Diğer yandan, meta evren kendine has, sanal bir ekonominin oluşmasının da önünü açtı. 2030’da meta evrenle ilgili harcamaların 5 trilyon dolar civarına yükselmesi bekleniyor. 2022 yılında meta evren, tüm zamanların en yüksek değeri olan aylık 400 milyon aktif kullanıcıya ulaştı. 2023’ün önümüzdeki 10 yıl için meta evrenin yönünü belirleyen yıl olacağı tahmin ediliyor. Meta evrenin temel teknolojileri olan VR/AR için yapılan küresel harcamanın da 2020’de 12 milyar dolardan 2024’te 72,8 milyar dolara çıkması bekleniyor. Yani çok hızlı bir dönüşümün içindeyiz.

Meta evren kullanıcıları avatarları ve evleri için markaların sunduğu sanal ürün ve kıyafetleri satın alıyor. Birçok metaverse oyununda para kazanma özelliği bulunuyor. Kripto paralar ve NFT olarak tanımlanan dijital varlıklar meta evrende bir nakit akışı döngüsünün oluşmasını sağladı. Bu nakit akışı, dijital varlıkların ticareti, sanal ve gerçek dünya hesapları arasındaki para transferleri bankalar için aracılık edebilecekleri yeni iş fırsatlarının önünü açtı.

Konunun bir de marka imajı yönü bulunuyor. Finansal hizmetler ve bankacılık bugün büyük teknoloji şirketleri ve start-up’larla rekabet eden bir sektör. Sektörün rakipleri yapay zeka, sanal gerçeklik ve eşyaların interneti gibi gündem yaratan, hayatımızda çığır açan alanlarda faaliyet gösteriyor. Bankaların da değişen ve teknoloji tarafından domine edilen bu yeni dünyada trendlere, müşterilerin farklılaşan beklentilerine cevap verebilmesi için teknolojiyi kucaklaması gerekiyor. Bu teknolojik dönüşümü gerçekleştirmenin yolu, söz konusu alandaki yetenekleri kendine çekmekten geçiyor. Genç yetenekler de yeni teknolojilere yatırım yapan, bu teknolojileri iş süreçlerine entegre eden şirketleri tercih ediyor. Bu kapsamda, meta evren ve diğer öne çıkan teknolojilere yatırım yapılması, şirketlerin paydaşlar nezdindeki teknoloji lideri algısını güçlendirmek için de önemli fırsatlar barındırıyor.

Bir diğer taraftan, teknoloji trendlerini de yakından takip ediyor, blokzinciri, nesnelerin interneti ve yapay zeka teknolojilerinin günümüz bankacılık faaliyetlerinde kullanımı konusunda fırsatları değerlendiriyoruz.

HSBC Türkiye olarak, blokzinciri Türkiye çalışma grupları ve girişimci ekosistemleri ile iş birliği halindeyiz. Bankacılık ve finans sektöründe etki yaratabileceğine inandığımız fintek girişimlerini hem HSBC Türkiye hem de HSBC grubu olarak destekliyoruz.

Dijital oyunlarla ve sanal platformlarla kendine kimlik edinmiş, sosyal statüsünü ve çevresini oluşturmuş bir nesil artık avatarlarıyla sanal evrenlerde yerini aldı. Birçok kurumsal markanın da dahil olmasıyla birlikte sanal AVM’lerden avatarları için alışveriş yapıp, sanal sanat galerilerinde ve konserlerde sosyalleşen bu yeni dünyanın 2030 yılına kadar trilyon dolar seviyesinde bir işlem hacmine ulaşması bekleniyor. Yönelimlerin, önceliklerin ve alışkanlıkların bu derece farklılaştığı bir dünyada klasik bankacılık yaklaşımının da farklılaşarak yerini almasını kaçınılmaz görüyoruz. Nitekim bu çerçevede, HSBC grubu Mart 2022’de “The Sandbox” platformu ile iş birliğini başlattı. İlk aşamada bankacılık sektörünün sanal dünyada banka şubelerini konumlandırmak şeklinde bir yaklaşımını görsek de merkeziyetsiz para birimleri ile ilgili regülasyonların, kimlik doğrulama ve bilgi güvenliği standartlarının gelişmesi ile birlikte birçok bankacılık hizmetinin sanal evrenlerde deneyimleneceğine inanıyoruz.

Comments

Comments are closed.

Login/Sign up